O sinemanın aptal sarışınıydı. Ama yüzyılın dişilik sembolü olmayı ve bir devrin güzellik anlayışına damgasını vurmayı başardı. ABD Başkanı J. F. Kennedy ile girdiği ilişkinin ardından esrarengiz bir şekilde öldü. 36 yaşında hayata veda eden Marilyn Monroe’nun intiharı, ona belki de ölümsüzlüğün kapılarını açtı.

Norma Jean Baker olarak, 1 Haziran 1926 yılında Los Angeles’ta dünyaya geldi. Babasının kim olduğunu hiçbir zaman öğrenemedi. Annesi işsiz, ruh hastası bir kadındı. Norma 3 yaşındayken annesi akıl hastanesine yatınca, 9 yaşına kadar çocuk esirgeme kurumunda kaldı ve 11 yaşındayken annesini kaybetti.

İlk kez 16 yaşında evlendi

İlk evliliğini yaptığında henüz 16 yaşındaydı. James Dougherty ile yaptığı evlilik çok uzun sürmedi. Marilyn Monroe, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra film yıldızı olmaya karar verdiği için eşini terk etti. II. Dünya Savaşı sırasında ordu için mal üreten bir fabrikada çalışırken, ordu fotoğrafçısı tarafından keşfedildiğinde ikinci hayatı başlamıştı. Sarışın bir mankendi artık. Soyunmaktan kaçınmayan Marilyn Monroe, “pin up” kızı olarak daha çok askerlerin satın aldığı erotik dergilere poz vermeye başladı.

Norma Jean Baker Marilyn Monroe oluyor

1946 yılında Twentieth Century Fox şirketiyle yedek oyuncu sözleşmesi imzaladı. İlk deneme filmini çektiğinde cinsellik yüklü tavırları yöneticileri coşturdu. Oyuncu seçme yönetmeni Ben Lyon, ona Marilyn Monroe ismini verdi.

Marilyn, dakikliği ve çalışkanlığı ile kendini kısa zamanda benimsetti. Colombia Pictures şirketiyle, haftalığı 75 dolar karşılığında 6 aylık bir sözleşme imzaladı. Koro Kızları filminde (1948) Marilyn’e konuşma, dans etme ve şarkı söyleme şansı verildi. Film eleştirmenlerinden övgüler alıyor, ününe ün katıyordu.

Bu arada, daha önceki yıllarda çektirdiği çıplak pozlar Twentieth Century Fox şirketi yöneticilerini endişelendiriyordu. Ancak, 1953’te bu pozlar Playboy dergisinde yayınlanınca, şirket elinde bir yıldız olduğunu anladı.

Marilyn Monroe, 1954 yılında dönemin gelmiş geçmiş en büyük beyzbol oyuncusu Joe Dimaggio ile evlendi. Dimaggio, Marilyn’in yaşamına istikrar ve aşk katıyordu; ama ünlü beyzbolcu için durum böyle değildi.

Kıskançlık krizlerine giren Dimaggio ile evlilikleri dokuz ay sürdü. Boşanmanın nedeni ise; Marilyn’i Marilyn yapan “Yaz Bekarı” filmindeki bir metro havalandırma ızgarasından gelen rüzgârla beyaz elbisesinin eteklerinin neredeyse omuzlarına kadar uçuştuğu sahneydi.

Efsanevi yıldız bunalımda…

1960’lı yıllarda sinema seyircisi için kutsal bir simgeye dönüşen Marilyn Monroe, üçüncü evliliğini oyun yazarı Arthur Miller ile yaptı. Bu evliliği süresince bunalımlar, uyku ilaçları ve bozulmuş bir sağlıkla yaşamını sürdürdü.

Miller’in sevgili eşi için yazdığı “Uygunsuzlar” filminin çekimleri başladığında bunalıma girdi. Kullandığı uyuşturucu haplardan bitkin düşmüştü. 1960 yılının kasım ayında “Uygunsuzlar”ın çekimi sona erdiğinde Arthur ve Monroe’nun ilişkileri de son buldu.

“Uygunsuzlar” filminin 1961 Şubat’ında gösterime girmesinden sonra yeterli ilgiyi görmemesi; Marilyn’in psikolojik rahatsızlığının iyice artmasına neden oldu. Birkaç intihar teşebbüsünde bulundu ve tedavi görmek üzere New York’ta bir kliniğe yattı. Uzun süren tedavisi nedeniyle 1961 yılı süresince hiç film çevirmedi.

Marilyn yolun yarısına geldiğinde kendini çirkin ve yaşlı bulmaya başlamıştı. Buna rağmen dönemin popüler politikacısı John F. Kennedy ile gizli bir aşk yaşadı. 1962 yılında son filmi “Something’s Got To Give”in çekimleri sırasında bir kez daha sete gelmeyince kovuldu.

Birkaç gün sonra da 5 Ağustos 1962’de, efsanevi yıldız hizmetçisi tarafından ölü bulundu. Ölümünün ardındaki esrar perdesi onu neredeyse ölümsüzleştirdi. Hollywood, onu kusursuz ve erişilmez bir seks sembolü yapmıştı. Monroe hala en çok taklit edilen ve ölümünün ardından yıllar geçmesine rağmen, hala erkeklerin hayallerini süsleyen bir star olmaya devam ediyor.

 

Kasaba.works Digital Agency