kitapyorumu1

Yitikülke Yayınları’ndan çıkan Çimen Erengezgin’in ‘Vay Başına Yoga Gelenler’ kitabı, “Yani hayatı bir terazide yaşıyor olduğunuzu düşünsenize… Kefenizde mal, mülk, unvan, başarı yerine dinginlik, huzur, cesaret, hoşgörü olan bir terazi” diyor. Siz kefenizde ne olsun istersiniz?

Benim yoga hikayem yıllar önce iki VCD ile başlamıştı. Bir serinin ‘Başlangıç’ ve ‘Güçlenme’ bölümlerini almıştım. Sekizlik setten iki tanesini seçmiş ve “Memnun kalırsam seti tamamlarım” diye düşünmüştüm. Çok düzenli uygulamasam da uyguladığım zamanlarda vücudumun çok iyi esnediğini, omurgamın düzeldiğini hissetmiştim. Üstelik çok kolaydı, efor gerektirmiyordu, sadece düzenli uygulama yapmak yeterliydi.

Geçen ilkbaharda Metrocity’deki Essporto’ya üye oldum ve pilates derslerinden başladım. Dersler inanılmaz işe yarıyordu. Gerek esneme derslerinde, gerekse pilates derslerindeki hareketlerin çoğunun yogadan geldiğini fark ettim. Tabii daha önce uyguladığım DVD’lere dayanarak yaptım bu tespiti… Sanki yoga, yaptığımız hareketlerin temelini oluşturuyordu ve yogaya saygım bir kat daha arttı.

“Bu durumda yogaya başlamalıyım” diye düşündüm. Yoganın pek çok türü var. Bana en uygun türden başlamak için bir yoga kitabı okuyup bu konuda biraz daha bilgilenmeliydim. Bana teknik detaylar vermesinden ziyade sadece yoga hakkında genel bilgilendirme yapacak bir kitap istiyordum.
Kütüphanemdeki tek yoga kitabı Yitikülke Yayınları’ndan çıkan Çimen Erengezgin’in ‘Vay Başına Yoga Gelenler’ kitabıydı. Pazar öğlen dinlenme koltuğuma gömüldüm, “İnşallah su gibi akar” diyerek açtım kapağını… Akşam 21.00 gibi kitap bitmişti, hakikaten su gibi aktı.

Kulakları çınlasın, üniversiteden arkadaşım Sinan bana bir mektup yazmış, “Bu mektubun başında 1 tükenmez kalem, 1 talaş böreği, 3 çay, 4 saat 39 dakika tüketilmiş, çok çok sevgi üretilmiştir” yazmıştı. Ben de kitabı okurken bir kez öğle yemeği molası verdim, iki bitki çayı içip biraz da grisini kemirdim. Bir molamı da 15 dakikalık bir esneme egzersizi ile taçlandırdım.

Kitabı neden sevdim?
Kitabın en çok tav olduğum yönü öyküleştirmesiydi. Sanki evde birinin günlüğünü bulmuş da onu okuyormuşum hissiyatıyla bitirdim kitabı. Tam da aradığım şeydi bu! Son dönemlerde nasihat veren, altı çizilecek tumturaklı cümlelerden çok sıkılmıştım. Hele de sosyal medyada üzerimize dökülen kitap alıntıları… Ah ah!

Bir süredir en iyi kişisel gelişim kitaplarının edebi eserler olduğunu düşünüyorum fakat yorgun olduğumda bazen onların içine girmekte bile zorlanıyorum. Son dönemlerde beni yormayan, edebi tadı da olan, bir konuyu öykülemelerle anlatan kitaplara sığınıyorum. Erengezgin’in insani hassasiyetlerine de bayıldım. Genelde kişisel gelişim kitapları üzerimize ‘yapılacaklar’ listeleri boca eder. Bazen bu listeleri hamster kafeslerindeki tekerleklere benzetiyorum. ‘Olma’ haline geçemeden sürekli ‘arayış’ halinde kalıyoruz bu listelerle uğraşırken. Bu kitapta ise olduğun halden memnun olma var, “Şu an olduğun hal, olabileceğinin en iyi hal” cümlesi bana huzur verdi. Hazır bir Pazarı günümü kitap okumaya ayırabilmişken ben de aynen böyle hissediyordum.

Neler öğrendim?
Altını çizdiğim çok az yer oldu, zaten artık kitapların altını çizmek istemiyorum ki! Özümsemek, sindirmek ve benle bütünleşsinler istiyorum. Bence kitabı özümsedim. Bu yönüyle çok tatlı bir gün yaşattı bana. Yazarı Çimen Erengezgin’e bu güzel deneyim için teşekkür ediyorum.
Gelelim öğrendiklerime… Meğerse;

* Yoga 5000 yıldır uygulanıyormuş. Hindistan’ın en eski felsefe öğretisi olan Vedanta yoganın temeli imiş ve ilk yoga uygulamaları kitabını M.Ö. 400 yılında Patanjali yazmış.

* Patanjali’nin kitabının adı “Patanjali Sutraları” imiş.

* Yoganın sözlük anlamı ‘birleşme, bütünleşme’ imiş. Bir olmak. Kişinin bedensel, zihinsel ve ruhsal açıdan bütünlüğünü ifade ediyormuş. (Tanımı ilk okuduğumda ben tüm evrendeki her şeyle bir olmak olarak algılamıştım, kim bilir, belki felsefesini araştırsam böyle bir bilgiye de ulaşırım.)

* Pitanjali sekiz yoga basamağından bahsetmiş. Birinci basamak Yama; bencil olmamak, yalan söylememek gibi ‘yapmamanız gerekenler’i, ikinci basamak Nyama disiplinli olmak, düzenli olmak gibi ‘yapmanız gerekenleri’ anlatıyormuş. Bizim spor olarak uyguladığımız kısım ise üçüncü basamak olan ‘asanalar’ bunlar beden, zihin ve ruh birlikteliğini sağlayan rahat ve sabit hareketlerden oluşuyormuş. Dördüncü aşama Pranayama yani nefes, beşinci aşama Pratyahara duyuların sakinleştirilmesi, kontrol altına alınması demekmiş (Bu aşama ile ilgili de hiç bilgim yokmuş meğer). Altıncı aşama Dharana; yani konsantrasyon. Sekizinci aşama hepimizin bildiği Dhyana yani meditasyon. Sekizinci ve son aşama ise Samadhi. Nirvana olarak da biliniyor. Üstün bilinci ulaşma, sonsuz mutluluk ve tam ruhsal gelişimi ifade ediyormuş.

* Yogada bilinen 84 bin hareket varmış. 84 bin! Bir beden nasıl bu kadar farklı şekle girebilir?

* Çimen Erengezgin için değerlendirme yazan Didem Erincin Çakıroğlu, “Yoga etrafında olan her şeyin olması gerektiği için olduğunu ve olanın da olabilecekler içinde en hayırlısı olduğunu öğretiyor. Daha dingin ve daha sakin bir insan oluyorsunuz” demiş.

* En merak ettiğim başlıklardan biri yoga akımları idi. Bu kitapta dörde ayırmışlar. Jnana Yoga-Bilgi Yolu, Bhakti Yoga-Sevgi Yolu, Karma Yoga-Hizmet Yolu ve Jaja Yoga Kral Yolu. Sorularına bilimsel yanıtlar arayan –ben yani- kişiler için Jhana Yogayı tavsiye etmiş Erengezgin. Hoş, diğerlerinde de kendimden bir şeyler buldum ve seçim yapamadım, bu yüzden kitabın sonundaki listeden kendime bir yoga kitabı daha seçip bu konuda okumaya devam edeceğim.

* Yogada tamamlama hareketleri varmış. Yapılan her hareket sonrası, onun zıt hareketi ile nötrlemek gerekiyormuş. Böylece bütünlük sağlanıyormuş. Bunu da ilk kez öğrendim.

Favori alıntılarım;
“Yoga bir evlilik programı yada iş bulma kurumu değil. Disiplinli uygulamalar ve farkındalığın oluşması sonucu kendini tanıma, fazlalıklardan kurtulma ve eksiklerini tamamlama yolu.”

“Yoga bir araçtır, onu en iyi şekilde değerlendirmek farkındalık, zihin eksikliği, sabır, kabulleniş, uygulama, cesaret, süreklilik, objektiflik, disiplin ve teslimiyetle mümkündür.”

“Yani hayatı bir terazide yaşıyor olduğunuzu düşünsenize… Kefenizde mal, mülk, unvan, başarı yerine dinginlik, huzur, cesaret, hoşgörü olan bir terazi.”

“Hiçbir şeyin tamamıyla iyi yada tamamıyla kötü olmadığını o günlerden itibaren defalarca kanıtlı olarak gördüm.”

Kendi çıkarımlarım
* Bir günde bir kitabı bitirebilmek insana moral oluyor. Böyle blok bir gün ayıramasam da en azından hafta içinde üç güne bölerek bir kitabı bitirebileceğime ikna oldum, ertesi günün kitabını hemen çantama attım.

* Ebru Şinik’in meditasyon dersine katılmış, dört ay düzenli meditasyon yapmıştım. Gündelik hayatım bu süreçte daha düzenli hale geldi ve konsantrasyonum arttı. Meğer meditasyon yoganın yedinci aşamasıymış. Şinik’in tavsiye ettiği kitapları tekrar hatırladım. Şimdi evrene meditasyon kitabı istediğim mesajını iletiyorum. Bir de Türkçe’ye çevrilmiş Tonny Robbins kitapları lütfen…

Kasaba.works Digital Agency