Günün birinde Newton’un kafasına ağaçtan bir elma düştüğü ve Newton’un da bu sayede çekim kuvvetini bulduğu rivayet edilir ya işte bu hikayeyi yayan Newton’un yeğeni Catherine Barton’dan dinleyen Voltaire’dir. Elma öyküsü muhtemelen yanlış ama mesele de zaten elma değil çekim kuvveti. Newton dışında bir sürü insan elmaların düşüşünü izledi oysa yalnızca Newton evrensel kütleçekimi yasasını fark etti.
Evren üzerine görüşleri 200 yıl boyunca geçerliliğini koruyan Newton bir çiftçinin oğluydu. Doğumundan üç ay önce babası ölmüş, annesi yeniden evlenmiş ve Isaac’ı büyükannesinin yanma bırakarak başka bir köye taşınmıştı. Isaac oldukça yalnız bir çocukluk dönemi geçirdi. Pek parlak bir öğrenci sayılmazdı ama uçurtma, yel değirmeni, güneş saati yapmakta epey ustaydı.
18 yaşına gelince matematik öğrenimi için Cambridge Üniversitesi’ne girdi. 1665’teki büyük veba salgını nedeniyle üniversitelerin kapanması üzerine eve döndü. Bir gün Woolsthorpe’deki evinin bahçesinde oturuyorken bir elmanın ağaçtan dümdüz yere düştüğünü gördü. “Elma neden yere doğru düşüyor?” diye sordu kendine. Dünya elmayı kendine çekiyor olmalıydı. Böylece yerçekimi kuramı üzerinde çalışmaya başladı.
Beyaz ışığın niteliği ve matematik profesörlüğü
Sadece elmalar mı cezbetti Newton’u? Elbette hayır. 1966’da güneş ışınlarını bir prizmanın içinden geçirerek bileşenlerine ayırdı ve böylece beyaz ışığın niteliğini keşfetti. 1669’da diferansiyel ve integral hesabını geliştirdi. Bu konuya ilişkin çalışmalarını ise ancak 35 yıl sonra Optik adlı kitabında yayımlandı.
Newton pek tanınan biri değildi ama çalışmaları matematikçi Isaac Barrow’un dikkatini çekti ve Cambridge Üniversitesi’ne 27 yaşında matematik profesörü olarak çağırıldı.
İlk aynalı teleskobu 1668’de yaptı, 1671’de bu teleskop Kraliyet Derneği tarafından incelendi ve Newton derneğe üye kabul edildi. Newton artık İngiliz bilim dünyasının önde gelenleri arasında yer alıyordu.
Newton en önemli yapıtı olan “Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri” adlı yapıtını 1687’de yayınladı. Kısaca Principia adıyla anılan ve Newton’un hareket yasaları, dalga kuramı ve yerçekimi üzerine çalışmalarını içeren bu çalışma bu güne kadar yazılmış bilimsel kitapların en önemlilerinden biri olarak kabul edildi.
“Sir” ünvanlı ilk İngiliz bilim adamı
Newton’un başarılı çalışmaları onun darphane müdürlüğüne getirilmesini sağladı. O da para basım sisteminde reform yaparak burada da başarısını sürdürdü. İki kez parlemantoya seçildiyse de siyasetle fazla ilgilenmedi. 1703’te Kraliyet Derneği’nin başkanı oldu ve ölümüne değin bu görevi yürüttü. 1705’te Kraliçe Anne, ona “Sir” unvanı verdi. Newton, bu ünvanı alan “İlk İngiliz bilim adamı” oldu.
Daha sonraki yıllarda sağlığının bozulması üzerine bilimsel çalışmalarına son vermek zorunda kaldı ve 1727’de Londra’da öldü.