Bir zaman yolculuğu; Büyükada
Bir zamanlar adı Prinkipo imiş yani Prens Adası. Bu adanın o kadar mağrur bir duruşu var ki herkesi kıskandırır! Burada bir eviniz olsun istersiniz, hatta ‘çiçeğiyle, böceğiyle adanın tümü benim olsun’ dedirtir insana…
Bir zamanlar adı Prinkipo imiş yani Prens Adası. Bu adanın o kadar mağrur bir duruşu var ki herkesi kıskandırır! Burada bir eviniz olsun istersiniz, hatta ‘çiçeğiyle, böceğiyle adanın tümü benim olsun’ dedirtir insana…
Çocukken yazdığım öykülerin, şiirlerin tek bir harfi değiştirilse büyüsü bozulan ‘kutsal metinler’ olduğunu düşünürdüm. Büyüyünce bakış açım değişti. Anladım ki daha iyi yazmak için yeniliklere açık olmak, sürekli arayışta olmak ve denemeler yapmak gerek. Büyük yazarların metinlerini nasıl kurguladığına kafa yormak, yaratıcılığı zorlamak, en önemlisi de bunu sürekli kılmak yazma yolculuğunun yapı taşları… Bu atölyeyi kurgularken amacım yazmaya kafa yoran insanlara günlük, minik hatırlatmalar yapmak, onların yazma yolculuğunda onlara eşlik edebilmek… Biliyorum ki kendini geliştirmenin en önemli adımı süreklilik ve çalışma…