29319747 – pretty young woman sitting in cloud with laptop, letters concept

Okura kitap yada dergi hakkında ilk izlenimi verdiğimiz önsözler nasıl daha anlamlı kılınabilir, nasıl daha etkili olabilir hiç düşündünüz mü? İş yaşamım boyunca her ay yayına hazırladığım dergilerin, editörlüğünü yaptığım kitapların önsözlerini yazdım ve bu işe epeyce kafa yordum.

Kitap veya dergi biter, sıra aylardır, hatta yıllardır uğraştığınız işi bazen yarım sayfada bazen de 1-2 sayfada özetlemeye, okura tanıtmaya gelir. Yani önsöz yazımına! Öyle bir şey yazmalısınız ki, okur derginizin kapağını açtığında ‘Evet ya, şunu da okuyayım’ desin. Öyle bir şey yazmalısınız ki, kitap okurunuz, satın alıp çantasına attığı kitaba karşı biraz daha iştahlansın, yüzünde memnun ve meraklı bir gülümseme belirsin.

Bir dergiye önsöz yazarken (yazı işleri müdürleri, yayın yönetmenleri veya editörler) bazen derginin içindeki röportajlar, makaleler hakkında fikirlerini paylaşır, bazen dergide yer veremedikleri detayları… En sevmediğim önsözler ‘içindekiler’ özeti sunanlardır, bir okur olarak zaten içindekilere bakabilecekken, önsözde neden aynısını okuyayım diye düşünürüm? (Yada yayının başındaysam niye o sayfayı boşuna harcayayım) En sevdiğim önsözler ise bütün derginin özünü sunan sıcak, samimi bir sunum ya da o bütünden yeni bir fikir, bakış açısı damıtanlardır.

Kitaplarda durum daha farkı! Önsözü yazarlar ya da yazarı tanıyan ünlü kişiler yazabiliyor. İyi okurların kitapları arka kapak yazısına veya ismine göre değil de yazarın ilk cümlesinin performansına göre değerlendireceğini düşünenler azımsanmayacak kadar fazla… Peki bu sizce kitabın ilk bölümünün cümlesi mi yoksa önsözün ilk cümlesi mi olur?

İlk cümleye kitap literatürlerinde ‘hook’ yani kanca diyorlar. Böyle adlandırılmasının sebebi de okuru ‘yakalama’ görevini üstlenmesi… Hemen örneklendirelim. Orhan Pamuk’un Yeni Hayat romanında geçen, “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti” bence Türk edebiyatının en meşhur kanca cümlelerinden biri…

Bu durumda bu kancalarda yem olarak ne kullanacağız? Kısa bir hikaye ile önsöze başlamak okura kancanın yeterince sağlam atılmasını sağlıyor. Minik hikayenizi kitabın ana konusu ile olan bağlantınıza dayandırmalısınız. Bu konuya nasıl ilgi duymaya başladığınız da olabilir, bir yakınınız ile başınızdan geçenler de… Bu bahsedeceğiniz şeylerin sizin hayatınızı nasıl etkilediği ve sizin nasıl bir uygulama yaptığınızı okur her zaman merak eder. Yazınız samimi ve içten olmalı. Alttan almak veya üstenci yaklaşmak okuru iter.

Ne uzunlukta olmalı?
750 ile 1500 kelimelik kısa ve vurucu bir önsöz en idealidir. Bir okur olarak uzun önsözler okumaktan hoşlanmıyorum ve kitabı okumak için sabırsızlandığımdan her defasında kaç sayfa önsöz yazılmış diye bakıyorum. Önsözün esas amacı yazara prestij kazandırmak, onun okurun gözünde kredibilitesini arttırmak, okurla duygusal bağ kurmak, kitabı okuma motivasyonunu yükseltmektir.
Kısa anektotlar, gerçek hayattan alınma örnekler metni zenginleştirir. Kitabın zamanlaması ve önemi de bu bölüme ekleyebilecekler arasında. Bir okurun günlük hayatında karşılaşabileceği deneyimlere atıflarda bulunabilir, kitabı okuması için bazı konularda merakını arttırabilirsiniz. Okurlara onların tanıdığı ve herkes tarafından sevilen isimlerden bahsetmeniz, örneklerinizi onlar üzerinden vermeniz de okurun size sempati duymasını kolaylaştırır.
Tüm metinlerde olduğu gibi önsözde de başlangıç cümlesine, ortasında konuyu açıklamaya ve sonda bağlayıcı cümleyle kapanışı yapmaya ihtiyaç var. Önsözün sonuna adınızı, soyadınızı, önsözü yazdığınız yeri ve yılı ekleyin. Bu da daha sonraki okumalar için hangi dönemin ve yerin etkisiyle bu yazıyı kaleme aldığınızı gösterir.

Eğer bir yazar kitabı için sizden önsöz yazmanızı isterse;
* Onunla nasıl karşılaştığınızla hikayenize başlayabilirsiniz. Bu yazarın sosyal kredibilitesini gösterir ve bu aşamadan sonra onunla ilgili şahit olduğunuz başarılara, donanımlara yer verebilirsiniz. Eğer yazarı şahsen tanımıyorsanız kitabın mesajına daha fazla yer vermeniz yerinde olur.

* Kitabı iyi okumalı ve vermeyece çalıştığı mesajı anlamalısınız. Sadece içindekiler bölümünü veya ilk bölümü okumak konuyu iyi bilseniz bile mesajı anlamak için yeterli olmaz. Okurken mutlaka önsözünüzde yer vereceğiniz notlar alın.

* Kitabın okurun sorunlarını nasıl çözeceğini anlatabilirsiniz, bunun için kaynaklardan, başka insanların tecrübelerinden alıntılar yapabilir hatta istatistiklerden faydalanabilirsiniz. Tabii ki kaynaklarınız güvenilir olmalı.

* Madem önsözü siz yazıyorsunuz, yazarın herkes tarafından bilinmeyen ama bilinmesini istediğiniz ve bu kitap için değeri olabilecek bazı çalışmalarından bahsedebilirsiniz.

* Yazarı diğer meslektaşlarından ayıran olumlu özelliklerine vurgu yapabiliriniz.

* Birine önsöz yazmak sadece ona referans olmak değildir aynı zamanda sizin için de prestijli bir iştir. Sizin de bu yazarın okur kitlesine kim olduğunuzu, ne yaptığınızı hatırlatmanın ve kendinizi tanıtmanın güzel bir yoludur.

* Kitapta konu ön plandadır, önsözde ise yazar. Yazara hakkını verin!

Önsözde yapılmaması gerekenler
* Önsöz size kitabınızın hikayesini anlatmak için güzel bir fırsat sunarken içindekilerin özetini çıkarıp bu özeti önsöz yerine koymayın. Bu işlevi zaten ‘içindekiler’ üstleniyor.

* Önsözü bir teşekkür listesine çevirmeyin. Okurlarınız bahsettiğiniz kişileri muhtemelen tanımıyor olacaklar ve onlara bu kişiler bir anlam ifade etmeyecek. Eğer size katkı sağlayan birilerini önemsiyorsanız kitabınızı onlara ithaf ettiğinizi kitabın en başında tek bir sayfada belirtebilirsiniz.

* Eğer ünlü biri değilseniz ve kamuoyu sizi ilk kitabınızla tanıyacaksa önsözü mutlaka ünlü ve sevilen bir otoriteye yazdırın, yalnız bu kişi kitabınızda ahkam kestiğinde yadırganmayacak bir kişi olmalı. Ünlü bir gazeteci, meslek profesyoneli olabilir.

Kasaba.works Digital Agency