Soğuk sıkım yağlar son dönemlerde besin takviyesi ve tıbbi destek ürünü olarak oldukça revaçta. Isıl ve kimyasal işlem uygulanmadan elde edilen bu yağlar hem bizi gençleştiriyor hem de daha sağlıklı bir yaşam vadediyor.
Soğuk Pres yöntemi ile elde edilen yağlarda hiçbir ısıl ve kimyasal işlem uygulanmıyor. Bu şekilde elde edilen yağlarda Omega 3, Omega 9 gibi esansiyel yağ asitleri doğal olarak yağa geçiyor. Bu yağ asitleri ise bedenimizin tüm sistemlerinin normal ve sağlıklı olarak fonksiyonlarını yerine getirebilmesine destek oluyor.
Soğuk presle elde edilen yağlar antioksidanlar, karotenoidler ve fitosteroller gibi bazı maddeleri daha yüksek oranlarda içerdiklerinden dolayı besleyici değer açısından da ön plana çıkıyor. Bitkisel ve hayvansal içerikli yağlar farklı bir kategori ancak onlar da dışardan alındığı için ‘besin takviyesi’ olarak tanımlanabiliyor.
Peki soğuk sıkım yöntemi ile üretilen yağlar nerede kullanılmalı? İşte kullanım alanları;
• Düşük enerji içeren diyet tüketenler, yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayamayanlar (psikolojik ya da ekonomik nedenlerden dolayı),
• Vejetaryenler (özellikle hiçbir hayvansal gıda tüketmeyen veganlar), demir yetersizliği anemisi olanlar,
• Bebek (D vitamini yetersizliğinin önlenmesi) ve çocuklar,
• Anne adayları ve emziren anneler (Demir, folat, B12 vitamini vb.),
• Menopoz sonrası kemik kaybı fazla olan kadınlar,
• Yaşlılar,
• Uzun süre ilaç kullananlar (antasitler, antibiyotikler, laksatifler, diü-retikler),
• Besin alımını engelleyen alerjik hastalıkları olanlar,
• Bir hastalığa bağlı beslenme (nutrisyon) tedavisi alanlar,
• Diyaliz tedavisi gören hastalar besin desteği kullanımına ihtiyaç duyarlar.
• Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin de daha sağlıklı yaş almak için besin takviyesi olarak kullanabilir.
Besinleri tohum veya yağ olarak tüketmek arasındaki farkı merak ediyor olabilirsiniz. Örneğin bir yemek kaşığı keten tohumu yaklaşık 8 gram, 1800 mg bitkisel Omega-3 yağ asidi (ALA) içeriyor. Bu miktar bir günlük Omega-3 ihtiyacını karşılayacak kadar bitkisel Omega-3 yani Alfa Linolenik Asit ve yaklaşık 120 kalori demek. Yani keten tohumu yağının Omega-3 içeriği daha fazla. Ancak keten tohumu yağı lif yada önemli bir destek olan lignan içermiyor. Bu sebeple kullanım amacına göre tohum, meyve veya yağ tercih etmek en doğrusu…
Zade Global Genel Müdürü Beril Koparal
“130 bitki ve tohum ekstramızı 537 farklı formda sunuyoruz”
Zade Global soğuk Pres yöntemi ile üretim yapan önemli markalardan biri. Üretimleri dünyada ilk kez Zade Vital Tesisleri’nde GMP standartlarında gerçekleştiriliyor. Zade Global Genel Müdürü Beril Koparal’a soğuk sıkım yağları sorduk.
Besin desteği ve bitkisel tıbbi amaçlar için soğuk sıkım olmayanlara nazaran neden soğuk sıkım yağı tercih etmeliyiz?
Soğuk Pres yönteminde sıcaklık belirli aralıklarla ölçülür. Bu ölçüm ürünün içeriğindeki etken maddenin bozulmaması ve yağa maksimum miktarda geçebilmesi içindir. Herhangi bir kimyasal maddeyle işlem yapılmadığı için en güvenli yöntemdir.
Soğuk sıkım yağlar nasıl kullanılmalı? Kullanımında neye dikkat edilmeli?
Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar var. Kan sulandırıcı kullanan hastalar (varfarin gibi) takviyeleri günde 3 gramdan fazla kullanmamalı. Yine hamileler, emziren anneler ve çocuklar doktor kontrolünde kullanmalı.
Soğuk sıkım yağ kullanıldığında yapılması ve yapılmaması gerekenler neler?
Yağların yüksek sıcaklıklarda kompozisyonu değişir. Bu nedenle yüksek ısıya maruz bırakmamak önemli. Sıcak içecek ve yiyecekler ile karıştırılmamalı. Salata ve yoğurt gibi nötr yiyeceklerle tüketebilirsiniz. Hastalık veya ilaç kullanılması durumunda doktora başvurmak önemli.
Belli periyodlarla kullanılması gereken yağlar hangileridir?
Keten tohumu ve nar çekirdeği yağlarının içerisinde fitöstrojenler bulunur. Hormonlar üzerindeki etkilerinden dolayı kadınlarda iki ay kullanım sonrasında iki hafta erkeklerde ise iki ay kullanım sonrası üç hafta ara verilmesini tavsiye ediyoruz.
Kaç bitkiden, tohumdan ya da meyveden soğuk sıkım yağ elde edilebiliyor?
2014 TÜİK verilerine göre; Türkiye’de yetişen yaklaşık 12 bin tane bitki var, bunun 5 bin tanesi endemik, yani tıbbi anlamda kullanılabilir bitki olarak biliyoruz. Türkiye bu endemik zenginliğine rağmen çoğu bitkiyi farmasötik forma getiremedi. Şu anda yaklaşık 130 adet bitki ve tohum ekstramızı 537 farklı formumuzla sağlık alanında kullanılabilecek ürün haline getirdik.
Ürün formlarımızı geliştirirken kullanıcılarımızı odağımıza alıyor ve günün her saati kolay kullanım ilkesiyle hareket ediyoruz. Bu formlar arasında sıvı, yumuşak kapsül, patlatılabilen yumuşak kapsül, haftalık kullanım paket, dört farklı ürünün bir arada bulunduğu formlar gibi alternatiflerimiz mevcut. Bu kadar farklı ürün çeşidine sahip olmak, özgün ve inovatif çalışmalar yapmak için yoğun bir tempoda çalışıyoruz.
2014 yılında Türkiye’de ilk kez geleneksel bitkisel bir tıbbi ürünün “Sağlık Bakanlığı Beşeri Tıbbi Ürün Ruhsatı” alma başarısını da elde ederek, ülke zenginliğimizi Ar-Ge ve inovasyon ile potansiyel kullanıma dönüştürülmesini sağladık. Bunu ülkemiz ve insanımız için çok önemli görüyoruz. Türkiye’nin ilk sağlıklı yaşam markası Zade Vital olarak dünyanın en zengin serisine sahibiz. Serimizin içerisinde 7’den 70’e her yaşa ve her döneme destek olacak ürünler mevcut.
Soğuk sıkım yağların kalitesi nereden anlaşılır? Tüketici satın alırken nelere dikkat etmeli? Nasıl saklamalı?
Zade Vital ürünlerimizde tarladan itibaren kontrol prensibi ile ilerliyoruz. “İyi Tarım Uygulamaları” standartlarındaki hammaddeleri kullanıyor, 400 farklı analizden geçiriyoruz. Zade Vital İlaç Üretim Tesisleri’nde tüm ürünlerimizi uluslararası GMP (Good Manufacturing Practices/İyi Üretim Uygulamaları) standartlarında üretiyoruz. Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi ARGEFAR ile yürütmekte olduğumuz Ar-Ge işbirliği çerçevesinde tüm ürünlerimizin kalitesi ARGEFAR tarafından test ediliyor.
Yüksek standartlarda yeni ürün Ar-Ge çalışmalarımızı iki Ar-Ge merkezimizde yürütüyoruz. Zade & Zade Vital İbn-i Sina Ar-Ge Merkezimiz Türkiye’nin doğal sağlık ürünleri alanındaki ilk Ar-Ge Merkezi. İkinci Ar-Ge Merkezimiz olan Doğal Ürünler Araştırma Uygulama Merkezi DÜAMER bünyesinde ise Selçuk Üniversitesi ve Ege Üniversitesi ile birlikte tüm dünyaya örnek olacak bir Ar-Ge işbirliği gerçekleştiriyoruz.
Besin desteklerinin kalitesini üretim proseslerinden anlayabilmek mümkün. Tesislerin ve hammaddelerin sahip olduğu sertifika ve ürünlerin üzerinde yapılan analizler de önemli. Ürünler, uygun depo koşullarında saklanmalı, direkt güneş ışığına maruz bırakılmamalı.
Eczacı gözüyle soğuk sıkım yağlar
Şişli Itır Eczanesi, Uzman Eczacı S. Serpil Müftüoğlu soğuk sıkım yağların yapılarındaki tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri, vitaminler ve antioksidan bileşikleri sayesinde bedenimizin günlük enerji ihtiyacını karşıladığını, direncimizi arttırdığını ve kalp damar sağlığını koruduğunu söylüyor. Alerji tedavisinde, harici kullanımlarda, saç ve cilt sağlığında bu yağları tavsiye ediyor. Müftüoğlu, “Bu ürünleri bilinçli, doğal tedavi yöntemlerini tercih eden Hipokrat’ın dediği gibi, “Ne yiyorsak oyuz” felsefesini benimsemiş kişiler kullanıyor. Bilinçli kişiler ne istediğini bilerek gelip eczacısına danışarak satın alıyorlar. Soğuk sıkım yağların üretildikleri yerleri, üretim sistemlerini, yapım tekniklerini, markalarını sorguluyorlar” diyor.
Müftüoğlu’nun önerisi tüketicilerin iyi tarım uygulamalarında üretilen ürünleri, besin değerlerini muhafaza eden ambalajları, koyu renk şişeleri ve soğuk sıkım yağların raf ömrü kısa olduğu için son kullanım tarihlerini göz önünde bulundurarak satın almaları. Müftüoğlu’na göre soğuk sıkım yöntemiyle yapılan yağlar sıcak prese göre piyasada daha az bulunuyor, maliyeti yüksek ve kalitesiyle diğer yağlardan ayrılıyor. Müftüoğlu saklama ve özellikle kullanım miktarı konusunda önerilerini de şöyle açıklıyor: “Soğuk sıkım yağları oda sıcaklığında, serin, güneş görmeyen yerlerde, koyu renk cam şişelerde muhafaza etmeliyiz.
Yüksek kalorileri nedeniyle dikkatli tüketilmelidir. Günlük beslenmemizde (1500 kalorilik bir diyette) 450 kalori yağlardan alınmalı, bu da yaklaşık 50 gram yağa tekabül eder. Tedavi amacıyla tüketiyorsak, ilaç kullanımı, hastalıklarımız, kan sulandırıcı etkileri göz önünde tutularak kişiden kişiye değişen bir tedavi uygulanır ve bu da uzman tarafından uygulanmalıdır.”
En çok tercih edilen soğuk sıkım yağılar
Soğuk Pres Aspir Yağı: CLA (Conjugated Linoleic Acid / Konjuge Linoleik Asit) içeriği ile vücuttaki yağ oranını azaltmaya yardımcı oluyor.
Soğuk Pres Ceviz Yağı: Omega 3 esansiyel yağ asidi içeriyor. Omega 3 yağ asitleri beyin için önemli besin maddeleri arasında yer alıyor.
Soğuk Pres Kabak Çekirdeği: Yağında özel steroller ve E vitamini bulunuyor.
Soğuk Pres Keten Tohumu Yağı: Omega 3 yağ asidi olan alfa-linolenik asit (ALA) açısından zengin bir kaynak. Keten tohumu yağı içerdiği Omega 3 yağ asidine bağlı olarak kalp sağlığını korumaya destek oluyor.
Soğuk Pres Nar Çekirdeği Yağı: Nar çekirdeğine özel Punisik Asit (Omega 5) kaynağı. Güçlü antioksidan özelliklere sahip punisik asit, yurtdışında süper besin olarak adlandırılıyor.
Soğuk Pres Rüşeym Yağı: Yapısında A ve D vitaminlerini doğal olarak bulundurmasının yanı sıra E vitamini oranı da oldukça yüksek. Bu sayede yaşlanma etkilerini geciktirmeye destek oluyor.
Soğuk Pres Üzüm Çekirdeği Yağı: doğal olarak E vitamini ve yağa geçen fenolik bileşiklerin antioksidan etkilerine sahip.
Zeytinyağlı Kudret Narı: Maserasyon yöntemi ile elde edilen Zeytinyağlı Kudret Narının içeriğinde birçok fitobileşik yer alıyor. Kudret narındaki Polipeptid k (PPK) gibi bileşikler oldukça önemli. Araştırmalar PPK’nın kan şekerinin düşürülmesinde yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Soğuk Pres Deve Dikeni Tohumu Yağı: Bilindik adıyla Milk Thistle Seed Oil Dünya Sağlık Örgütü ve Almanya E Komisyonu gibi önemli kurumlar tarafından tanımlanmış, doymamış yağ asitleri, E vitamini ve fenolik bileşikler açısından zengin.
Soğuk Pres Isırgan Tohumu: Yağı Avrupa’da Jugendöl (gençlik yağı) olarak biliniyor, saç, cilt ve tırnak yenilenmesine destek oluyor.
Soğuk Pres Susam Yağı: E vitamini, sesamol ve sesamolin adı verilen antioksidan bileşikler açısından zengin.
Soğuk Pres Hindistan Cevizi: Yağının yapısında bulunan MCT (orta zincirli trigliserid) karaciğerde keton cisimciklerine dönüşüyor, bunlar da beyinde enerji kaynağı olarak kullanılıyor. Hindistan Cevizi Yağı ayrıca yapısında bulunan laurik asit sayesinde saç gövdesine kadar penetre olabiliyor ve yıpranmış saç uçlarına kadar ulaşıyor.
Soğuk Pres Çörek Otu Yağı: Timokinon içeriyor. Immun sisteminden sorumlu hücrelerin aktivitelerini destekliyor. Böylece bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Alerjik semptomların giderilmesinde de tedaviye destek oluyor.
Soğuk Pres Chia Tohumu Yağı: Omega-3/Omega-6 dengesini en iyi sağlayan yağlardan biri. Özellikle metabolik sendrom hastalarında bu dengeyi istenilen düzenlemeye destek oluyor.
Hangi yağı nerede kullanmalı?
Zade Global Genel Müdürü Beril Koparal’a hangi şikayetler için hangi soğuk sıkım yağları kullanmamız gerektiğini sorduk.
Cinsel isteksizlik: Cinsel isteksizliğin giderilmesinde hem kadınların hem erkeklerin kullanabileceği kabuklu meyve ve yiyeceklerin yağları var. Örneğin yer fıstığı yağı, fındık yağı ve Antep fıstığı yağı afrodizyak etkilerinden dolayı tercih ediliyor. Bunun yanında kadınlarda cinsel isteksizlik daha çok psikolojik engellerden ileri geldiğinden kişniş yağı kullanılabilir. Zade Vital’in inovasyon içeren; birden fazla ürünün tek pakette toplandığı Combo Performance, Yetişkinler İçin Enerji/Performans desteği sağlıyor.
Sinirlilik, anksiyete, depresyon: Bu şikayetlerin giderilmesinde ve kaygının uzaklaştırılmasında kişniş yağı etkilidir. Gece yatmadan önce alacağınız bir kapsül kişniş yağı hafif sedatif etkinliği ile hem rahat bir uyku hem de rahatlamış bir zihin sunar. Baş ağrısı şikayetlerinin giderilmesinde vitamin mineral takviyelerinden Koenzim Q10 iyi bir destek olarak karşımıza çıkıyor.
Eklem rahatsızlıkları: Yapılan araştırmalar, eklem rahatsızlıklarına karşı Zerdeçal desteğini ortaya koyuyor. Zerdeçal, içeriğindeki curcuminoidlerle enflamasyonu azaltma ve eklem ağrısını hafifletmeye destek oluyor. Romatoidartrit ve osteoartrit gibi durumlarda tedaviye yardımcı olarak kullanılıyor.
Kilo kontrolü: Bölgesel yağlanmalar ve kilo kontrolünde önerdiğimiz ürünlerden bir tanesi aspir yağı. Aspir yağı içerisindeki CLA (Konjuge Linoleik Asit) ile yağların vücutta depolanmasının önüne geçiyor ve yağ yakımını hızlandırıyor.
Bağışıklık sistemi: Çörek otu yağı bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve vücut direncini artırmaya destek oluyor.
Cilt sorunları: Cilt nemlendirici, cildi yenileyici ve yumuşatıcı etkilerinden dolayı tercih edilen bir bitkisel yağlardan birisi de kayısı çekirdeği yağı. Ciltteki lekelenme sorunlarında, akut cilt morluklarında ve cildin beyazlatılmasında destek amaçlı kullanılabilir. Hindistan cevizi yağı cildin nemlendirilmesinde kullanılır. Cildin yumuşak ve parlak bir görünüm kazanmasına yardımcı olur. Cilt tarafından hızlıca emilir. Saç, tırnak ve vücut bakımına da dahil edilebilir. Nar çekirdeği yağını cildi sıkılaştırmak ve kırışıklıkların önüne geçmek için tercih edebilirsiniz. Kaz ayakları ve labial çizgilerin derinliklerinin azaltılmasında kullanılan değerli yağlardan biridir.