Demokrat Parti’den Bill Clinton, 3 Kasım 1992’den beri Amerika Birleşik Devletleri Başkanı. Görevine resmen 20 Ocak 1993’te başlayan Clinton Cumhuriyetçi Parti egemenliğine son vermiş oldu; ama ekonomide ne kadar başarılı olursa olsun herkes onun “Uçkurgate” skandalını konuştu.

Clinton Arkansas Valisi’yken ABD başkanlığına adaylığını koyduğunda onu kimse tanımıyordu. Ama o medyayı iyi kullanarak kendisinden güçlü iki rakibini geride bırakarak ABD’nin “2000’li yıllarının başkanı” olmayı başardı. Kennedy ile olan benzerlikleri halk arasında sempati yaratmıştı, üstelik ABD dünyadaki global krize rağmen onun döneminde en refah dönemini yaşıyordu. Tüm bunlar iyiydi, hoştu ama bir gün ABD Başkanı Bili Clinton’ın 25 yaşındaki Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinsky ile bir aşk ilişkisi yaşadığı ortaya çıktı. Daha önce de hakkında açılan onlarca davadan başı ağrıyan Bili Clinton bu kez fena halde köşeye sıkıştı.

Lewinsky, Başkan Clinton’a aşık olmuş, onu baştan çıkarmaya çalışmış ve bunda başarılı olmuştu. Linda Tripp adındaki bir arkadaşı ise Lewinsky’den, bu ilişkinin detaylarını “bir abla gibi” dinlemiş ve dinlediklerini de gizlice teybe kaydetmişti.

Skandal önce seks, bantlar, yalanlar. Monica’nın aşkı, Clinton’ın Monica’ya aldığı hediyeler, Oval Ofis’te aşk fantazileri, telefonda seks öyküleri gibi “pembe dizi” boyutlarındaydı.

Medyanın bir bölümü olayın magazin yönüyle ilgilenirken, dört yıldır Clinton’ı soruşturan Bağımsız Özel Savcı Kenneth Starr’ın konuya el atmasıyla skandal Amerikan toplumunda siyasi, hukuki, anayasal ve ahlaki bir tartışmaya dönüştü.

Clinton’la Monica arasında yaşanan hiç bir ayrıntı gizli kalmadı ve her şey tüm dünya basınında didik didik edildi. Monica’nın ayrıntılı ifadeleri İnternet sayfalarıyla bütün dünyaya duyuruldu, üstelik bu siteler okunma rekorları kırdı.

Clinton’ın puro fantazisinin ayyuka çıkması, puro satışlarını bile arttırdı. Amerikan halkı önce “Hillary affediyorsa bize ne” diyerek başkanlarının safını tuttu. Ancak skandal, evlilik dışı bir ilişkinin dışına çıkarak yemin altında yalan söylemeye dönüşünce, ABD tarihinde üçüncü kez bir başkan azille karşı karşıya kaldı.

Clinton, skandalın patlak vermesinden birkaç gün sonra “Ben o kadınla cinsel ilişkide bulunmadım” derken, halka yalan söylemişti. Bu ağır bir suçtu.

Tüm bunlara rağmen Clinton’ın yedi yıllık başkanlığı ülkeye “tarihin en uzun refah dönemini” yaşatmıştı ve halk da başkanını skandal yüzünden kaybetmeyi göze alamadı. ABD federal bütçesi, 40 yıldır ilk kez artıya geçmiş, 15 milyon kişiye istihdam yaratılmış, dışsatım artmış, suç azalmış ve uluslararası planda ülkenin itibarı yükselmişti, Clinton’u azilden kurtaran da bunlar oldu.

Kasaba.works Digital Agency