Gün geçmiyor ki yeni bir diyet ya da beslenme trendi karşımıza çıkmasın. Dünyada son dönemde popüler olan beslenme trendleri, sıkı diyet programları gibi sizi zorlamayacak.
Kilolar pek çoğumuzun temel sorunu, kız kıza muhabbetlerimizinse başrol oyuncusu… Kimimiz ‘3-5 kilo fazlam var’ kimimiz ‘1-2 kilo alsam’ derdinde. Fazla kilolardan rahatsız olmamız ise bizi sürekli yediklerimizi düşünmek zorunda bırakıyor ve genellikle ‘yine fazla yedim’ suçluluğu yaşıyoruz.
Peki nasıl oluyor, neyi yanlış yapıyoruz da sürekli aynı konunun çevresinde dönüp duruyoruz? Gerçekten yemekle bir sorunumuz var mı, yoksa bu, günümüzün bir dayatması mı?
Yüzbinlerce yıl önce doğal afetlerden, vahşi hayvanlardan, donmaktan korunmak ve sürekli yiyecek bulabilmek temel korkularımızdı. Bugünse bunların hiçbiri ile savaşmıyoruz ama genetik kodlarımız hala aynı. Bugün sürekli ve bol yiyeceğe kavuşmuşken genlerimiz hala ‘bulduğunu ye, aç kalma’ komutu veriyor bize. Biz de her fırsatta yiyoruz; sosyalleşmek istediğimizde de, canımız sıkıldığında da, mutlu olduğumuzda da… Bu da bizi sürekli yiyen insanlar yapıyor. Ancak buna bir dur demenin zamanı geldi. Yeni beslenme trendleri diyet programları gibi sizi zorlamayacak!
Yemeğe farklı bakış
Bu kısır döngü nasıl kırılır? Cevabı basit. Hepimizin bir biyokimliği var. Önce kendi biyokimliğimizi keşfetmeli ve ona en çok uyacak beslenme akımının (alkali beslenme, vegan beslenme, green juicing gibi) hangisi olduğuna karar verip hayatımıza taşımalıyız. Ancak bundan daha önce yaşamamız gereken dönüşüm; yemeği ‘karın doyurma’dan çıkarıp ‘sağlıklı beslenme’ye taşımak olmalı.
Sağlıklı beslenmek sadece sağlıklı yemek yemek de değil. Doğru nefes almak, fiziksel aktivite ve olumlu düşünce de sindirim sistemimiz üzerinde yediklerimiz kadar etkili. Dünyanın en sağlıklı yemeklerini yediğiniz halde olumsuz düşünüyorsanız hiçbir faydasını göremiyorsunuz. ‘Clean’ (Arınma olarak Türkçe’ye çevrildi) kitabının yazarı kardiyolog Dr. Alejandro Junger ikinci kitabı ‘Clean Gut’da sindirim sistemine “ikinci beynimiz ve duygusal navigasyon cihazımız” diyor. Sindirim sistemimiz bağışıklık sisteminin yüzde 80’ini barındırıyor, mutluluk hormonu serotoninin ise yüzde 90’ını üretiyor. Sindirim sistemimiz başımıza gelen birçok sağlıksız oluşumun başlangıç noktası. Ve ağzımızdan anüse giden yolu mümkün olduğu kadar temiz ve sağlıklı tutmamız şart. Yeni beslenme trendleri ise bu konuda bize yardımcı olmayı amaçlıyor.
Doğru yemek kombinleri
Çok göz ardı edilen bir konu olmasına rağmen yemek kombinlemesi beslenmede büyük önem taşıyor. Her besin grubu, sindirimde farklı enzimlerin devreye girmesine sebep oluyor. Bu da sağlığımızı direkt etkiliyor. Mesela etle birlikte patates tükettiniz, eti çözen enzim asidik, patatesi çözen ise alkali. Alkali ve asidik enzimler birbirini bozacağından bu, her ikisinin de düzgün sindirilememesine neden oluyor. Bu tür detayları bilmeyip aylar hatta yıllar boyu buna maruz kaldığınızı düşünün. Sonuçta kronik rahatsızlıklar oluşuyor.
Kathryn Marsden’ın ‘Food Combining’, Doris Grant ve Jean Joice’in ‘Food Combining for Health’ kitapları bu konuda size daha detaylı bir okuma sağlayabilir. Biz yine de temel birkaç kuralı hatırlatalım:
• Proteinlerle karbonhidratlı ve nişastalı besinleri aynı öğünde tüketmeyin.
• Yeşil yapraklı otları tüm gıdalarla birlikte yiyebilirsiniz.
• Meyveyi açken ve özellikle sabahları yiyin.
Burada da biyokimliğiniz öne çıkıyor. Birisi için çok yararlı olan bir gıda sizde zehir etkisi yaratabilir. Beslenmede doğru kombinleri bulabilmeniz için neyle neyi yediğinize ve sonrasında kendinizi nasıl hissettiğinize bakın, nasıl besleneceğinize ona göre karar verin.
Alkali beslenmenin gücü
Alkali beslenme ağzımıza giren her şeyin hücresel seviyede asidik ya da alkali olmasını ele alıyor. Asidik olması hücreleri yıpratıp hasara uğratıyor, hücre oksijensiz ortamda deforme olup kansere dönüşebiliyor. Alkali besinler ise bağışıklık sistemimizi ve sağlığımızı koruyor, bizi besliyor.
Her besin grubunun 0 ile 14 arası skalada bir değeri var. 0 ile 7 arası asidik, 7 nötr, 7 ile 14 arası da alkali. Hangi besinlerin alkali-asidik olduğuna baktığınızda ise tablo çok net. Alkol, fast food yiyecekler, çay-kahve, hazır gıdalar asidik iken su nötr; sebze ve meyveler, doğal gıdalar ise alkali. En faydalı besinler ise köklü sebzeler (pancar, havuç, şalgam, turp), turpgiller (brokoli, karnabahar, kabak), yeşil yapraklılar (lahana, ıspanak, pazı), sarımsak, kırmızıbiber ve limon. Gündelik hayatta en çok maruz kaldığımız çay ve kahve de ne yazık ki asidik. Her ikisini de içtikten sonra en az 2-3 bardak pH değeri yüksek su içmeniz asidik yükü nötralize etmenize yardımcı oluyor.
Bu konuda bilgi edinmek için de Miyase Bülbül’ün ‘Alkali Yaşam Alkali Mutfak’ kitabından yararlanabilirsiniz.
Yediklerimizin kombinlenmesi, alkali ya da asidik yük kadar doğru gıdanın seçilmesi ve yenen miktar da önemli. Eski beslenme piramidinde en temel gıdalarımız ekmek, tahıl, pilav ve hamur işi besinler olarak görülüyordu. Onun hemen üstünde sebze-meyve grubu, onun üstünde süt, et, bakliyat ve kuruyemiş grubu, en üstte ise yağlar ve şeker yer alıyordu. Yıllar içinde bu beslenme piramidine göre beslenenlerde kalp-damar, obezite ve şeker hastalıklarının yarattığı kötü tablo ortaya çıktı. Bu yanlış beslenmenin nasıl değişebileceğine kafa yoran Dr. Joel Fuhrman yeni bir beslenme piramidi yarattı.
Fuhrman’a göre yeni piramidin eskisinden en önemli farkı, günlük alınan kalorinin yüzde 30 ile 60 arasının mutlaka çiğ ya da yarı pişmiş sebzelerden oluşması, hayvansal proteinlerle işlenmiş gıdaların nadiren yenmesi, meyve ve baklagillerin de günlük kalori tüketiminin yüzde 10 ile 40’ı arası bir yere oturması. Fuhrman tek başına kalori hesabı yapmak yerine, kalori başına besleyicilik değerine bakılması gerektiğini söylüyor ve besleyiciliği yüksek besin tüketilmesini öneriyor. Dr. Fuhrman, ‘Yaşamak İçin Ye’ kitabında gerçek besleyiciliğin ne olduğunu ve yeni beslenme piramidini anlatıyor.
Eski besin piramidi yukarıdan aşağıya
Yağlar, tatlılar (ender tüketin)
Süt, yoğurt, peynir – Et, balık, baklagiller, yumurta, kuruyemişler
Sebze grubu – meyve grubu
Ekmek, hamur işleri, pirinç, tahıllar (5-11 servis)