Kadınlar partnerlerini neye göre seçiyorlar? Özellikle cinsel çekimi sağlayan ne oluyor? Sanıldığı gibi güç, para, mevki, yakışıklılık yeterli mi? Yoksa aranan başka bir şeyler mi var? Sorduk; yanıtlar beklemediğimiz yerlerden geldi.
Elele Dergisi Kasım sayısında yayınlanmıştır. Telif hakları Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.’ye aittir.
“Adam çok acil çok acil, hemen görüşmemiz gerekiyor diye öyle ısrar etti ki, iki toplantı arasındaki 45 dakikamı ona ayırmak zorunda kaldım, neymiş bu kadar önemli olan diye… Sonra karşımda sevgili olmamız için dil dökmeye başladı. Oysa ilk cümlesinden sonra onunla birlikte olmam imkansızdı” dedi İrem. “O ilk cümle neydi?” dedim. “Evliyim, bir çocuğum var ve kızım büyüyene kadar seninle evlenemem ama karımla ilişkimizi bitirdik, o yüzden özgürüm, sevgilim olmasını çok istiyorum” dedi. “Ne cesaretle!” diyebildim. “Ooo görmelisin öyle sağlam argümanları var ki kendine göre! Hayatının kadınıymışım, çok özelmişim, bana hayal edemeyeceğim şeyler yaşatacakmış, bu çekim her zaman insanın karşısına çıkmazmış, reklamlar, reklamlar, reklamlar…” İrem adamı çekici bulsa da ilişki umut verici değilse kesinlikle o adamla birlikte olmuyor. Henüz 25 yaşında, evlenmeyi şimdilik düşünmüyor ama her şeyi beş yıllık kalkınma planı gibi hesaplar. Geçici bir ilişki yaşasa bile onun kaç gün, kaç saat süreceğini bilmek ister, “Karşımda Zac Efron olsa fark etmez. Ben yönetemediğim bir ilişkinin içinde olmak istemem!” diyordu. Neden bazı adamlara içimiz titrer, onlarla her şeye ‘evet’ deriz de bazıları ile hiç olmaz? Erkekler kadınların bu konudaki seçiciliğini pek anlamaz. Egoları şişiktir, genelde sadece erkek olmalarının bile bir kadını tavlamak için yeterli olacağını düşünürler. Oysa her kadının bir erkekle birlikte olmak için kendince gerekçeleri var. Mesela Merve yakın arkadaşı İsmail’in kendisi ile evlenmek istediğini gayet iyi biliyordu, İsmail inşaat mühendisiydi, babası müteahhitti, kendi firmaları vardı, seçkin bir ailenin mensubuydu, yakışıklıydı, nazikti, kültürlüydü ama, işte o ama ilişkinin başlamasındaki en büyük engeldi; “Sana saçma gelecek fakat onu sadece çok zayıf olduğu için reddettim” diyordu Merve. “Benim hayalimde iri ve güçlü bir erkek var. İsmail’in zürafa gibi boyuna ve incecik kemiklerine hiç ısınamadım, onunla bir cinsellik yaşayamam” dedi.
Zeliha tam bir sapyoseksüel olduğunu söylüyor, “Bir davete gittiğimde çevreme göz gezdiriyorum ve bir sürü yakışıklı görüyorum. Uzun bacaklarım ve mini eteğimle onlara gülümsemem yeterli, hemen çekim alanıma giriyorlar ama onlarla sevişebiliyor muyum? Hayır! Çünkü konuşmaya başladıkları ilk beş dakika saçmalamamaları gerekiyor. Çoğu işinde başarılı, belli konuda uzman olsa da genel kültürde sınıfta kalıyorlar, sohbet derinleşemiyor. Bazen beş dakikada tükeniyor konular, bazısının iki atımlık kurşunu oluyor. Bazen çok tatlı görünen sohbetin kaç kadınla aynı şekilde yapıldığını, hazırladıkları tek tavlama konuşmasını papağan gibi tekrarladıklarını düşündüğümde hevesim kaçıyor, yakışıklılığı Hangzhou köprüsünü bile tutuşturur diyeceğin adam bir şapşala dönüşüyor gözümde. Yüzeysel biriyle çok bir şey yaşayamazsın. Seksi bile derinleşmez!” diyor ve ekliyor, “En yakın arkadaşım Esra’yı kıskanıyorum bu anlamda. Sadece kullandığı arabaya, taktığı gözlük markasına veya onu ne kadar pahalı hediyelere boğduğuna bakıyor adamın. Çevresinde hep yakışıklı ve paralı erkekler var, “Onlar tabii ki sohbet edemez çünkü zamanlarını para kazanmaya harcıyorlar, onlardan çok da bir şey beklememelisin’ diyebiliyor. Keşke onun gibi olabilsem dediğim çok oldu, kesinlikle daha renkli bir özel hayatım olurdu!” demekten de kendini alamıyor. Zeliha her ne kadar bir sapyoseksüel olsa da fiziği de önemsiyor. “Zekası kadar görüntüsünü de idare etmesi gerek, zeki diye göbekli, kel, tipsiz biriyle de olmam. Einstein’ı çekici bulabilir misin mesela?”
Girişimci kafası olmalı
Şahika genç bir girişimci, çok muhafazakar bir ailesi var ve çocukluğundan beri dindar bir çevrede yetişmiş. “Girişimcilik ekosistemine girdiğimden beri hiç bilmediğim bir network’ün içindeyim, buradaki teknolojiye, geleceğe yatırım yapan erkekler bana çok çekici geldi. Hepsi yeni iş fikirleriyle uğraşıyor, gelecekte hangisinin Bill Gates, hangisinin Mark Zuckerberg olabileceğiyle ilgili tahminler yürütüyorum. Eskiden cinsel anlamda tam bir ölüydüm, oysa bu ortama girince kanım canım yerine geldi. Sanki ne aradığımı bilmiyordum da burada buldum gibi… Geleceğe yatırım yapmayı çok seksi bulduğumu fark ettim.” Şahika birçok seminere, sempozyuma kendi iş fikriyle ilgili konuşmacı olarak katılırken kendisi ile aynı sahneyi paylaşan 3-4 kişiyle yatağını paylaşmış, “Hatta bir toplantıda konuşmacı olan iki kişi sahnede yan yana oturuyorlardı, ikisi de birbirini sevmez ve konuşmazlar, ben ikisi ile aynı anda birlikteydim. O gün birbirleri ile sohbet edecekler diye ödüm koptu. Öte yandan da müthiş bir haz verdi çünkü bir kadın olarak hep hanım hanımcık yetiştirilmiştim, bir adım geride durmam gerektiği öğretilmişti. Oysa ben de onlar gibi para kazanıyorum, onlar gibi geleceği parlak biriyim, kadın olmanın zorluklarına rağmen onlar kadar başarılıyım, hatta daha da başarılı ve onlar gibi çapkınım. Hep uzun boylu ve yakışıklı olanları seçiyorum, bazılarının yaşı da küçük. Onlara mentörlük de yapıyorum. Sadece yatak arkadaşlığı değil yani, hayatlarında kalıcı bir etki de yaratıyorum. Bir iş kadını olarak benden çekindiklerini hissettiğim oluyor, onlardan önde olduğumu hissetmek de acayip seksi bir şey.”
Instagram’dan sevgili
Yasemin tam bir Instagram tutkunu, özel hayatını ve renkli cinsel hayatını da buna borçlu olduğunu söylüyor. “Birçok erkek kalıcı ilişki kurmak istemiyor. Ben de hayatımı en iyi şekilde yaşamak istiyorum. Onları ciddi ilişkilere zorlamak yerine şöyle bir formül geliştirdim, Instagram’da renkli hayatı olan erkekleri seçiyorum, fiziklerine, gittikleri restoranlara, gezdikleri yerlere bakıyorum. Sporcular özellikle hoşuma gidiyor. Onlara DM’den mesaj atıyorum, uzun süre yazışıp güvenilir biri olup olmadığına bakıyorum. Tek gecelik ilişki bile olsa güvenilirlik önemli benim için… Genelde de tek geceyle kalmıyor tabii, daha uzun süreli oluyor ilişkiler, birlikte tüketebileceğimiz noktaya kadar gitmeyi seviyorum hem yatakta hem çılgınlıkta! Hatta bir ara, yaşadığım şehirde biriyle birlikte olmayacağım diye söz vermiştim kendime. Böylece farklı şehirlere gidip ya onların hayatına dahil oluyorum ya da doğrudan bir yere tatile gidiyoruz. İki farklı şehirden yola çıkıp ortada bir yerde buluştuğumuz da çok oluyor. Bu sayede çok ülke ve şehir gezdim. Birçok kişi nasıl bu kadar gezdiğimi merak ediyor. Bir de cinsel hayatımın ne kadar renkli olduğunu bilseler…” Yasemin Kanada’da Lübnanlı biriyle birlikte olmuş, “İlişkimiz bir hafta ile sınırlıydı, yatakta iyiydik, iki ay sonra Türkiye’ye geliyorum diye mesaj attı. Yazışıyorduk ama sürpriz olmuştu. Sonra o iş için Romanya’ya giderken beni de çağırdı, gittim. Böyle böyle ilişkimiz ilerledi. Başkaları ile görüşsem de onunla ilişkimin devamlılığı hoşuma gidiyor. Türk olmaması da çok büyük artı. Türkler insanı çok kasıyor, halbuki onunla her dakika eğlenebiliyoruz.”
Tek adam olur, o da…
Derya 40’lı yaşlarına gelmiş olmasına rağmen hala evlenmemiş. Birlikte olacağı tek erkeğin kocası olması gerektiğini düşünüyor. “Küçük bir çevrede büyüdüm, babam beni üniversiteye gittiğimde bile takip ederdi, olmadık yerde karşıma çıkıp beni şaşırtırdı. Annem de ‘günah, günah’ deyip dururdu. Ben de evlenmeden bir erkekle yakınlaşmanın günah olduğunu düşünüyorum ailem gibi… Kocam olmadan asla biriyle birlikte olmam, hatta aklımdan bile geçirmem! O yüzden eşim olacak kişiden beklentim yüksek. Mesela mutlaka benden daha uzun olmalı, cömert olmalı, benim tercihlerime saygılı olması önemli. Nikahtan önce birlikte olmaya evet demediğim için bir kez nişan attım. Gerdek gecesi hayatımın en özel gecesi, buna saygı göstermeyen erkek nişanlım bile olsa ileride sorun yaşarız diye düşündüm ve ayrıldık.”
Elde edemediğim adam olamaz
Nazan tam bir dişi olarak tanımlıyor kendini. Ünlü bir sanayicinin kızı, ‘ ex’lerim’ dediği eski iki sevgilisi de rock yıldızı. Şimdi de ünlü bir fotoğrafçı ile beraber, “Ben kadın olmayı biliyorum, annem muhteşemdir bu konuda, rol modelim o, her zaman bakımlıdır, saçını fönsüz göremezsiniz, seksi kıyafetler giyer. Genç evlenmelerine rağmen babam 42 yılını annemden bir gün dahi ayrılmadan geçirdi. Tabii bu işin sırrını bana da öğretti annem. Bu yüzden elde edemeyeceğim erkek yok” diyor ve ekliyor, “Yatak özeldir, öyle herkesle paylaşamazsınız, ben çok seçiciyimdir. Sahne ışığı olmayan birini gözüm görmez. Arzu nesnelerine bayılıyorum, egoları yüksektir. Kendilerini zor erkek diye tanımlarlar, halbuki yönetilmeleri en kolay model de onlardır. Erkeğime kendisini çok özel hissettiririm hem yatakta hem arkadaşlarının arasında… Bana yanlış yaparlarsa, bunun tehlikeli bir şey olduğunu bilirler, benden çekinirler de. Bu da bana ekstra bir çekim katıyor. Bir nevi güçlerin dengesi gibi bir şey… Bu dengede de çok tatlı bir seks yaşarsınız, her zaman heyecanlıdır” diyor.
Yatırım yapılabilirlik oranı
Ayşegül uzun yıllar yurt dışında yaşamış ve Türkiye’ye yeni dönüş yapmış, “Eski kocamla Amerika’da tek gecelik bir ilişkiden sonra ne kadar uyumlu olduğumuzu fark ederek ilişkimize başladık. Sonra iş ciddiye bindi ve evlendik. Muhteşem bir yatak arkadaşlığımız vardı fakat başka konularda pek başarılı değildik. Evlendiğimizde iş kurdum, şirketi büyüttüm, çok sorumluluk aldım, çocuklar doğdukça yüküm arttı ve bir süre sonra onu erkek gibi görememeye başladım. Tartışmalar büyüdükçe cinselliğin büyüsü kayboldu ve boşandık.” Ayşegül eşinden boşandıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yapmış, yaşadığı deneyimden sonra sadece yatırım yapılabilir erkeklerle birlikte olmaktan yana, “Birine karşı güçlü cinsel çekim hissetmek çok önemli elbette ama bundan sonra sadece buna değil aynı zamanda yaşamdaki kapasitesine, yani yatırım yapılabilirliğine de bakıyorum. Seçtiğim seks partneri bile olsa eğer hayatında başarısızsa, bir şeyleri sürdürememişse o kişiyle birlikte olmamalı, başkalarına da tavsiyem bu. Çünkü ilişki ciddiye binerse, başınız çok ağrıyor.”