baris

Beynine Format At, Yıka Beynini ve Sağlığına Format At kitaplarının yazarı ve NeuroFormat sisteminin yaratıcısı M. Barış Muslu, çalışmalarını Etiler’de yeni kurduğu NeuroFormat Pozitifleştirme Merkezi’nde sürdürmeye başladı. Muslu burada NeuroFormat eğitimleri de verecek. Duyguların beyni çok etkilediğini söyleyen Muslu, “Duygu değişirse beyin de değişir” diyor.

Pozitif Dergisi 2015/2. sayısında yayınlanmıştır. Telif hakları DBR’ye aittir.

Barış Muslu, eğitimine bakılırsa Türkiye’nin en parlak beyinlerinden biri. Tarsus Amerikan Koleji’nde
eğitimini sürdürürken ABD’ye giderek iki senede liseyi, üç senede girilmesi en zor okullardan biri olan Michigan Tech Üniversitesi’ni bitirmiş. 20 yaşında genç bir mühendis olarak Türkiye’ye döndüğünde Koç Üniversitesi’nde işletme mastırı yaparken Vestel’de proje müdürü olarak da full time görev yapmış. “Normalde ikisi de full time, ikisini aynı anda yürütebilen herhalde başka kimse yoktur” diyor.
15-16 yaşlarındayken hem müzikle hem de popüler psikolojiyle ilgilenmiş. 16 yaşında futbol oynarken sol elinin kırılmasıyla başlanan ağrılar sağ eline ve ayaklarına da sirayet etmiş ve seğirmeler başlamış. “Hiçbir tıbbi açıklaması yoktu ve git gide kötüye gidiyordu” diyor Muslu. “Hayat korkusu yaşamaya başladım, her şeyin domino taşları gibi yıkıldığı bir dönemdi. Öleceğini düşündükçe korkular artıyor, arttıkça daha kötü hissediyorsun, bu döngüden bir şekilde kurtulmam gerekiyordu.” Doktorlar tanı koyamayınca alternatif tedavi arayışlara girmiş. NLP, EFT gibi birçok uygulamayı deneyerek kendini iyileştirmeye çalışmış. “Bu süreçte neyin, nasıl çalıştığını anlamaya başladım. Başkalarında da deneyip olumlu sonuçlar aldım. Sürekli yeni şeyler araştırıp yöntemimi geliştiriyorum” diyor.
Muslu ciddi bir literatür taraması yapıp yeni tıp anlayışlarıyla ilgili eğitimler aldıktan sonra şunu söylüyor. “Olayın daha çok geçmişle ilgili olduğunun farkına vardım, NLP’nin söylediğinin aksine şu an değil geçmiş ve yaşadığımız şoklar çok önemli. Duygularla beyin çok ciddi değişiyor. Ben duyguları değiştirerek beyni değiştirebileceğimi fark ettim ve bu yoldan yürümeye başladım!”
2001’de kendi kurduğu şirketinde Türkiye’de yüz binlerce kişinin ilk kez kullandığı teknolojilerin servisini verirken bir yandan da yaptığı çalışmaları uygulamayı sürdürmüş; “Ailem üniversiteden sonra MIT ya da Harvard’ta master yapacağını düşünüyordu. Başarılı olmam bekleniyordu. Bilim adamı olmasa bile bir şirkette CEO olmalıydım. Oysa bu benim yapmak istediğim şey değildi” diyor ve ekliyor. “Yaşadığım bu rahatsızlık ve psikolojik süreçlerde dünyanın en iyi okullarında eğitim aldım, matematikte başarılıydım, bunu yapabildiğim için yapıyordum ama işin içine yaşam kaygısı girince hayata bakışım tümüyle değişti!”

Sizi kitaplarınızla tanıdık. Önce kendinizi iyileştirmişsiniz, sonra da başkalarını… Kitaplarınız kendi deneyimlerinizi yazma fikrinden mi doğdu?
Pek çok kişinin üzerinde deneyip yöntemlerim iyi bir noktaya geldikten sonra yaptıklarımı insanların bilmesi gerek diye düşündüm. Kitaplarla geniş kitlelere ulaşınca hayatımda yaptığım tüm işleri bırakıp buna yoğunlaştım.

Benim algım olaya spritüel yaklaşmak yerine biraz teknik yaklaştığınız yönünde! Öyle mi gerçekten?
Spritüellikle alakam yok. Benim uygulamalarımı yapanlar fayda görüyor, zaten bu yüzden başarılı. Spritüel yaklaşımlar stres seviyesini azaltır. Ben neden sonuç kısmına odaklanıyorum. Diğeri ise hadi beraber mutlu olmaya çalışalım ve daha mutlu olup düzelmesini bekleyelim şeklinde… Neden sonuç ilişkisiyle hedefi 12’den vurursun. Diğerinde akışına bırakır rahatlatmasını beklersin. Benim daha iddialı çözmem hedefe yönelmemden…

NeuroFormat nasıl işliyor? Nasıl bir yöntem?
Sorundan soruna değişiklik gösterir. Şuramda bir ağrı var diye mi geliyor, motivasyonum eksik, hayattan keyif almıyorum diye mi? Genelde “şu sorunum var” diye geliyorlar. O sorunlarında insanlara yardımcı oluyorum. İnsanlar çoğunlukla panik atak, fobi, obsesif bozukluklarda fayda görüyor.

Mesela fobi için geldiğimde nasıl bir işlem uyguluyorsunuz?
Fobiniz kedi fobisi ise kediyle gelmeniz gerek. Kedi olmadan onu kısa sürede geçiremiyoruz. Yükseklik korkusunu yüksek yere çıkarak çözüyoruz. Mesela uçağa binemiyorsunuz. Her olayın yaklaşımı farklı. Tek bir prosedür yok, işin özeti şu; insanların geçmişindeki kötü olayların etkilerini temizlemek. Mesela tecavüze uğramışsanız onunla ilgili oluşan sıkıntıları azaltıyor.

Biri şöyle yazmış, “Beyni temizliyor ama yerine bir şey koymuyor, yeni program yüklemesi lazım” demiş.
Bir şey koymaya gerek yok, bu sadece kilolar ve bağımlılıklar için geçerli olabilir. Travma temizlenince beyin kendi kendine o olay yokmuş, her şey güzelmiş moduna geçiyor. Mesela sigara için kişilerin içindeki o duyguyu temizliyoruz, ellerine sakız vermiyoruz.

Beyinle uğraşırken son kitapta sağlığa da geçiş yaptınız. Sağlığına Format At kitabı neleri kapsıyor?
Bence en güzel ve iddialı kitabım bu. Bu kitap beynin vücuda etkisini, doğa kanunlarını ve teknikten ziyade gerçeği anlatıyor. Doğa neden beyne fazla yükleniyor ve neden onu hasta ediyor, bunu açıklıyorum. Beyin, somut problemlere alışık ve milyonlarca yıl öncesinde olduğu gibi cevaplar vermek istiyor. Heyecanlandığı zaman kalp çarpıyor, vahşi hayvan kovalıyormuş gibi kanı ellere ve ayaklara pompalıyor. Bu aslında heyecanlandığımız zamanki genel tepkimiz. Yani olay soyut, kalp çarpıntısı ise somut. Soyut bir şeyi, ileride olacak bir şeyi, zaman kavramı olmadan somuta indirgiyor. Bu beynin kuralı. O yüzden soyut sorun olduğunda beyin bunu somuta indirgeyip saçma sapan bir şekilde bir organa daha fazla yükleme yapıyor. Travmatik şoklar, birkaç sene içerisinde belirli bir soruna sebep oluyor. Mesela bir yakınınızı kaybediyorsunuz, beyin tepki olarak böbreğin bir dokusunu daha fazla çalıştırmaya karar veriyor ama o hemen ertesi gün olmuyor. Bir sene sonra bu fazla çalışmadan dolayı bir rahatsızlığınız ortaya çıkıyor. Bunu ben söylemiyorum, olaya farklı bakan tıp adamların bize söylediği şey!
Sağlığına Format At çok farklı bir kitap. Dünyada bu konuda yazılan 3-4 kitap var. Bu basitlikte yazılan tek kitaptır. Beynin hastalıkları neden ürettiğini anlatıyorum bu kitapta. Kişisel gelişim kitabı değil yani!

Kendi beynimizle mücadele etmeliyiz gibi bir sonuç çıkıyor ortaya…
Öyle zaten. Biz sürekli beynimizle, bilinçaltımızla, bedenimizle savaşıyoruz. Mesela bir kız var, seni kabul edecek ya da etmeyecek, bilmiyorsun. Gidip konuşamıyorsun çünkü kalbin hızla çarpıyor. Beyin kendince seni korumaya çalışıyor ama aslında seni bloke ediyor. Bir sunum yapacaksın, öyle heyecanlanıyorsun ki boğazın kuruyor, konuşamıyorsun. Niye? Beyin olaya müdahale ediyor çünkü!
Sigara içmek istemiyorum, zararlı ama içiyorum. Kanseri kendin üretiyorsun. Üretme, üretmeyi kes! Kararı ben versem hemen keserim. Beynimdeki fonksiyonları yönlendirebilsem çok uzun yaşarım. Neye ne kadar hormon verileceğine, ne yapılacağına, ne üretileceğine beyin karar veriyor. Biz bu dengeyi kontrol edemiyoruz. Dünyanın en büyük savaşı bu. Normal tıbbın ve psikolojinin dışında o kadar önemli ve bilimsel şeyler var ki. Yakın bir zamanda bunun önemi anlaşılacak. Beyin göz renginizi bile değiştirebiliyor, düşünün artık!

Birini kaybettik. Gelip temizletmek mi lazım?
Ben tavsiye ederim. Bu zaten yurtdışında yapılan bir şey. Bunu yapanlar benimle aynı metotla yapmıyorlar ama yapılıyor. Büyük sorunlardan kurtulmanın en kolay yolu beyni temizlemek.

Amerikalıların kültüründe “Get over it-Aş bunu” yaklaşımı var. Bir şey olduktan sonra hemen aşmak kültürel yaklaşımlarla mümkün mü?
Bence doğru bir yaklaşım değil. Asıl “Aş bunu” dediğin yerde sıkıntı vardır. Çekmeceye kaldırmak ve onu düşünme demek iyi bir şey değil, çoğu sonradan ciddi travmalara dönüşüyor. Onların etkisi beyinde kalıyor.

Yeni kitap projeniz var mı?
Yıka Beynini güncellenmiş ve değiştirilmiş olarak çıkıyor. Dört sene içinde binlerce insanla görüştüm ve bu tecrübelerimi kitaba ekledim. Tekniklerin uygulanışı değişti mesela. Daha önce önerdiklerim de işliyor ama bu şekilde daha hızlı ve etkili.

Seanslarınız ne kadar sürüyor?
Bir kişiye 1,5 saat ayırıyorum. Bazı olaylar tek seansta geçiyor, bazılarına ise yüzlerce saat ayırsanız geçiremeyebilirsiniz. Bazı şeyler yavaş çözülüyor. Bazen de travma arıyorum ama çıkmıyor. Sorun var, sebebi yok.

Gündelik hayatta sürekli maruz kaldığımız ama çözme şansımız olmayan olaylarla ilgili ne yapabiliriz? Mesela genel gidişattan çok etkileniyorsak?
Fazla bilgi almak gündelik akışı bloke edebiliyor, şahsen dört yıldır televizyon ve gazetelerden uzağım. Bir şey yapabileceksem bileyim, yapamayacaksam bilmeyeyim. Çok özel bir noktada olduğumu, çalıştığım alana da çok önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum ve zamanımı buna ayırıyorum.

Danışanlarınızın yaptığınız işe inanıp inanmamaları fark yaratıyor mu?
Yaptığım işe inanıp geliyorlar. Dogmatik bakanlara, hayatı iki kere iki eşittir dört olarak görenlere ya da sadece okuduklarını doğru zannedenlere kulak asmıyorum. Gelenler ne kadar önemli olduğunun farkında. Erkekler genelde bu konuda kapalı. Onlar her şeyi biliyor ya… Freud gelse onu dinleyebilirler. Çünkü o kabul edilmiş. İnsanlar mevcutları kabul etmeyi sever. Kendilerinden daha başarılı birisini istemezler. Hele de eğitimli ve bir konuda profesyonellerse…

Bundan sonraki projeleriniz neler?
Üniversitelere gitmeye başladım, seve seve gelen teklifleri kabul ediyorum. Sosyal medyadan çok ciddi geri dönüş almaya başladık. 4-5 ay içerisinde 190 bin takipçimiz oldu. Güzel paylaşımlar yapıyoruz. Tabii sosyal medya kitaptan farklı… Bir şeyin yayılması için insanların hepsinin anlayıp paylaşması lazım. Tam söyleyeceğin şeyi söyleyemiyorsun. Oradan doğrudan hayatlarına dokunamıyorsun fakat iletişim için faydalı!
Öte yandan burada eğitimlere başlayacağız. Hem NeuroFormat eğitimi hem de eğitmen yetiştirme eğitimi. Kitapla çalışmak sabır ve motivasyon istiyor, yapmak isteyip yapamayan çok. Zaten kim bir şeyi ilk denemesinde hemen yapabilir ki? Çok tekrar etmek gerek! Ben bu yöntemi binlerce kez uyguladım. Bu konuda vereceğim eğitimlerin herkese faydalı olacağını düşünüyorum. Şu an NeuroFormat uygulayan üç kişiyiz. Bu sayıyı arttıracağız.
Tıp hala semptom tedavisi üzerinden gidiyor. Bilim adamlarını ilaç firmaları destekliyor, sponsorluklar oluyor ve tıp ticari bir meta. İnsanlar bu yüzden son dönemlerde alternatif tedavilere daha çok yöneliyor.

Bir yanıt yazın

Kasaba.works Digital Agency