Aristo söz söyleme sanatını üç temele dayandırmış; Ethos yani bunu bize kim söylüyor, logos yani mantık ve son olarak da pathos; işin duygu boyutu. Yazılanlar kadar, yazanın kim olduğu da önem taşır. Günümüze yazanın kredibilitesi olarak çevirebileceğimiz ethos kavramını birlikte irdeleyelim.
Kitap alırken yazarının kim olduğuna bakar mısınız? Çoğunuz bu soruya evet der. Yazara değil konuya bakarak kitap aldığımız durumlarda bile yazar önemini yitirmez!
Yazarını tanımıyorsanız bu kez yayınevine bakarız. Güvendiğiniz bir yayınevi kitabı basmışsa rahatlıkla alırsınız. Çünkü yayınevlerinin yazarları seçtiğini bilirsiniz. Peki neye göre seçim yaparlar? Ethos’a göre…
Ethos ne demek? Kısaca yazarın kredibilitesi diyebiliriz. Bunu biraz açalım.
Aristo retoriğin yani söz söyleme sanatının araçlarını üçe ayırmış; Ethos, Pathos ve Logos. Logos, yazarken veya konuşurken mantıklı argümanlar sunmak, Pathos ise okurla/dinleyenle duygusal bağ kurmak olarak özetlenebilir. Bunlar metnin içeriğiyle ilgili kavramlar. Ethos ise “Bunu kim söylüyor?” sorusunun cevabı.
Diyelim ki kalp, şeker, tansiyon gibi bir probleminiz var. Bir dahiliye uzmanının yazdığı kitabı mı tercih edersiniz, yoksa doktor olmayan birinin kitabını mı? Kilo vermek için bir diyetisyenin, beslenme uzmanının kitabını mı alırsınız, yoksa zayıf bir mankenin kitabını mı?
Konunun içeriğinden önce, o konuda kimin söz söylemeye yetkili olduğu önemlidir. Peki biz kimi otorite kabul ederiz?
a) Eğitim ve deneyim: Konuyla ilgili eğitimi, sertifikasyonu olan ve aynı zamanda pratiğini yapmış kişiler bu hakka sahiptir. 10 bin saat kuralını bilirsiniz. Bir pratisyen hekimin kitabını mı tercih edersiniz yoksa bir profesörün yazdığı kitabı mı?
b) Yapmış veya başarmış olmak: Bazı başarılar kolay elde edilemez. Mesela, kurduğunuz şirket kısa zamanda ülkenin ilk 10 şirketi arasında girdiyse bu önemli bir başarıdır ya da öyle bir icat yaptınız ki herkesin hayatı değişti. Bu durumda elbette kitap yazıp yönteminizi, deneyiminizi tüm dünyaya duyurabilirsiniz. Bu tarz kitaplar çok okunur.
c) Uygun demografi: Kitap yazarken demografi de önemli bir etken. Bazı kitaplarda cinsiyet, yaş, ırk, milliyet önemli olabilir.
d) Bilinirlik: Son zamanlarda sosyal medya fenomenleri veya toplum tarafından tanınan kişiler kitap yazmaya başladı. Oyuncular roman yazarı, sosyal medya fenomenleri kişisel gelişim uzmanı, mankenler beslenme veya güzellik kitapları çıkarıyor. Neden bu kişilerin yazdığı kitaplar çok satmasına rağmen bu kadar alaya alınıyor? Çünkü Ethos koşulu çiğnemiş.
Burada, bir alanda marka olanları ayrı bir yere koyalım. Bir konuda markalaşmak yıllar alır. Elbette yayınevleri kısıtlı bütçelerini, adı sanı duyulmamış bir yazarı yayınlayarak harcamak yerine binlerce kişinin takip ettiği markalaşmış kişiden yana kullanır. Yani aynı konuda uzman iki kişiden biri sosyal medya kullanımında öne çıkmışsa yayınevi o yazar adayını tercih eder.
Ethos yetkinliği formülü
Uzmanlık alanınızda mı yazıyorsunuz, yoksa başka bir alanda mı yazmaya çalışıyorsunuz? O konuda yeterli donanıma ve tecrübeye sahip misiniz? Bilinirliğiniz kitabınızın basılmasına yetecek düzeyde mi? Yani okurlar siz o kitabı yazdığınızda sizin donanımınıza güvenip o kitabı satın almaya istekli olacaklar mı? Demografik özellikleriniz uygun mu? Büyük ve anlatılmaya değer bir rekorunuz, başarınız, yönteminiz var mı?
Diyelim ki bu koşulların hiç birini yerine getiremediniz. Gene de yazmak istiyorsunuz. Kendinize şunu sorun; yazacağınız kitap okurlara “yeni” ne söyleyecek? Kitabınızın katma değeri ne olacak?
Sahte kitap, gerçek kitap
Eğer yazdığınız konuda eğitim almamışsanız, 10 bin saat çalışmamışsanız, yeni bir icat yapmamışsanız yani geçmişten mesnet alamıyorsanız ve hala o konuda bir kitap yazmak istiyorsanız bu kez geleceğinizi bu yönde kurgulamalısınız. Yani yazdığınız konu ile kariyeriniz paralel ilerlemeli. Çünkü kitabın içeriği neyse, okurlar size o konuyla ilgili dönüş yapacaklardır.
Pek çok kişi tek kitapla “ünlü” olacağını sanır. Oysa yazarlık belli bir olgunluk ve süreç gerektirir. Tek kitap sizi zirveye taşımaz, ancak üçüncü kitabınızı çıkarttıktan sonra bilinirliğiniz daha iyi bir noktaya gelir, okurların size güveni artar, sizi daha iyi tanırlar.
Özellikle kişisel gelişim, beslenme, güzellik, sağlık, alternatif tıp gibi herkesin fikri olan alanlarda birbirini tekrar eden çok fazla kitap çıkıyor. Birçoğu birbirinin kopyası ve yeni bir bilgi içermiyorlar. Hele ki kişisel gelişim konusunda herkes kitap yazdığını iddia ediyor. Halbuki bu alanda da uzmanlıklar var. Eğer söz söyleme yetkinliğiniz olmayan bir konuda kitap yazıyorsanız yani ethos olmazsa ciddiye alınmayabilirsiniz.
Unutmayın! Önemli olan kitap çıkarmak değil, gerçekten nitelikli ve okunurluğu yüksek, katkı sunan bir kitap çıkarmak.
Minik bir not: Yazılarımdan faydalanıyorsanız Youtube kanalımda da işinize yarayacak pek çok videoya ulaşabilirsiniz.
Daha detaylı bilgi için:
mursel@murselcavus.com