Sir Winston Leonard Spencer Churchill, İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası’nın yenilmesinde büyük rolü oynadı. Bir dönemin simgesi haline gelen Churchill hayatı boyunca altı kral ve kraliçe görmüş; bu dönem süresince dünyanın gelmiş geçmiş en büyük imparatorluğunun yönetiminde görev aldı.

1874 yılında Oxfordshire’de doğan Churchill, Marlborough dükünün torunu, Muhafazakar Parti önderlerinden Lord Randolph Churchill’in ve ABD’li Jeannette Jerome’un oğludur.

Çocukluk dönemlerini ailesinin ilgisizliği nedeniyle mutsuz geçiren Churchill, İngiliz soylularının okulu olan Harrow’da okudu. Bu okulda başarılı okuyamayan Churchill, daha sonra Sandhurst’te Krallık Askeri Okulu’na gitti. 1894 yılında okulu bitiren Churchill, hemen orduya katıldı. Küba, Hindistan ve Sudan’da askerlik yapan Churchill, bu yıllarda gazete muhabirliği de yaptı.

1899 yılında İngiltere ile Güney Afrika arasında çıkan Boer Savaşı’nı sivil muhabir olarak izledi. Bu dönemde tutsak düşen Churchill, esir kampından kaçmayı başardı ve İngiltere’ye kahraman olarak döndü.

Churchill siyaset sahnesinde

Churchill kahraman olma kozunu iyi kullandı. 26 yaşında seçimlere katıldı ve Muhafazakar Parti’den milletvekili seçilerek Parlamento’ya girdi. Ancak 1904 yılında görüş ayrılığı yüzünden bu partiden ayrıldı ve Liberal Parti’ye geçti. 1906 yılında sömürgelerden sorumlu devlet bakan yardımcısı olarak ilk kez kabineye girdi.

Çeşitli resmi görevleri üstlenen Churchill, 1911 yılında Deniz Kuvvetleri Bakanlığına atandı. Donanmayı güçlendirmede büyük çaba harcadı. 1914 yılında savaşın başlamasıyla Osmanlı İmparatorluğu’nu bozguna uğratmak istedi. 1915 yılında Çanakkale’de Osmanlıları yenerek Rusya’ya ulaşmayı hedefliyordu. Fakat başarılı olamadı.

Churchill görevinden istifa etti. Bir süre Fransa’da yarbay olarak görevini sürdürdü. 1917 yılında Lloyd George’un koalisyon hükümetinde savaş gereçleri bakanlığı, 1919 yılında savaş bakanlığı yaptı ve Hava Kuvvetleri’nin sorumluluğunu üstlendi.

1924 yılında Parlamento’ya girdi. Tekrar Muhafazakar Parti’ye geçen Churchill, 1924 ve 1929 yılları arasında Maliye Bakanlığı yaptı. Bu dönemde baş gösteren işçi eylemlerine karşı sert bir tavır aldı. 1929 yılında hükümet düştüğünde Churchill görevinden ayrıldı.

1933’te Adolf Hitler’in Almanya’da iktidara gelmesiyle, hükümeti sürekli Alman tehlikesine karşı uyaran Churchill’in tüm tahminleri doğru çıktı. 1939 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla bir kez daha Deniz Kuvvetleri Bakanlığına getirildi. 1940 yılında hükümetin düşmesinin ardından da başbakanlık görevini üstlendi. Belli partileri biraraya toplayarak koalisyon hükümeti kurdu.

Güçlü devlet adamı Churchill

1941-1945 yılları arasında Churchill, ABD ve SSCB’yi içine alacak bir ittifakı oluşturmak için girişimde bulundu. Bu yıllar arasında özellikle ABD ile iyi ilişkiler kurdu, iki ülke arasında güçlü bir askeri dayanışmanın başlamasını sağladı.

Churchill 80. doğum gününü Westminster Hall’da Muhafazakar Parti’nin düzenlediği törende kutladı ve 5 Nisan 1955’te görevinden ayrıldı. Yerine tüm Churchill hükümetlerinde dışişleri bakanlığı yapmış olan Anthony Eden geçti.

Avam Kamarası’nın babası

Churchill’in uzun yıllara yayılan kariyeri bitmişti ama siyasi yaşamdan kopmuyordu; artık “Avam Kamarası’nın babası” olarak anılmaya başladı. 1959’da son kez katıldığı seçimleri kazandığında ve Woodford milletvekili seçildiğinde 90’larına geliyordu. İlerlemiş yaşına rağmen çalışmayı sürdürüyor, devlet başkanları ile görüşüyor bu arada resim ve edebiyatla da ilgileniyordu.

Kendisine Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıran A History of English Speaking People (İngilizce Konuşan Halkların Tarihi) kitabını da bu dönemde yazdı. Nisan 1963’te ABD Kongresi’nce “Fahri Amerikan Vatandaşı” ilan edildiğinde Avam Kamarası’na çok ender gidebilecek denli hastaydı.

Churchill hayatı boyunca altı kral ve kraliçe görmüş ve bu dönem süresince dünyanın gelmiş geçmiş en büyük imparatorluğunun yavaş yavaş bir otonom hükümetler federasyonu durumuna dönüşmesine yardım etmiş, bu uğurda görev yapmıştı. Halbuki o bu dönüşümü hiç istemiyordu. Geleneği yaşatmak, ayakta tutmak için sonuna dek savaştı.

Muhteşem cenaze töreni

Churchill 90. doğum gününü kutladıktan iki ay sonra, 24 Ocak 1965’te Londra’daki evinde öldü. Westminster Hall’deki törenden sonra cenazesi St. Paul Katedrali’nde ziyarete açıldı. Cenaze töreni Londra sokaklarını dolduran ve televizyon ekranı karşısındaki milyonlarca kişi tarafından izlendi. Daha sonra tabutu, yıllarca hizmet verdiği donanmaya ait hücümbotlarla St. Paul’dan Waterloo istasyonuna taşındı. Bu Churchill’in son seyahati oldu. Blenheim Mezarlığı’na gömüldü.

İşin ilginç yanı Churchill, kendisine özgü öngörüsü ve planlılığı ile, cenazesi için yapılmasını istediği törenin tüm ayrıntılarını zaten belirlemişti ve bu son eylem planına birde isim takmıştı: “Operation Hope Not” (Umut Etme Operasyonu)

 

 

 

 

Kasaba.works Digital Agency