O kadar hırslıydı ki çalışmaya çocuk yaşta başladı, yemek yemeğe, elbiselerini çıkartıp giymeye bile zaman ayırmıyordu. Öldüğünde geride 1093 patent bıraktı. Not defterlerine ise şöyle yazmıştı: “Asla başaramadım demeyeceğim”

Dünyanın en büyük mucitlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ohio eyaletindeki Milan’da dünyaya geldi. Geniş bir düş gücü olan meraklı bir çocuktu. Öğretmeni onun bitmek bilmeyen sorularını aptallık belirtisi olarak gördüğünden okuyamayacağına karar vererek üç ay sonra Edison’u okuldan uzaklaştırdı. O yıllarda kimyaya büyük ilgi duyan Edison bu konuda bulabildiği her şeyi okudu ve daha 10 yaşındayken kendi eliyle sebze yetiştirip satarak kazandığı parayla evlerinin kilerinde kimya deneylerine başladı.

12 yaşındayken bir trende dergi ve meyve satıyor bir yandan da trenin yük vagonuna yerleştirdiği küçük bir baskı makinesiyle haftalık bir gazete basıyordu. Ama bir gün içinde kimyasal madde bulunan şişelerden biri kırılıp vagonda yangın çıkınca Edison hem trendeki işinden oldu hem de ömür boyu ağır işitmesine yol açacak biçimde yaralandı.

Daha sonra telgrafçılık öğrenmeye karar veren Edison 1863-68 arasında ABD ve Kanada’da birkaç telgrafhanede çalıştı. 1868’de bir atölye kurdu ama yaptığı elektrikli oy kayıt aygıtının patentini satamayınca bir yıl sonra parasız ve borçlu olarak Boston’dan New York’a gitti. Altın borsasındaki telgraf aygıtının bozulduğu bir sırada rastlantıyla orada bulunması bir şans oldu. Edison aleti ustalıkla onardı ve bu sayede telgraf şirketinde işe başladı .

Edison daha sonra kayıt yapabilen ve borsadaki fiyatların duyurulmasında kullanılan bir telgraf aygıtı geliştirdi ve patentini iyi bir fiyatla sattı. Sattığı patentlerden kazandığı parayla bir atölye kurarak kendi buluşlarının yapımına girişti.

Edison ilk başarılı yazı makinesinin yapılmasında katkıda bulundu. Bir telgraf teli üzerinden aynı anda altı mesajın birbirine karışmadan gönderilmesinin yolunu buldu. Edison 1877’de sesi kaydedip tekrarlayabilen gramafonu icad etti. Bu onu çok mutlu etti. İlk gramafon denemesinde “Mary’nin küçük bir kuzusu vardı” şiirini okuduktan sonra gramafonu ikinci kez çaldığında aynı sözcükleri cızırtılı ama oldukça net bir biçimde yeniden duydu.

O zaman fonograf adı verilen bu ilk gramofonun huniye benzer bir hoparlörü vardı ve mumdan yapılmış, silindir biçiminde plaklar kullanıyordu. Edison’un öbür buluşları arasında telefon ağızlığı (verici), elektrik ampulü, demir-nikelli akümülatör, elektrikli oy kayıt makinesi, diktafon (Edifon) da bulunuyor. Günümüzde kullanılan film makinelerinin öncüsü olan kinetoskopu ticari amaçla kullanılabilecek biçimde geliştiren de Edison oldu.

Edison elektrik ampulü üzerinde çalışırken bir rastlantı sonucunda “Edison etkisi” olarak bilinen olayı buldu. Ampulün Elamanındaki karbon taneciklerinin zamanla buharlaşarak lambanın yüzeyinde biriktiği bu termoiyonik salım olayı sonradan radyo lambalarının temelini oluşturdu.

Edison, I. Dünya Savaşı sırasında elde edilmesi güç olan kimyasal maddelerin yerini tutacak yeni maddeler yapmanın yollarını da aradı.

Başarısını zekadan çok sıkı çalışmaya borçlu olduğunu söyleyen Edison yemek ve dinlenmeye zaman ayırmayı çok görür, kimi zaman laboratuvardaki masalardan birinin üstünde giyinik uyurdu. Yemeğini laboratuvardaki çalışmalarını sürdürürken atıştırdı.

Edison’un 62 yıl boyunca tuttuğu not defterleri New Jersey’de West Orang’da Edison’un kurduğu bir laboratuvarda korunuyor ve sergileniyor. Edison bu defterlerden birine şu notu düşmüş “Asla başaramadım demeyeceğim.” Bu da onun ne kadar hırslı bir yapıya sahip olduğunu gözler önüne seriyor.

Kasaba.works Digital Agency