Bu ünlülerin ilişkisi seksten daha fazlasına dayanıyor. Birçok ilişki seksten daha fazlasına dayanıyor. Aynı hobiyi paylaşanlar, işlerini birlikte kuranlar, birlikte yaratanlar, birbirlerinin kişisel gelişimine ve kariyerine destek olanlar… İlişkinin yaşamın her alanına yayılmasıyla daha kalıcı, sağlıklı ilişkiler kurmak mümkün.
“Elele dergisinde yayınlanmıştır. Telif hakları DBR’ye aittir.”
Victoria-David Beckham
David Beckham’ın kariyeri bu ilişkide çok öndeymiş gibi görünse de aslında başlangıçta tersi söz konusuydu. David Beckham 1996 yılında Gürcistan maçı öncesi televizyonda gördüğü Spice Girls grubunun üyesi Victoria’ya resmen çarpılmıştı. “Tüm kalbimle ona odaklanmıştım ama o bir pop yıldızıydı, bense daha futbol kariyerine başında yeni yetme bir futbolcuydum” diyordu. İlk tanıştıklarında Victoria çok etkilenmemiş görünse de ilişkileri iyi gitti. Victoria beklenmeyen bir şey daha yaptı ve zirvedeyken kariyerini bıraktı. Herkes onun bir ev hanımı olarak silinip gideceğini düşünüyorken kendinden bir moda efsanesi yarattı, yetmedi eşinin bu alandaki kariyerini de yönetti. Kendini öne çıkarmayarak hem kendisi hem eşi hem ailesi kazandı. Hala “David beşinci çocuğu isterse yapabilirim” diyebiliyor. David ise “Victoria moda kariyerine New York’ta devam etmek istiyor. Hem onun için hem de çocukların eğitimi için taşınabilirim” demeçleri veriyor. Anlaşılan bu ikili birlikten kuvvet doğar sözünü doğrulayacak ilişkiyi ‘birlikte var olmak’ta bulmuş.
Rita Wilson-Tom Hanks
İkisi de oyuncu, ikisi de ünlü ve tam 28 yıldır mutlu bir evlilik sürdürüyorlar. ‘Volunteers’filminin setinde tanıştıklarında ikisi de başkalarıyla evliydi. Hanks öyle karısını aldatacak bir tip değildi ama birbirlerinden çok etkilenmişlerdi. Hanks zaten Hollywood’un en dürüst, en efendi erkeği olarak biliniyordu. İçine kapanık ve utangaç biriydi. Wilson ise Yunanlı bir aileden geldiği için Akdeniz insanının sıcaklığını ve sevecenliğini taşıyor, “Gerçek aşkın ne olduğunu Tom ile tanışınca öğrendim” diyordu. İlişkilerinin dinamiğini oluşturan da buydu, Hanks’in mütevazı kişiliği ve Wilson’un sıcakkanlılığı… Belli ki ikisi de mesleki olarak birbirini besliyor, bunun da ötesinde ünlü olsalar da huzuru birbirlerinde buluyorlardı. Çiftin iki çocukları var, Hanks’in ilk evliliğinden olan iki çocukları ile büyük ve örnek bir Hollywood ailesi olmayı sürdürüyorlar. 28 yılın üzerine Hanks hala “Hayatımı paylaştığım eşim her gün bana aşkın ne olduğunu öğretip, gösteriyor” diyebiliyor.
Angelina Jolie-Brad Pitt
‘Dünyanın en güzel adamı tabii ki dünyanın en güzel kadını ile birlikte olur, bundan doğal ne olabilir ki?’ diye düşünüyorsanız bir daha düşünün. Birlikte olmalarının tek sebebi fiziksel olabilir mi? Tanıştıklarında Brad Pitt, Jennifer Aniston ile dört yıldır birlikteydi. Pitt yakışıklıydı, zengindi, ünlüydü, evliydi ve artık 41 yaşına gelmişti ama muhtemelen kendini bir aile sahibi gibi hissedemiyordu, çünkü çocuğu yoktu. Pitt çocuk istiyor, Aniston ise kariyerine odaklanıyordu. Jolie diğer Hollywood yıldızları gibi değildi. Sürekli hayır işleri yapıyor, kendi doğurmadığı çocuklara annelik ediyor ve sevgi dolu tavrını herkese gösteriyordu. 2005 yılında başlayan birliktelikleri sırasında üç çocukları daha oldu ve şimdi altı çocuklarıyla büyük bir aile oldular. Pitt, “Çocukları okula gidecekleri zaman hazırlamak bir aksiyon filmi çekmekten zor” dese de mutlu. Artık her yerde Brangelina adıyla anılıyorlar. 2008 yılında Fransa’da 60 milyon dolara ‘Chateau Miraval’in üzüm bağlarını aldılar ve şarap üretmeye başladılar. İnternette satışa çıkan ilk parti beş saat içinde tamamıyla satıldı. Ticari yatırımları ilişkilerini pekiştirse de, belli ki ilişkilerinin en büyük dinamiği çocuklar!
Eva-Juan Perón
İşin içine siyaset girince ilişkiler genellikle doğrudan A.Ş. olarak algılanıyor. Bunun en çarpıcı örneği Bill ve Hillary Clinton mesela… Eva ve Juan Peron’un ilişkisi ise belki Eva’nın 33 yaşında ölmesi ile dramatik bir hal alıyor ve efsaneleşiyor. Fakir bir ailede doğan Eva, aktris olmak için Buenos Aires’e gidiyor, küçük rollerle geçimini sağlarken genç bir subay olan Juan Peron ile tanışıyor. Çalışma Bakanlığı’na kadar yükselen Peron tutuklanınca Eva sevgilisini yalnız bırakmayıp işçileri yanına alıyor ve grevler başlatıyor, böylece Juan Peron’un hapisten çıkmasını sağlıyor. Çift evleniyor ve Juan Peron başbakan olduğunda Eva Peron da aktif siyasete atılıyor. Fakirlere yiyecek, para, ilaç yardımında bulunup kadınların oy kullanma hakkını kazanmasını sağlıyor. Juan Peron’un diktatörlüğü döneminde Eva Peron’un çalışmalarının eşine desteği büyüktü. Anlaşılan bu ilişkinin baskın karakteri Eva Peron’muş, zira ölümünden sonra Juan Peron kısa sürede yeniden evlendi. Yine de Arjantin halkı hala ‘Evita’sının şarkılarını dilinden düşürmüyor.
Beyonce-Jay Z
Bunu duymak sizi şaşırtabilir. Dünyanın en ünlü şarkıcılarından biri olan Beyonce evlendiğinde bakire olduğunu açıkladı. Kendisi gibi dünya çapında ünlü şarkıcı Jay Z ile ilişkileri Beyonce 20 yaşındayken başlamış ve 26 yaşında evlilikle sonuçlanmış. Çiftin Blue Ivy Carter adında bir kızları var. İlişki A.Ş.’nin en zengini de bu çift, çünkü tüm zamanların en zengin çifti olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdiler. Esas adı Shawn Corey Carter olan Jaz Z müzik alanında olduğu kadar iş adamı olarak da çok başarılı. ABD’de 26 milyon albüm sattı, hala Roc-A-Fella Records’un CEO’su. Beyonce ise şarkıcı olmanın dışında, mankenlik, yönetmenlik, oyunculuk, yazarlık, prodüktörlük yapıyor ve modayla uğraşıyor. Dünyanın en güçlü vokalleri arasında ve tüm zamanların en iyi yedi vokalinden biri. 1997 yılından beri 180 milyon kayıt satarak en çok satan kadın şarkıcılar arasına girdi. Çift özel yaşamlarını basına tamamen kapatmış durumda. Birlikte üretiyor, birlikte yaratıyor ve birlikte kazanıyorlar.
John Lennon-Yoko Ono
Dünyanın en iyi biyografi yazarlarından biri olan James Woodall bu çetrefilli ilişkiyi şöyle anlatıyor, “Lennon ve Ono 1966 yılında Londra’nın avangard sanat galerisi Indica’da bir araya geldiğinde Beatles’ın beyni John Lennon kendi deyimiyle ‘İsa’dan bile daha popülerdi.’ Japon asıllı Yoko Ono ise sansasyonel çalışmalarıyla New York sanat çevrelerinin aranan ismiydi. Başından beri tepkiyle karşılaşan bu ilişki, sanatın, aşkın, cinselliğin bir araya gelip oluşturduğu yeni ve alternatif bir ifade biçimi anlamına geliyordu.” Vietnam Savaşı’nı protesto eden çift “bed-in” gösterileriyle, toplumun değer yargılarını sorguladıkları çıplak fotoğrafları ile yıllarca konuşulan, tartışılan bir ilişkiye imza attılar. Ta ki Lennon 1980’de öldürülene dek… Protestoları akıllara kazındı, oysa onlar üretken bir çiftti, birlikte yedi albüme imza attılar. Lennon’un parçalarında ise Ono’nun adını sıkça duymak mümkün.
Catherine Zeta Jones-Michael Douglas
Aralarında tam 25 yaş vardı. Tanıştıklarında Douglas 56, Jones ise 31 yaşındaydı. Jones “Ona hep aşıktım” dese de birçok kişi aralarındaki yaş farkından dolayı Douglas’ın ününden yararlanmak istediğini düşünüyordu. Douglas ise daha ilk tanıştıklarında “Çocuklarının babası olmak istiyorum” demiş ama Jones tedbiri elden bırakmayıp “Çapkın olduğunuzu duymuştum” diyerek cevap vermiş. Yıllar geçtikçe aralarındaki sevginin gerçek olduğuna herkes inandı, çünkü iyi günde de, kötü günde de birlikte olmayı başardılar. Çiftin Dylan Michael ve Carys Zeta adında iki çocukları var. Catherine Zeta Jones manik depresif (bipolar) bozuklukla, Michael Douglas ise gırtlak kanseri ile mücadele ediyor. Douglas’ın ilk eşinden olan oğlu Cameron’ın uyuşturucu bağımlılığı da ailenin yaşadığı sorunlar arasında… Jones’un sinema kariyerine eşinin etkisi tartışılmaz ama gerek ‘Traffic’ gerek ‘Zorro’ gerekse En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü’nü aldığı ‘Chicago’ filmindeki performansıyla iyi bir oyuncu olduğunu çoktan ispatladı. İlişkilerinin dinamiğini sağlayan şeyse -Jones’un güzelliğini saymazsak- birbirlerinin yeteneklerine, kariyerlerine olan hayranlıkları…