Marconi kullandığı aygıtları kendi icat etmemişti ama onlardan başka aygıtlar geliştirdi. Mors alfabesinden yararlanarak, elektromanyetik dalgalarla mesaj gönderilebileceğini belki de ilk düşünen kişi oldu. Birçok ülkeden onur ve başarı nişanları aldı. 1909’da Nobel Fizik Ödülü verildi. Öldüğü zaman tüm dünyadaki radyo istasyonları yayınlarını iki dakika kesti.
İtalya’nın Bologna kentinde 1874 yılında doğan Guglielmo Marconi’nin babası toprak sahibi bir İtalyan, annesi ise bir İrlandalı’ydı. Marconi, Floransa ve Livorno’da radyo dalgaları dediğimiz Hertz dalgaları üzerine deneyler yapan Profesör Righi’nin derslerine katıldı ve Profesör Rosa’nın yönetiminde çalıştı.
Marconi, ilk kez Alman bilim adamı Heinrich Hertz ürettiği için onun adıyla anılan bu dalgalarla deneyler yapmaya başladı. Marconi kullandığı aygıtları kendi icat etmemişti ama onlardan başka aygıtlar geliştirdi. Mors alfabesinden yararlanarak, elektromanyetik dalgalarla mesaj gönderilebileceğini belki de ilk düşünen Marconi oldu.
Önceleri öbür araştırmacılar gibi Marconi de sinyalleri vericiden 100 metre uzaklığın ötesinde göndermeyi başaramadı ama sonra hem verici, hem de alıcıya yüksek birer anten ve bir toprak hattı bağlamayı düşünerek sonunda sinyalleri 2,4 kilometreye kadar ulaştırmayı başardı.
Böylece Marconi, elektromanyetik dalgaları yalnızca bilimsel bir ilgi konusu olmaktan çıkararak bütünüyle yeni bir iletişim biçimine dönüştürdü. Buluşuna İtalya hükümetinin ilgi göstermemesi üzerine, yaptığı aygıtı alıp İngiltere’ye gitti ve çalışmalarını orada sürdürdü.
Bu dönemde denizcilikte en ileri ülke olan İngiltere’nin, denizdeki gemilerinin birbirleriyle ve karayla haberleşmesini sağlayarak birçok insanın hayatını kurtarabilecek bu aygıtla ilgilenebileceğini düşündü.
Marconi 1896’da 22 yaşındayken dünyanın ilk telgraf patentini aldı. Ertesi yıl da kendi şirketini kurdu. (Günümüzde Marconi şirketi) Küçük bir mühendis grubuyla, telsiz telgrafı geliştirmek için yorulmak bilmez bir çalışmaya girişti. 1900’de, birden fazla istasyonunun, sinyalleri birbirine karışmadan aynı anda yayın yapmasına olanak veren dalga boyu ayarlı telsiz telgraf sisteminin patentini aldı. 1901’de İngiltere’deki Poldhu’dan Newfoundland’daki St.John’s kasabasına okyanus ötesi telsiz telgraf sinyalleri göndererek tüm dünyayı şaşırttı.
Okyanus ötesi düzenli telgraf servisi
1903’te The Times gazetesi için İngiltere’den ABD’ye düzenli haber yayını yapmaya başladı. 1907’de okyanus ötesi düzenli telgraf servisi başlattı.
Marconi, I. Dünya Savaşı sırasında İtalyan kuvvetlerinin telsiz aygıtlarının sorumluluğunu üstlendi. Daha kısa dalga boyu elektromanyetik dalgalarla çalışmalar yaptı ve onlarla daha uzaklara daha net mesaj gönderilebildiğini ortaya koydu.
Öldüğü zaman tüm dünyadaki radyo istasyonları yayınlarını iki dakika kesti. İtalya hükümetinin düzenlediği devlet töreninden sonra doğduğu yer olan Bologna’da gömüldü.
Amerikan ruhunu yansıtan bir yarımada olan The Cape’te Wellfleet’in güneyinde, Atlantik kıyısındaki kum tepeciklerinin ardında Guglielmo Marconi’nin öncü telgraf istasyonun harabelerine rastlayabilirsiniz. 1903 yapımı, çoktan yitip gitmiş bu istasyonun örnek modelini Park Service’de görmek mümkün. Bu tarihi istasyon, Başkan Theodore Roosevelt ile İngiltere Kralı Edward VU’nin ilk transatlantik mesajlarını iletmişti.
Anı
İngiltere’de kendi şerefine verilen bir toplantıya katılan bulunan Marconi’ye bir bayan misafir elektromanyetik dalgaları nasıl kullandığını sormuş. Marconi kadının kolay anlayabilmesi için basit bir açıklama yapmış; “Büyük bir havuz düşünün ve bu havuzun iki ucunda birer kişi bulunsun. Havuzun ortası da dallarla kaplı olsun, bu kişiler birbirlerini görmesinler, hatta duymasınlar.
Havuzun bir başındaki adam havuza taşlar atıyor diyelim. Havuzda halka halka yayılan dalgalar oluşur ve bu halkalar öteki adama ulaştığı zaman birinci adamın havuza taş attığını anlar. Bu şekilde bir sinyal almış olur.” Kadın hemen “anladım” demiş ve teşekkür etmiş, hikayenin gerisini dinlememiş. Yanındakilere dönerek “Biliyor musunuz İngiltere’den Amerika’yla nasıl haberleşiyoruz? Atlantiğe büyük kayalar atılıyor oraya varan dalgalar sayılıyor” demiş.