Diyet ve sporu aksatmamanıza rağmen inatçı selülitlerden kurtulamadıysanız uzmanların kapısını çalmanın vakti gelmiş demektir. Bahar aylarında yaptıracağınız cerrahi operasyonların sonucunu yazın plajda görebilirsiniz…
Formsante Dergisi’nin Nisan 2014 sayısında yayınlanmıştır. Telif hakları DBR’ye aittir.
Selülit Latince “yumuşak dokunun iltihabı” anlamına geliyor, oysa bu kelimenin bizdeki yaygın anlamı derinin üzerindeki birtakım yüzey düzensizliklerinin olması… Bu tıbbi bir terim olmasa bile estetik cerrahlara en çok başvurulan konuların başında geliyor. Çünkü kadınlar bedenlerindeki bu portakal kabuğu görünümünü sevmiyor. Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Prof. Dr. Reha Yavuzer, yüzey düzensizliklerini şu şekilde açıklıyor: “Selülitte bazı yerler daha kabarık, bazı yerler çukur görünüyor. Daha çukurda olan yerler altta bulunan bazı bantlarla adeta yapışık oluyor ve o kısmı aşağı çekiyor. Oralar çukurlaşıp diğer yerler yüksekte kalıyor.” Bu cilt düzensizliklerini gidermek için pek çok uygulama yapılsa da Prof. Dr. Yavuzer bunların işlevsel olmadığı görüşünde: “Selülit kremleri uzun süreli bir çözüm sunamıyor. Kremler her yıl yenilense de ana mekanizmaya yönelik bir işlem yapma şansına sahip değil. Dışarıdan uyguladığımız ısıtma, masaj, birtakım dalgaların verilmesi, cihazla tedavi de uzun vadede fayda etmiyor. Kısa vadede faydası görünüyor çünkü bölgede ödem oluşuyor. Ödemler geçince cilt yine eskisi gibi görünüyor. İşte bu yüzden bence en kalıcı çözüm tıbbi müdahale yapmak.” Fakat her konuda olduğu gibi bu konuda da birçok alternatif söz konusu. Hangi yöntemin seçileceği önemli.
Prof. Dr. Yavuzer, “Tedavi yöntemlerinden biri liposuction ancak tek başına yeterli olmuyor. Kabarık yerlerdeki yağları alıyorsunuz ama deriyi aşağı çeken bantlar kalıyor, dolayısıyla ilgili bölge genel olarak inceliyor ama selülit yok olmuyor” diyor.
Yapılan uygulama bu bantların kesilmesine, yüksek olan yerlerin liposuction ile alınmasına ve böylelikle cilt yüzeyinin daha pürüzsüz bir görünüme kavuşmasına dayanıyor. Peki acaba bu bağların kesilmesi sağlık açısından risk teşkil etmiyor mu? Prof. Dr. Reha Yavuzer bu soruya şöyle yanıt veriyor: “Bu bantların orayı tutmak dışında işlevi yok. Oradan damar ya da sinir geçmiyor. Dolayısıyla zararı yok. Klasik yöntemlerde telle tereyağı keser gibi bu bantları kesebiliyorduk fakat bu travmatik bir işlem oluyordu. Bunun yerini lazer veya ultrason dalgasının yardımıyla adeta bir ışın kılıcımız varmış gibi, bu enerji bıçakları aldı. Orası serbestleştiği için çukurlu yer yukarı çıkıyor ve yüzey eşitleniyor”
İyileşme için altı aylık süre gerekiyor
Prof. Dr. Yavuzer, “İşlemi yaptıktan sonra bir iyileşme periyoduna ihtiyaç var. Bunun için altı aylık bir süre gerekiyor. Eğer çok ciddi kilo oynamaları olmazsa uzun yıllar etkisini sürdürüyor. Botoks gibi sürekli tekrarlanan bir tedavi değil. En önemlisi planlama ve uygulama. Çukur ve yüksek yerlerle ilgili bir haritalama yapıyoruz, yüksekliklerden yağ alıp çukurlara veriyor, bantları kesiyor, yüzeyi eşitliyoruz. Tek bir cihazla çözülecek bir formül değil bu. Eskiden uygulamalarda bant kesme olmadığı için, ince çukur yerlerde çözümümüz yoktu, şimdi daha iyi bir görünüm mümkün. Liposuction yağları kopararak aldığı için yine bazı düzensizliklere neden olabiliyordu, bu teknolojide ise yağı eriyik hale getiriyoruz bu da sonucu iyileştiriyor” diyor.
Selülit tedavisinin mevsimi var mı?
Prof. Dr. Reha Yavuzer bu soruya, “Bütün estetik ameliyatlar yılın 12 ayı yapılabilir” dese de önerdiği mevsimler var. “Önemli olan işlemden sonra morluk ve şişlik olduğunda ultraviyoleden, yani güneş ışığından kaçınabilmek. Bu dönemde ‘Güneşlenmeyin, solaryuma girmeyin’ diyoruz. Bu tedavide korse gibi bazı giysilerimiz var, onların kullanılmasını istiyoruz. Yazın bu giysilerin giyilmesi ve güneşten uzak durulması zor. Bir de bugün yaptırıp yarın sonuç almak mümkün değil.”
UYGULAMA NASIL YAPILIYOR?
Selülit uygulaması küçük bir alana uygulanıyorsa 40-45 dakika, daha geniş bir alana uygulanıyorsa 2-2,5 saat sürüyor. Küçük müdahalelerde lokal anestezi ile muayenehanede bile uygulanabiliyor. Daha geniş uygulamalarda ise genel anestezi kullanılıyor. 2-3 hafta hastaların korse kullanması öneriliyor. Hafta sonu yapıldığında pazartesi işe başlayabiliyorsunuz. Bir haftadan sonra etkiyi görmeye başlıyor, altıncı aya kadar sürekli bir iyileşme ve düzelme yaşıyorsunuz. Uygulama kilo alma, sağlıksız beslenme, genetik olarak vücudun tekrar bant oluşturup cildin yüzeyinde girinti oluşturması durumlarında tekrarlanabiliyor.
YEME ALIŞKANLIKLARINIZI DEĞİŞTİRMELİSİNİZ
Uygulama “Ameliyatı oldum ve konuyu tamamen kapattım” şeklinde bitmiyor. “Bu işi bir sandviç gibi düşünebilirsiniz. Öncesinde diyet ve egzersiz var, sonra uygulama, sonra yine diyet ve egzersiz.” Bu süreçte yeme alışkanlıkları gerçekten önemli. Prof. Dr. Yavuzer; “Birtakım gıdalar selülite yatkınlığımızı arttırıyor, mesela kafein ve tuzlu gıdaların fazla tüketimi, hormonal dengesizlikler… Yalnız bunlar genel geçer şeyler değil. Genetik yapılarımız bazı maddelere daha duyarlı olmamızı sağlıyor. Sizin için iki fincan kahve fazladır, öteki altı tane içer bir şey olmaz. Testler de bunu söylemediği için hastaya vakit ayırıp onu dinlemek önemli. Hasta bir kahve içince uyuyamıyorum diyorsa, bu bünyesinin kafeine hassasiyetini gösterir. Zaten bu yüzden bazı kişilerde selülit oluşuyor, bazı kişilerde kilolu olmalarına rağmen oluşmuyor” diyor.