1960’lı yılların bir numaralı müzik grubu olan Beatles, hala rock ve pop’un kralı. Paul Mc Cartney, John Lennon, George Harrison ve Ringo Star’dan oluşan Beatles; bütün dünyaya yaydıkları uzun saç modası, farklı giyim tarzları ve politik tavırları ile hafızalardan silinmeyecek izler bıraktılar. Ömer Madra onlar için “Yüzyıla sesini veren dörtlü” diyor, haksız sayılmaz.
Liverpoollu dört delikanlıdan oluşan Beatles, 1960’lı yıllarda fırtına gibi esiyordu. O yıllarda Beatles kendilerine rakip olarak Rolling Stones’u görüyordu. Rolling Stones ise ancak Beatles gurubu dağıldıktan sonra başarıyı yakaladı.
Grubun beyni John Lennon
Grubun lideri olan John Lennon, 9 Ekim 1940’ta Liverpool’da kent bombalanırken doğmuştu. John doğduktan sonra denize açılan babası uzun yıllar dönmedi. Lise öğrenimi gördüğü sırada “The Quarrymen” topluluğunun öncülüğünü yaptı. Daha sonra Paul Mc Cartney ile tanışarak “The Beatles” topluluğunu kurdu.
1966 yılında bir sergide tanıştığı Yoko Ono ile hayatı tamamen değişti. Evlendiler. İki sevgili 1968 yılında çıkacak olan “Two Virgins” adlı albümün kapağı için çıplak poz verdiler. Bu pozları, büyük tepki gördü.
Beatles’ın Uzakdoğu turnesi sırasında, John Lennon’ın sözleri bütün Hristiyan alemini ayağa kaldırdı. John Lennon şöyle diyordu: “Dünyanın sonu çok yaklaştı, çünkü biz İsa’dan daha fazla tanınıyoruz.” Aynı yıl, John Lennon ve eşi Yoko Ono, uyuşturucu kullanmaktan ve bulundurmaktan yargılandılar.
Lennon, İngiltere’nin Nijerya sivil savaşına bulaşmasını protesto için daha önce almış olduğu İmparatorluk Madalyası’nı iade etti ve “Give Peace a Chance” (Barışa Bir Şans Tamyın)’ı yaptı. Lennon sınırları, dini, ırkı olmayan bir dünya diledikleri gibi yaşamak. Onlar için bir şey değişmedi…
Tüm gözler üzerlerindeyken ne tarzlarından, ne de doğallıklarından ödün vermeden 20. yüzyıla damgalarını vurdular. Belki de en büyük başarıları buydu. Açık Radyo’da Beatles programı hazırlayan Ömer Madra; “Bu yüzyılı en fazla etkileyen, çığır açan müzik insanları kimler deyince Beatles’tan başkasını düşünemiyorum” diyor ve ekliyor: “Bu durumu rock’n roll isyanıyla, 68 kuşağıyla, hepsiyle bağlamak mümkün. II. Dünya Savaşı sonrası genç kuşak; cepleri biraz para görünce savaşın açtığı yaraları, muhafazakarlığı rock’n roll’la yıkmaya çalışıyor. Seks giriyor hayatlarına, uyuşturucu… Ancak 60’lara gelindiğinde o ilk patlama yerini sessizliğe bırakıyor. Elvis Presley, Chuck Perry gibi ustalar bir şekilde çekiliyor ortalıktan. İşte tam o günlerde İngiltere’den dört gencin sesi yükseliyor. Rock’n roll yapıyorlar ama bilinenlerden çok farklı.” Beatles, önce İngiltere’yi ve Avrupa’yı fethediyor; sonra Amerika’yı ve tabii tüm dünyayı.
Beatles fırtınası nasıl yaşandı?
9 Şubat 1964’te Beatles, The Ed Sullivan Show’da Amerika’ya tanıtılıyordu. Komedyen Frank Gorshin Beatles efsanesinin nelere kadir olduğunu mizahi diliyle şöyle anlatıyordu: “Avustralya’da bazı kulüplerde gösteri yapmak üzere anlaşmalarım vardı. Avustralya’ya adım attığım andan başlayarak bir Beatles lafıdır gidiyordu. Beatles’ın ne olduğunu bilmiyordum. Bu, yeni marka bir şey olmalıydı. Sydney’deki oyunumu bitirdikten sonra ‘The Ed Sullivan Show’a katılmak üzere New York’a uçtum. Şova benimle birlikte kimlerin katılacağını sormamıştım. Soyunma odamda pencereden dışarıyı seyrediyordum. Binlerce çocuk akıyordu sokaktan. Allah Allah dedim, bunlar benim burada olduğumu nasıl haber almışlar? Ama kısa süre sonra, şov arkadaşlarımın Beatles’lar olduğunu öğrendim.
Aşağı inmem ve sahneye giriş için hazır olmam bildirildi. O sırada Sullivan’ın sesi geliyordu: ‘Ve şimdi hanımlar, beyler… O büyük coşku… Huzurlarınızda… Beatles!’ Bir gürültü koptu. Çığlıklardan başka bir şey duyulmuyordu. Çocuklar kendilerini oradan oraya atıyorlardı. Böyle bir şeye tanık olmamıştım. Beatles şarkılarını söylüyordu; ama ben onları duyamıyordum. Çığlıklardan başka bir şey duymak mümkün değildi. Sullivan sahneye geldiğinde de çığlıklar sürdü. Sonra ben de çığlıklar atarak girdim, gösterime başladım. Beatles programını bitirdikten sonra hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. George Harrison içine kapanık ve sessizdi. Paul McCartney kesinlikle şov dünyası için yaratılmıştı.”
Bu dört kişinin ortak noktaları sahip oldukları müthiş espri yeteneğiydi. Basın mensuplarıyla aralarında geçen diyaloglar bunu anlayabilmek için yeterli. Bir seferinde: “Konserlerde ne söylediğinizi duyamamaktan rahatsız oluyor musunuz” diye soran bir gazeteciye, John Lennon: “Hayır, aldırmıyoruz. Evde albümlerimiz var” diye yanıtlamış. “Amerika’yı nasıl buldunuz” diye sorulunca da: “Grönland’den sola dönünce” cevabını yapıştırmış.
John Lennon efsanesinin ardından sahnelerden uzaklaşan Beatles, son yıllarda art arda piyasaya sürülen “Anthology” serileriyle eski şarkılarını yeniden dillere doladı.
Müzikte ekol oldular
Grubun ilk 45’liği “Love Me Do” ve bugüne kadar çok farklı şekillerde yorumlanan ünlü şarkı “Yesterday” klasiklerin vazgeçilmezi. Sadece “Yesterday” parçasının 3000’den fazla yorumu var.
Beatles’ın parçaları şimdiye kadar defalarca kaydedildi. O duru sound; heavy metal gruplarından flarmoni orkestralarına, caz üstadlarından raggae’cilere kadar birçok müzisyen tarafından yorumlandı. Ünlü caz piyanisti Duke Ellington, Frank Sinatra, Güney Afrikalı caz ustası Hugh Masekela, “diva” Kiri Te Kanawa, Latin müziğinin devi Tito Puente, Bob Marley gibi birçok isim… U2, Deep Purple, Aerosmith, Sting, David Bowie, Joan Baez, Michael Jackson, Neil Diamond… Liste öylesine uzun ki toplam sayıyı kimse bilmiyor.
Beatles’ı alaturka müzikle ilk buluşturanlar ise Dağhan Baydur, Erdal Kızılçay ve Fuat Güner’den kurulu DEF grubu oldu. “Beatles Made In Turkey” adını verdikleri albümlerinde 10 Beatles klasiğini bağlama, darbuka, klarnet gibi çalgılarla harmanladı.
Ne umuyorlardı, ne buldular?
1960’ların başlarında ilk kez ortaya çıktıklarında, yakalayacakları şöhreti hayal bile etmemişlerdi. John Lennon, 8 Aralık 1980 yılında New York’taki evinin önünde akli dengesi bozuk bir güvenlik görevlisi tarafından tabanca ile vurularak öldürüldü. Tüm rockseverler o günü “müziğin öldüğü gün” olarak andılar.
Paul Mc Cartney “Ciddi değildik”
Paul Mc Cartney, 18 Haziran 1942’de Liverpool’da dünyaya gelmişti. 14 yaşındayken annesini kaybetti. Annesinin ölümünden sonra tek tutkusu gitarı oldu. “The Beatles” grubunun John Lennon’dan sonra, ikinci öncüsü olan Paul Mc Cartney 500’den fazla beste yaptı. Uyuşturucu tutkunu olduğu için sık sık sorun yaşadı.
Paul yıllar sonra Beatles’la ilgili şunları söylüyordu: “The Beatles ciddi bir grup değildi, biz iş değil eğlence olarak müzik yapıyorduk.” Paul Mc Cartney hala müzik çalışmalarına devam ediyor. Son albümünde o günlerin samimiyetini, amatör ruhunu taşıyor. Sadece içinden geldiği gibi müzik yapıyor; eğlenmek için…
Grubun davulcusu Ringo Star da, 7 Temmuz 1940’da Liverpool’da doğmuştu. 13 yaşında rahatsızlanınca, iki yıl okula devam edemedi ve okulu bıraktı. Kendisine 18 yaşında doğum günü hediyesi olarak davul armağan edildi. Bu armağan tüm yaşamını değiştirdi. Almanya’da davul çaldığı yıllarda John Lennon ile tanıştı ve “The Beatles”ın” ünlü davulcusu oldu.
25 Şubat 1943 yılında doğan George Harrison daha 13 yaşındayken müziğe başladı. Bu yaşlarda “The Rebels” topluluğunda çalıyordu. 1958 yılında da “The Quarrymen” topluluğunun bir üyesi olan George Harrison, Beatles grubunun dağılmasında önemli bir rol oynadı.
Beatles, toplumların kolektif belleğinde iz bıraktı. 1962’den 1968’e kadar istisnasız her gün gazete sayfalarını süsledi. Ne yiyip içtiklerinden, saat kaçta ne yaptıklarına kadar her şey bir haber konusuydu. John Lennon topluluğun en sert, en keskin, en tepkili elemanıydı. Sözünü asla sakınmıyordu. Ringo Star ise “ruhu komik” diye tanımlanıyordu. Hiçbir şeyi takmıyordu.
Tüm zamanların en çok sevilen ve dinlenen grubu olmayı başaran Beatles 2000’li yıllarda da zirveden inmeyecek ve belki torunlarımız da “Love Me Do” ile coşmaya devam edecek.
Beatles’in “ilk’leri, “en”leri
- Yalnızca kendi parçalarını çalıp söyleyerek ünlü olan ilk topluluk.
- Tüm parçaların birbirine bağlı olduğu ilk “konsept albüm”.
- Sinema filmlerinde ve çizgi filmlerde oynayan ilk müzik grubu.
- Çığlıklar atarak bayılan kızlar ilk onların konserlerinde görüldü.
- Amerika’da Ed Sullivan’ın şovuna katıldıkları bir saat, New York tarihinde suç oranının en aza düştüğü bir saat.
- 1995’te çıkan “Anthology 1” Amerika’da en fazla satan double albüm.
- Amerika’da 13 adet -benzeri yok- multiplatinyum albüm ödülü kazandılar.
- İngiltere’de arka arkaya 11 albümleri bir numara oldu.
- 1964 martında Bilboard listesinde ilk beş şarkı Beatles’a aitti. İlk 100’ün içinde ise yedi şarkıları daha vardı.
Hit parçaları
From Me to You (1963)
She Loves You (1963)
I Wan t To Hold Your Hand (1963)
Can’t buy me Love (1964)
A Hard Day’s Night (1964)
I Feel Fine (1964)
Ticket To Ride (1965)
Help (1965)
Day Tripper / We Can Work It Out (1965) Paperback Writer (1966)
Yellow Submarine / Eleanor Rigby (1966) Penny Lane / Strawberry Fields Forever (1967) Ali You Need Is Love (1967)
Hello Goodbye (1967)
Lady Madonna (1968)
Hey Jude (1968)
Get Back (1969)
Ballad Of John And Yoko (1969)