Son günlerde gündemde ‘aşı yaptırmak mı, yaptırmamak mı’ üzerinden tartışmalar sürüyor, hukuki süreçler yaşanıyor. Sir ailenin çocuğuna aşı yaptırmaması bireysel bir karar gibi görünse de diğer yandan aşılanmamış her çocuk diğer çocukların yaşamlarını etkiliyor.
“Bebeğimle Elele dergisinde yayınlanmıştır. Telif hakları DBR’ye aittir.”
Aşılama sık görülen, bulaşıcı hastalıklardan vücuda düşük dozlar vererek korunmayı sağlayan bir
yöntem.
Bebek ve çocuk ölüm oranları 20. yüzyılın başından sonra devreye giren aşılar sayesinde epeyce düştü,
bulaşıcı hastalıklar azaldı. Difteri, tetanoz, çocuk felci neredeyse tamamen ortadan kalktı. Verem, kızamık,
kabakulak, kızamıkçık, suçiçeği, hepatit A, sirozun önemli bir nedeni olan hepatit B, zatürreeler, kulak iltihabı
ve menenjit ciddi oranda azaldı.
Bebek doğduğu andan itibaren aşı yaptırmaya başlıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün mutlaka yapılmasını önerdiği
aşıların yanı sıra yapılması şart olmayanları da var. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Bülent Karadağ, “Bir aşının mutlak gerekliliği, aşının ekonomik yüküne karşı elde edilecek sağlık kazancına göre belirleniyor. Şu anda verem (BCG), difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, hepatit A ve B, zatürree (pnömokok), menenjit (H. influenza) ve suçiçeği aşıları zorunlu. Grip aşısı gibi yapılması önerilen ama zorunlu olmayan aşılar da var” diyor. Karadağ aşıların, zayıflatılmış hastalık etkenleri ile vücudun bağışıklık sistemini karşılaştırarak hastalığa karşı savunmayı sağlayan bir korunma yöntemi
olduğunu söylüyor, “Aşılar, özellikle de çocuk felci, grip gibi canlı aşılar çok nadiren hafif de olsa hastalığa neden olabilir. En sık görülebilecek yan etki, hafif ateş, huzursuzluk gibi vücuda verilen proteine reaksiyon olarak
görülen yan etkiler. Yine çok nadiren ciddi alerjiler, havaleler görülebilir. Bu reaksiyonlar varsa o kişiye o aşı
tekrarlanmaz. Teknolojinin gelişimiyle canlı olmayan aşılarla yan etki riski de azaltıldı.”
Sonbaharda enfeksiyonlara dikkat
Öte yandan sonbaharda okulların açılması ile üst solunum yolu enfeksiyonları, nezle ve grip, sinüzit, akut bronşit ile sonbahar alerjileri, larenjit, pnömöni (zatürree), kızamık, kızıl, difteri, kızamıkçık, kabakulak, boğmaca, çocuk felci, suçiçeği hastalıkları da artış gösteriyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Küçükkırım okullardaki bulaşıcı hastalıklardan korunmak için grip aşısı tavsiye ediyor, “Çocuklarda alerjik
hastalığı veya astımı olanlara, kalp hastalığı olanlara grip aşılaması öneriyoruz. Çocukluk çağında döküntülü hastalıklardan korunmanın yolu aşılamadır” diyor. Medicana Çamlıca Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı
Dr. Hülya Karaca ise “Çocuklar okula başlayana kadar aile kontrolünde bulaşıcı hastalıklardan pek etkilemiyor. Okulda çocukların hastalanması bağışıklık sistemlerinin gelişmesi için gerekli olsa da sık hastalanması tehlike
işareti olabilir” diyor. Karaca soğuk algınlıklarının çocuklarda en yaygın görülen hastalıkların başında geldiğini söylüyor, “Üstelik çocuklarda yetişkinlere göre hem daha ağır hem daha uzun sürer. Bağışıklığın amacı, bebek ve çocuklarda aşı ile korunabilir hastalıkların ortaya çıkışını engellemek, bu hastalılardan kaynaklanan ölümler ve sakatlıkları önlemektir. Aşılama mikroorganizmaların tamamının yada belirli işlemlerden geçmiş parçalarının canlara verilmesiyle onlarda önemli bir sorun oluşturmadan, doğal enfeksiyon sonrası oluşan bağışık cevaba benzer cevap alınmasıdır” diyor. Karaca çocukların erken dönemde aşılanmaya başlanmasıyla 14 hastalığa karşı tam bağışık
sağlandığını vurguluyor, “Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan çocukluk dönemi aşı takvimi dışında rutin programda olmayan aşılarımız da mevcut. Aşı uygulamasını şu şekilde özetleyebiliriz;
Hepatit B aşısı doğumda, 1. ve 6. ay sonunda olmak üzere üç doz;
BCG (verem) aşısı, 2. ay sonunda tek doz;
Difteri-aselllüler boğmaca, tetanoz, inaktif polio, haemophilus influanza tip B (beşli karma) 2.ay, 4. ay, 6. ay, 18.ay sonunda uygulanmakta, hatırlatma dozu ise Hib içermeyen dörtlü karma şeklinde ilköğretim 1. sınıfta uygulanır.
Konjuge pnömokok aşısı (zatürree) 2.ay, 4.ay, 6.ay ve 12. ay sonunda, Oral polio (çocuk felci) aşısı 6. ay ve 18. ay sonunda,
Kızamık-kızamıkçık-kabakulak karması 12. ay sonunda ve ilköğretim 1. sınıfta
Suçiçeği 12.ayda
Hepatit A aşısı 18. ay ve 24. ay sonunda uygulanır.
İlköğretim 8. sınıfta erişkin tip difteri-tetanoz aşısı da programda mevcut.”
Sağlık Bakanlığı rutin aşı takviminde olmayan aşılar ise rota virüs aşısı ve menengokok (menenjit) aşısı;
Rota virus aşısı 2. aydan itibaren 2 ya da 3 doz şeklinde,
Menenjit aşısı ise 9. aydan itibaren 3 ay ara ile 2 doz uygulanıyor.
Suçiçeği aşısı da son yıllarda 4-6 yaş arası tekrarlanıyor.
Aşı için bunlara dikkat
Prof. Dr. Bülent Karadağ ve Dr. Banu Küçükkırım aşılama sürecinde şunları öneriyor:
* Bebek doğduktan sonra en kısa sürede aşı yaptırılmalı.
* Bebeğin ilk aşıları yapıldıktan sonra verilen aşı kartında belirtilen tarihlerde aşılar düzenli olarak yaptırılmalı. Aşı unutulursa, aşı takvimine kalındığı yerden devam edilmeli. Son aşıyla aradaki zaman çok uzunsa tekrardan başlamak gerekebilir.
* Aşıya bağlı ateş ve döküntü gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bunların şiddetli
olması halinde sağlık kuruluşuna başvurulmalı.
* Çocuğun uzun süreden beri ilaç almayı gerektiren bir hastalığı varsa aşı yaptırmadan önce durumu sağlık personeline hatırlatmalı.
* Genelde aşı yapılırken çocuğun tam sağlıklı olması beklenir. Ancak mecbur kalınırsa hastayken de aşı yapılabilir. Ateşi 38 dereceden düşük olan ve ishali olan çocuklara doktor kontrolünde aşı yapılmasında sakınca yok.
* Sağlık Bakanlığı aşı takvimi dışında, hekim önerisi ile yapılacak özel aşılar soğuk zincire uygun şekilde yapılması nedeniyle özel sağlık kuruluşlarında çocuk hekimlerince uygulanmalı.
* Çocuklar, aşıyla korunabilen hastalık geçirseler bile Sağlık Bakanlığı aşı takvimine uygun olarak mutlaka aşılanmalılar.
* Çocukların tüm aşılarının kaydedildiği aşı kartı (okul aşıları dâhil) velileri tarafından
saklanmalı, gerektiğinde sağlık personeline bilgi verilmeli.
* Aynı anda birden fazla aşı yapılabilir. Canlı aşılar aynı gün yapılamazsa aralarında bir aylık
süre olmalı.
* İlk 24-48 saat süreyle özellikle ateş yönünden dikkat edilmeli. Son yıllarda ateş yan etkisi de
çok nadir. Bazı aşılarda bir hafta sonra gribal belirtiler veya döküntüler görülebilir.
Aşıların en sık görülen yan etkileri
Aşı yapıldıktan sonra bebeklerde ve çocuklarda görülen rahatsızlıklar anneleri endişelendiriyor. Peki, aşı sonrası
meydana gelen rahatsızlıkların hangi aşamasında tekrar doktora gitmeli? Dr. Banu Küçükkırım aşıların yan etkilerini şöyle özetliyor;
BCG Aşılaması: Aşılamadan 1-2 hafta sonra aşı yeri kontrol edilmeli, normalde aşı uygulandıktan 4-6 hafta sonra aşı yerinde 10 mm çapında küçük kırmızı ve hassas bir şişlik belirir. Bu şişlik yaraya dönüşür sonra kendiliğinden iyileşir. 5 mm eninde yara izi kalır. Yara üzerine ilaç koymamalı, yaranın üzeri açık bırakılmalı veya temiz bir bezle örtülmeli.
DBT Aşılaması: Pek çok çocukta ateş görülür. Ateş ilk 48 saatte başlar, iki gün sürebilir, uzayan ateşlerde sağlık kuruluşuna başvurulmalı. Çocuğa ateş düşürücü ilaç verilmeli; fazla giydirilmemeli, gerekirse ılık duş ile ateşi kontrol altına alınmalı. Bazı çocuklarda aşıdan bir gün sonra aşı yerinde şişlik ve kızarıklık görülür. 3-4 gün içerisinde geçer. Bu difteri toksoidinin neden olduğu reaksiyonudur. Şişlik ve kızarıklık bir hafta sonra başlarsa sağlık kuruluşuna başvurulmalı. Aşıdan sonraki 48 saat içerisinde üç saat ve üzerinde sürebilen ısrarlı ağlama olabilir. Ancak bu durumda sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
KKK Aşılaması: Ateş ve döküntü en sık karşılaşılan yan etki ve aşıdan 7-10 gün sonra görülebilir. Ateş düşürücü verip takip edilmeli.
Aşı tartışılacak birşey değil!
Son dönemlerde çocuğunun sağlığına zarar vereceği endişesi ile aşı yaptırmaktan kaçınan hatta bunu mahkemeye taşıyan aileler var. Mahkemeden ise ‘aşı zorunlu’ kararı çıktı. Bu konuyla ilgili sorumuza Prof. Dr. Bülent Karadağ şöyle yanıt veriyor; Aşıların içerisinde koruyucu olarak kullanılan maddelerden tutun, otizm gibi hastalıklara neden olduğu konusunda hemen her gün bir şeyler okuyoruz. Bu nedenle birçok aile aşı yaptırma konusunda tedirgin. Bunun sonucunda ortadan kalkmak üzere olan bazı hastalıklar tekrar salgınlarla karşımıza çıkıyor. İngiltere’de bu endişeyle kızamık aşısı yaptırılmayan birçok çocuk, yakın zamanda kızamık salgınlarına neden olunca aşılama stratejileri tekrar gözden geçirildi. Dini veya yaşam görüşü nedeniyle de aşı yaptırmak istemeyen gruplar var. Bu kişisel bir karar gibi görünmekle beraber sonuçları tüm toplumu etkiliyor. Halk sağlığı açısından bir hastalıktan korunma sağlanacaksa tüm çocukların aşılanması şart. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı açısından zorunlu tutulan aşıların yapılması için kanuni tedbir alınması uygun bir önlem olarak değerlendirilebilir. Karabağ enformasyon kirliliğinin de tehlikeli olduğunun altını çiziyor, “Anne-babalardan ricam, bir haber duyduklarında bunu doktorlarına danışmaları. Doktorunuz sizi doğru şekilde bilgilendirir. Bir dönem ‘kısırlık yapar’ diye aşılamalara karşı çıkılırken şimdi üretilen birtakım dayanaksız bilgilerle entelektüel kesim hedefleniyor. İnternette veya gazetede okuduğunuz bir haberin çocuğunuza neden olabileceği zararın sorumluluğunu kimse almaz.”
Mülteciler halk sağlığını tehdit ediyor mu?
Suriye’den gelenlerin aşısız olması dolayısıyla halk sağlığının tehdit edildiğine dair sosyal medyada haberler dolaşıyor. Karadağ, “Ülkemize yakın zamanda mülteci olarak milyonlarca insanın gelmiş olması halk sağlığı açısından sıkıntılı bir durum. Problem ne kadarının kayıtlı olduğunun bilinememesi… Ülkemizde çocuk felci ve kızamık hastalıkları yok olmak üzereyken bu hastalıkların görüldüğü Suriye’den gelen çocuklar ciddi potansiyel problem yaratıyor. Hızlı şekilde bu çocukların aşılama programlarının ülkemizdeki programa göre düzenlenmesiyle bu tehdit ortadan kaldırılmalı.”Karadağ bu problemin, mültecilere mesafeli durarak ayrımcılığı körüklememesi gerektiğini de vurguluyor, “Bu tutum, daha ciddi psikolojik ve sosyolojik sorunlar yaratır. Gelen çocukların sağlık açısından kayıtlı ve aşıları tamamlanmış şekle getirilerek onları kucaklamamız ve toplum olarak bir arada yaşamamız şart.”