Liderlik koçları Sally Helgesen ve Marshall Goldsmith’in Kadınlar Nasıl Güçlenir kitabı Maltepe Üniversitesi Kitapları’ndan yayınlandı. Brand Week İstanbul’a konuşmacı olarak katılan Sally Helgesen ile Youtube kanalımda kitabı konuştuk.
Çeviri: Sanem Güven
İlk olarak bugüne kadar neler yaptığınızı sorayım.
Son 30 yıldır, dünyanın her tarafından ilham verici kadın liderlerle çalışıyorum ve onlar hakkında yazıyorum. Gerek yaptığım araştırmalar, gerekse bu liderlere koçluk yaparak bazı programlar önerdiğim bir dönemin sonucunda ortaya çıkan bu kitap, alanında yayımlanan yedinci kitabım. Yani diyebiliriz ki, bu 30 yıl içinde daima sadık kaldığım bir misyonum oldu: Kadınların en güçlü olduğu yönleri fark edip açıkça söylemeleri ve sonrasında bu doğrultuda hareket etmeleri için onlara yardımcı olmak.
Ayrıca, bu esnada karşılarına çıkabilecek engelleri tanımalarını sağlamak, ki kitabın özellikle odaklandığı konu da bu. Ben bu kitaba, kadın liderliğiyle ilgili çalıştığım son 30 yılımın bir kombinasyonu olarak bakıyorum. Çok heyecan verici.
Harika. Yazarlardan biri de Marshall Goldsmith. Bir araya gelmeye ve özellikle kadınlar hakkında yazmaya nasıl karar verdiniz?
Marshall bir kitap yazmıştı, ki dünya çapında çok sattı: What Got You Here Wont Get You There. (Seni Buraya Getiren Oraya Götürmeyecek). Kitabı Türkiye’de de bulabileceğinizi biliyorum. Marshall, global liderlik koçu olarak kendi deneyiminden yola çıkarak, başarılı insanların daha iyi pozisyonlara gelmeye çabalarken onları yolundan alıkoyabilecek davranış ve alışkanlıklarına odaklanmıştı. Marshall’ın fikrinin dâhice olduğunu düşündüm, çünkü kariyerinizin başında sizi koruyan özellikler daha sonra engel teşkil edebilir.
Ancak seçilen bazı davranışlar kadınlar için doğru sonuç vermiyordu. Örneğin “Özür dilemeyi öğrenmek”ten bahsediyordu; oysa en sık gördüğüm şeylerden biri, tüm dünyada kadınların hataları için çok sık özür diledikleri idi. Marshall’la 25 yıldır meslektaş ve arkadaşız. Dolayısıyla ona, kitabın bağlamını kadınlara uyarlamak için birlikte çalışmayı teklif ettim.
Evet, bahsettiğiniz kitabı seviyoruz. Bize kendi hayatlarımızda yükselebilmemiz için birkaç ipucu verebilir misiniz?
Kitapta, kariyerinizde geçmişte işinize yaradığı halde şimdi ilerlemenize engel olan davranış ve alışkanlıkların farkına varmaktan bahsediyoruz. Bunları kitapta son derece ayrıntılı şekilde, tüm yönleriyle açıkladık.
Bana gelip, “bende bu özelliklerin dört tanesi var”, “altı tanesi var” diyen kadınlar oluyor, ama hangilerinin İlerlemenizin önünde engel teşkil ettiğini tespit etmek en önemlisi. Bunu tespit ettiğinizde, tek bir konuyla başlayıp ne yapmaya ihtiyacınız olduğuna odaklanmalısınız.
Örneğin konuşmalarınızda çok fazla bilgi verdiğinizi, sadede gelemediğinizi düşünüyor ve üzerinde çalışmak istiyorsunuz diyelim. Belki de önünüzdeki ilk toplantınızdan başlamalısınız ve “az ve öz konuşacağım” demelisiniz.
Tek bir şeye karar vermelisiniz ve sonra -ki bu bence kitaptaki en önemli husustur- size yardım etmek isteyen başka insanları dinlemelisiniz. Kendi başınıza yapmayı denemeyin. Tüm araştırmalar, gösteriyor ki, insanların kalıcı pozitif davranış değişiklikleri için zamana ihtiyacı var. Başka insanlardan destek alın. Bu profesyonel bir koç olabileceği gibi, sadece sizi gözleyip nerede değişiklik yapmanızın iyi olacağını söyleyebilecek insanlar olabilir. İşte ben bunu yerleştirmeye çalışıyorum.
Biraz da kadınların liderliğinden konuşalım. Kadınların yükselmesi neden önemli?
Kadınların liderliği şu sıralarda çok önemli. 1990 yılında yazdığım Kadın Olmanın Avantajı: Kadınların Liderlik Yöntemleri (The Female Advantage: Women’s Ways of Leadership) kitabım, kadınların liderliğe nasıl uyum sağlayacaklarından çok, nasıl katkıda bulunabileceklerini anlatan ilk kitaptı.
Oysa1990’larda kadınlarla ilgili tüm kitaplar nasıl değişip uyum sağlayacakları üzerineydi. Bense başarılı kadın liderlerin liderliğe hangi özel nitelikleriyle katkı sunabileceklerini tanımlamaya çalışıyordum. Bunlar, sınırların ötesinde güçlü ilişkileri olan yetenekler geliştirebilmek, emir komuta zinciri çerçevesinde değil, doğrudan iletişim kurabilmek, kendini hiyerarşik usulde yukarıya koymak yerine merkeze koyarak liderlik yapabilmek şeklinde sayılabilir. Tüm bunlar kadın liderliğindeki güçlü yanlardı. O zamanlar bu özellikler sosyal beceri sayılıyor ve liderlik özelliği olarak kabul edilmiyordu.
Ama bugün, 2019 yılında herhangi bir liderin sahip olması gereken özellikler olarak görülüyor. Dolayısıyla teknoloji ve global ekonomideki değişiklikler nedeniyle kurumlar değiştikçe, kadınların sahip olduğu beceriler çok daha yararlı ve uygulanabilir hale geliyor.
Kitapta “size zamanında faydası olmuş bir davranış, kariyerinizde yükseldiğinizde o kadar faydalı olmayabilir” diyorsunuz. Bu ne anlama geliyor?
Bir örnekle açıklayayım. Pek çok kadın uzmanlığa aşırı değer verir. Tüm enerjilerini o işi mümkün olan en iyi şekilde yapmaya harcarlar. Böyle bir uzmanlık o iş için mükemmel olduklarını kanıtlamalarının da etkili bir yoludur. Ancak bu arada onlara bir sonraki aşamada daha çok faydası olacak ilişkileri kurmayı ve görünür olmayı ihmal ederler. Yani bir konuda uzmanlaşmaya çok önem vermek kariyerinizin ilk aşamalarında size çok faydalı olsa ve bazı avantajlar sağlasa da, yükseldikçe o kadar da aranan bir özellik olmayabilir. Çünkü kurumlar yüksek pozisyonlarda daha görünür olabilen, ilişkileri daha iyi olan lider özelliklerini tercih ediyorlar. İşinizde uzman olmak sizi orta seviyenin üstüne taşıyabilir ama daha ileriye götürmez.
Peki. Türk okurlara kitabınız için ne söylemek istersiniz?
Bu kitaptaki alışkanlık ve davranışlar, Marshall ile benim her birimizin otuzar yıllık dünya çapındaki deneyimlerimizin sonucu. Kitabı okuyun, kendinizde tespit ettiğiniz davranış ve alışkanlıklara bakın ve Türk Kültürü bağlamında hangilerinin özellikle değerli ve anlaşılır olduğunu düşünün. Sonra da LinkedIn’den benimle, Sally Helgesen’la irtibata geçin ve bunların hangileri olduğunu bana yazın. Çünkü bu davranış ve alışkanlıkların farklı çevre ve şartlarda nasıl farklı algılanıp uygulandığını görmek beni büyülüyor.
İlk iş bunu yapacağım. Sally bugün bizimle olduğun için çok teşekkür ederiz.
Benim için zevkti. Sizinle konuşmak ve İstanbul’da olmak harika.
Bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyoruz. Hoşçakalın.