Alman işgalinde büyük yıkıma uğrayan bölgelerin kalkındırılmasıyla ilgili hazırlıklar daha savaş sırasında başlamıştı. 1946 başlarında açıklanan yeni beş yıllık planda sanayi ve tarım üretimini savaş öncesindeki düzeye ulaştırma ve bu düzeyin üzerine çıkarma hedefi benimsendi.
Önceliğin verildiği ağır sanayi alanında genelde öngörülen hedefleri de aşan bir başarı elde edildi. İlk Sovyet atom bombası, batılı bilim adamlarının beklediğinden daha kısa bir süre içinde 1949’da patlatıldı. Ağır sanayi ve askeri teknolojideki bu çarpıcı gelişmeye karşın, tüketim malları ve tarım için konmuş düşük hedefler bile gerçekleştirilemedi. Özellikle tarımdaki gerilik ve durgunluk ciddi bir sorun oluşturmaya devam etti.
Savaş döneminde kitleleri seferber etmek için uygulanan esnek ve katılımcı politikalar, 1946’dan sonra dış gelişmelerle de bağlantılı olanak yerini sosyalist ideolojiye bağlılığı vurgulayan yoğun bir kampanyaya bırakıyordu. Bu dönemde Stalin’in parti ve devlet üzerindeki otoritesi en üst düzeye çıktı. Parti organlarının ağırlığı önemli ölçüde azaldı. 1939’dan sonraki ilk kongre ancak 1952‘de düzenlendi. Sistemin kapalı yapısı Stalin’in yakın çevresi içinde gelişen bir iktidar mücadelesi yaratmakta gecikmemişti.
Partide güç kazanmaya çalışan G. M. Malenkov, en büyük rakibi Jdanov’un ölümünden hemen sonra onun yandaşlarına karşı geniş çaplı bir temizlik hareketine girişti. Yönetime giderek belirginleşen sertleşme ve hesaplaşma eğilimleri Stalin’in ölümüne yakın toplanan 19. Parti Kongresi’nin kararlarına da yansıdı.
Savaş sonrası 1945 yılında düzenlenen Yalta Konferansında Sovyet lideri Stalin, Sovyetlerin Pasifik Savaşı’na girmesi karşılığında Rusya’nın Mançurya üzerindeki bütün eski hak ve ayrıcalıklarının yeniden tanınmasını talep etti.
Bu isteği, müttefik devlet başkanları tarafından derhal kabul edildi. Sovyet birlikleri Mayıs 1945’te Avrupa’dan Asya’ya doğru ilerlemeye başladı. 8 Ağustos’ta Japonya’ya savaş ilan eden Sovyetler Birliği, 9 Ağustos’ta Mançurya’yı işgal etti. Savaş 15 Ağustos’ta sona erdi. Ertesi gün Manzhu Guo İmparatoru Puyi, Ruslar tarafından tutsak alındı.
Sovyet birlikleri, Mançurya’yı fethedilmiş bir toprak gibi görerek; bölgedeki gıda maddelerine, altın külçelerine, sanayi makinelerine ve başka mallara el koymaya başladılar. Sovyet ordusunun koruması altındaki Çinli komünist gerillalar Kuzey Çin’deki komünist birlikleriyle birleşerek Birleşik Demokratik Ordu’yu kurdular ve Mançurya’nın büyük bölümünü ele geçirdiler. Kuomintang birlikleriyle Çinli komünistler arasındaki mücadele uzun yıllar sürdü ve 1948 sonunda, Kuomintang birliklerinin Mançurya’daki yenilgisi kesinleşti.
Komünist yönetimin Mançurya ekonomisini yeniden canlandırma çalışmaları 1946’da toprak reformuyla başladı. 1949 sonuna gelindiğinde Mançurya topraklarının tamamı köylüler arasında yeniden paylaşılmış ve böylece toprak ağalarının gücü kırılmıştı. Komünistlerin sanayi alanındaki ilk işi ise yöreyi önemli bir sanayi merkezi haline getirmek için bölgedeki fabrikaları yeniden kurmak oldu.
1953-1957 arasındaki I. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde, sanayi yatırımlarının büyük bölümü Mançurya’ya ayrıldı. Ağustos 1949’da Mançurya’da bazı yönetsel düzenlemelere giderek Kuzeydoğu Halkı Hükümeti kuruldu ve Kuzeydoğu bölgesinin yöneticiliğine Gao Gang getirildi. Mançurya, Gao Gang’ın yönetimi altında oldukça özerk bir yapıya kavuştu. Ama Gao Gana ile merkezi hükümet arasında çıkan anlaşmazlıklar sonucunu Pekin yönetimi 1953’te Kuzeydoğu Halkı Hükümetine son vererek Mançurya’yı Liaoning, Jilin ve Heilongjiang adını taşıyan üç yönetim bölgesine böldü. Gao Gang Pekin’e alındı ve 1955’te partiden atıldı. O dönemden beri Çin’in siyasi yapısıyla bütünleşmiş olan Mançurya, Çin sanayisinin merkezi olma özelliğini bugün de koruyor.