Oscar Wilde edebiyatla yakından ilgili bir ailenin çocuğuydu. Kendisi de ünlü bir şair ve oyun yazarı oldu; ama eşcinseldi ve ülkesi İngiliz hükümeti onu affetmedi. Eşcinsel olduğu için afaroz edildi; ülkesinden kovuldu ve yoksulluk içinde öldü.
Dünyanın en çok Nobel alan ülkesi İrlanda’nın başkenti Dublin’de, 1854 yılında doğan Oscar Wilde; edebiyatla yakından ilgili, aydın bir ailenin oğluydu. Annesi devrimci bir şair, Kelt mitolojisi ve folkloru uzmanı, babası ise arkeoloji, folklor ve Jonathan Swift’le ilgili kitapları olan tanınmış bir doktordu. Wilde, Enniskillen’deki Portora Kraliyet Okulu’ndan sonra bursla Dublin Üniversitesi’ne ve Magdalen College’a devam etti.
Wilde’in yazın dünyasındaki ilk başarısı Ravenna adlı uzun şiiriyle, Newdigate Ödülü’nü kazanması oldu. Aynı yıllarda İngiliz yazar John Ruskin ve Walter Peter’in sanatın insan yaşamında büyük önem taşıdığı yolundaki fikirlerinden etkileniyordu.
1880’lerin başında estetikçiliğin Londra edebiyat çevrelerinde öfke ve düş kırıklığı yarattığı dönemde Wilde zekası ve parlak kişiliğiyle kendine önemli bir yer edinmişti. Ancak Punch adlı bir dergi “erkekçe olmayan” bağlılıkları nedeniyle estetikçilere karşı başlattığı kampanyada Wilde’ı boy hedefi yaptı.
Wilde eşcinsellikle suçlanıyor
Oscar Wilde 1884’te İrlandalı ünü bir avukatın kızı olan Constance Lloyd’la evlendi ve bu evlilikten iki çocuğu oldu. Bu arada Pall Mail Gazette’de eleştiri yazıları yazıyor ve ardından da Woman’s World dergisinin yayın yönetmenliğini yapıyordu.
Bu arada evli olmasına rağmen sosyetedeki çeşitli soylu erkeklerle eşcinsel ilişkiler kurdu. Ülkesinde eşcinsellik suç olduğu için de birçok defalar bu yüzden hapse atıldı.
Ünlü yapıtlarının hemen hepsini ise yaşamının son on yılında yazdı. 1890’da tek romanı olan Dorian Gray’in Portresi’ni (The Picture of Dorian Gray) yayınladı, bu yapıtı eleştirmenlerce ahlaksızlıkla suçlandı. 1891’de de arka arkaya denemelerini bir araya getirdiği Niyetler (Intentions) ve yaratıcılığını kanıtlayan öykü ve masal kitaplarından Lord Artur Savile’in Suçu ve Başka Öyküler’i (Lord Arthur Savile’s Crime and Other Stories), Narh Ev’i (A House of Pomegranates) yayınladı.
En büyük başarısını ise töre komedisi türündeki yapıtlarıyla kazandı. Eleştirmen William Archer, Wilde’ın oyunlarının “Çağdaş İngiliz tiyatrosunun en düzeyli örnekleri arasında ele alınması gerektiği”ni yazdı.
Alfred Douglas’la yakın dostluğu, Douglas’ın babası Queensberry Markisini çok kızdırdı ve Marki tarafından eşcinsellikle suçlanarak hakkında dava açıldı. Dostlarının Fransa’ya kaçması ısrarına karşın kendini mahkemede parlak ifadelerle savunda ama iki yıl hapis cezası yemekten kurtulamadı. 1897’de serbest bırakılınca Fransa’ya gitti. Paris’te 1900 yılında parasız, yoksul ve arkadaşlıktan yoksun bir ortamda öldü. Ölüm nedeni kulak enfeksiyonunun neden olduğu şiddetli bir beyin iltihabıydı. Bilincini yarı yarıyla kaybettiği bu son anlarında bir süredir yakınlık duyduğu Katolik Kilisesi’ne kabul edildi.