Petersburg’daki “Kanlı Pazar” olayı tüm Rusya’ya yayıldı, grevlerin ve gösterilerin ardı arkası kesilmedi. Eylemler orduya sıçradı. Böylece 1905 yılı, Çar’ın masum insanlar üzerine açtığı ateşle başlayıp, Moskova’nın neredeyse dörtte birinin yıkılmasıyla sona erdi.
Rusların “Kanlı Pazar”ı
1905 yılının 22 Ocak günü (eski Rus takviminde 9 Ocak) Petersburg’daki işçiler “Rus halkının babası” Çar’a bir dilekçe sunmak üzere, Kışlık Saray’a doğru, sakin ve barışçı bir yürüyüşe geçtiler. Bu yürüyüş Gapon adında bir papaz tarafından örgütlenmişti. İş gününün sekiz saate indirilmesini, asgari ücretin en az bir ruble olmasını ve tam bir sömürü anlamına gelen ücretsiz fazla mesainin kaldırılmasını istemekteydiler.
Çarın askerler,i bu yürüyüşe katılan 200 bin işçiye ateş açarak sarayın önünü kan gölüne çevirdi. Günlerden pazardı ve bu olay Rus devrim tarihine “Kanlı Pazar” olarak geçti.
20.yüzyılın başında yüzyıllardır değişmeyen yapısıyla Çarlık Rusyası’nda tarım, toprak köleliğine dayanıyordu ve yeni gelişmekte olan sanayi kesiminde de çalışma koşulları tarım kesimindekinden farklı değildi. Giderek bir sanayi proleteryası oluşmaktaydı.
Rus-Japon savaşının ağır faturası
İşçiler bu ağır koşullar altında giderek örgütleniyor, çarlık rejimi de buna karşı sert ve zorbaca tepkiler gösteriyordu. Rusya’da yıllar boyu süren toplumsal gerilim, 1904-1905 Rus-Japon savaşında daha belirgin bir biçimde ortaya çıktı. Çarlık Rusyası, kazanılacağı konusunda beslediği büyük iyimserlikle girdiği bu savaşta ağır bir yenilgiye uğradı.
Japon birlikleri Port-Arthur limanına karşı saldırıya girişti. Japonya karşısında Rusların yenilgisi dış politikada olduğu kadar, iç politikada da önemli gelişmelere yol açtı.
Barış, Birleşik Amerika’nın aracılığı ile 5 Eylül 1905’te ABD’nin Portsmouth kentinde imzalandı. Bu anlaşma ile Rusya, Sahalin adasının yarısını ve Mançurya’daki bütün haklarını Japonlara terkediyor, Japonya Kore’de “hareket serbestisi” kazanıyordu. Rusya’nın bu ağır barış koşullarını kabul etmesi, Çarlık yönetiminin saygınlığını büyük ölçüde sarsmıştı.
Çar Nikola 11 ve ailesi, ülkenin temel sorunlarına köklü çözümler getirecek yerde bütün umutlarını esrarengiz bir serüvenci olan Rasputin’e bağlamışlardı. Rasputin özellikle 1905’ten sonra Çariçe Aleksandra’nın güvenini kazanacak, ülke yönetiminde etkin bir rol oynayacaktı.
Rusya’nın yenilgisinden sonra özellikle emekçi sınıfın içinde bulunduğu koşullar bütün bütüne ağırlaştı. 1900-1903 dönemini kapsayan bunalımlı yıllarda üç bin kadar işyeri kapanmış, 100 binden fazla işçi işsiz kalmıştı. Lenin’in Marksist bir parti kurması da bu yıllara rastlar.
Petersburg’daki “Kanlı Pazar” olayı tüm Rusya’ya yayıldı ve sonunda eylemler orduya sıçradı.
Potemkin Zırhlısı’nda Ayaklanma
Bunun en belirgin özelliği Potemkin Zırhlısı’nda ayaklanma çıkmasıdır. Potemkin genel bir işçi grevinin yeraldığı Odessa yakınlarında demirlemişti. İsyancı denizciler gemiyi Odessa’ya getirdiler. Lenin, bu ayaklanmaya büyük önem vermiş, Bolşeviklerin bu eylemin öncülüğüne geçmesini istemiştir. Oysa “Potemkin”deki denizciler değişik ideolojik eğilimler taşıyorlardı ve aralarında Bolşeviklerden başka; Menşevikler, anarşistler ve sosyalist-devrimciler vardı. Çarlık hükümeti Odessa’da askeri tedbirler alıyor ve Potemkin ayaklanmacılarına karşı koymaya hazırlanıyordu.
Bu arada Potemkin Zırhlısı isyancıları, Odessa’da halkı da eyleme geçirmeyi başardılar; ama bu uzun sürmedi ve çarın polisleri bu eylemleri kanlı bir biçimde bastırdı. Buna karşın ordu içinde yayılmış olan devrimci eylemler durmadı. Kısa bir süre sonra, denizciler Kronstad’da ayaklandılar. Bu arada, nihilistler de bireysel tedriş eylemlerini yoğunlaştırmaktaydılar. 1905 yılında Kalyalev adında bir nihilist grandük, Sergey’i öldürdü ve çarlık polisinin önlemleri iyice arttırmasına sebep oldu.
Ülkede durum gitgide kötüye gidiyordu; fırın işçilerinin grevi yüzünden ekmek kuyrukları oluşuyordu. Demiryollarının durması ise Rus sanayini felce uğrattı. Uzun yıllardır ilk kez, Rusya’da tüten bir tek fabrika bacası bile kalmamıştı. Çarlık son çare olarak bir bildiri yayınladı ama bu da işe yaramadı. Bunun üzerine Çar’a bağlı askeri birlikler Moskova’ya girdi ve kentin merkezini temizlemeye başladı. İşçiler Resnaya Mahallesi’ne sıkıştı, askerler de bu mahalleyi bombaladı. Böylece 1905 yılı, Çar’ın açtığı ateşle başlayıp, Moskova’nın neredeyse dörtte birinin yıkılmasıyla sona erdi.