Balkan Savaşları Türk tarihinin en acı, en unutulmaz savaşlarındandır. Bu acının sebebi; Balkanların ve Rumeli’nin büyük bir bölümünün kaybedilmesi, milyonlarca Türk ve müslümanın baskı ve yüzyılların kiniyle zulüm altında yaşadıkları yerleri, evlerini, geçmişlerini bırakarak binbir zorluklarla göç etmeleridir. Bu göçler ne yazık ki bütün 20. yüzyıl boyunca sürecek ve göçmenler Türkiye’nin çeşitli yerlerine yerleşecekti. Balkanlar her zaman kanayan bir yara olmaya devam etti. Kosova’da yaşananlar da bu yaranın yeniden kanamasından başka bir şey değil.
Balkan Savaşı’nın birinci aşamasında Bulgarlar ve Sırplar arasında imzalanan anlaşmaya (13 Mart 1912) Yunanistan ve Karabağ’ın da katılmasıyla savaş hazırlıklarına girişen Balkan Devletleri, 13 Ekim’de ortak bir nota vererek Osmanlı Hükümeti’nden; Girit, Arnavutluk, Makedonya’ya özerklik tanınmasını ve ordunun terhis edilmesini istediler. Osmanlı Hükümeti bu isteklerini kabul etmeyince 2 Ekim’de Karabağ, 18 Ekim’de Bulgaristan ve Sırbistan, 20 Ekim’de de Yunanistan, Osmanlı Devleti’ne savaş açtılar. İç karışıklıklar yüzünden yeterince hazırlanamamış olan Türk kuvvetleri; Kırklareli’nde Bulgarlara, Kumanova’da Sırplara yenildiler ve Sırplar Arnavutluk’a, Bulgarlar ise İstanbul’a yürürken, Yunanlılar da Ege Adaları’ndan bazıları ile Selanik’i ele geçirdiler. Osmanlı ordusu Bulgarları, Çatalca önlerinde durdurmayı başardıysa da Sırplar, Karabağlılar ve Yunanlılar’ın saldırıları önleyemeyince Osmanlı Hükümeti barış sağlanması için büyük devletlere başvurmak zorunda kaldı.
16 Aralık 1912’de toplanan Londra Konferansı sonucunda imzalanan anlaşmalarla, Bulgaristan sınırının Midye-Enez hattına alınması, Selanik, Girit ve Makedonya’nın güney kesiminin Yunanlılara, Makedonya’nın orta kesiminin Sırplara, Kavala, Dedeağaç ve Edirne’nin Bulgarlara bırakılması kabul edildi.
Bulgaristan’ın güçlenmesinden çekinen Sırbistan ve Yunanistan’ın Bulgaristan’a karşı ittifak oluşturmaları ve Bulgaristan’ın onlara, Osmanlı Hükümeti ile Romanya’nın da Bulgaristan’a karşı savaş açmaları ile başlayan Balkan Savaşı’nın ikinci aşamasında Osmanlı kuvvetleri Edirne’yi geri aldılar ve bütün cephelerde yenilen Bulgarlar barış istemek zorunda kaldı.
Balkan Devletleri arasında imzalanan Bükreş Anlaşması’nın (10 Ağustos 1913) ardından imzalanan İstanbul Anlaşması’yla, (29 Eylül 1913) Edirne ve Kırkkilise yeniden Osmanlı topraklarına katıldı. Yunanlılarla 14 Kasım 1913’te imzalanan anlaşmayla da Girit’in Yunanlılarda kalması ve Anadolu kıyılarındaki adaların kimin olacağı konusunda büyük devletlerin hakemliği kabul edildi.