RTÜK’ün yayımladığı Çocukların Yeni Medya Kullanım Alışkanlıkları ve Siber Zorbalık Araştırması yeniçağın medya davranış alışkanlıklarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Radyo ve Televizyon Üst Kurul Başkanı Ebubekir Şahin de araştırma sonuçlarını ve alınması gereken tedbirleri bizimle paylaştı.
Yeşilay Dergisi’nde yayınlanmıştır. Telif hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir.
RTÜK olarak “Çocukların Yeni Medya Kullanım Alışkanlıkları ve Siber Zorbalık” hakkında bir araştırma yayımladınız. RTÜK neden böyle bir rapor yayımladı?
Hepimiz çocuk olduk ve bugün çocuk yetiştiriyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle sanal alemin tehditleri de beraberinde geldi. Eskiden ebeveynler çocuklarını sadece sokağın zararlı etkilerinden korurken artık oturduğu yerden, sıcak evlerinden internet ortamından gelebilecek tehlikelere karşı da korumak zorundalar. Sinsi, gizli bir tehlikeden bahsediyoruz. Anne ve babalar farkında olmadan çocuğu siber zorbalığa maruz kalabilir. Öyle ki, siber zorbalığa maruz kalan her dört çocuktan biri bunu kimseye söylemiyor. Bu durumu gördüğümüz için araştırmamızı yaptık. Yeni medya araçlarının vazgeçilmezlerimiz arasına olması, bizi bu alanda yeni bir fotoğraf çekmeye zorladı.
Rapor kapsamında neleri ele aldınız?
Araştırmanın evreni 2017-2018 öğretim yılında Türkiye genelinde 5-6-7 ve 8’inci sınıfta okuyan ortaokul öğrencilerinden oluştu. 26 ilde, 99 ortaokulda, 3.029 öğrenci (%51,2 kız ve %48,8 erkek) ile araştırmayı yaptık. Örneklemde yer alan öğrencilerin %22,5’i 5. sınıf, %23,9’u 6. sınıf, % 25,6’sı 7. sınıf ve % 28,1’i 8. sınıftır. Örneklemin %25,8’i 10-11 yaş, %43,4’ü 12-13 yaş ve %30,8’i 14-17 yaş grubundaki öğrencilerdi.
Cihaz sahipliği ve kullanım alışkanlıkları hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Öğrencilerin %98,4’ü klasik veya akıllı televizyonun (internete bağlanabilen) evlerinde veya odalarında bulunduğunu ifade etti. Öğrencilerin %41,6’sı kendi odalarında masaüstü bilgisayar/dizüstü bilgisayar/notebook bilgisayar olduğunu, %38,3’ü tablet bilgisayar olduğunu belirtti. Öğrencilerin %63,3’ünün cep telefonu var, cep telefonu olduğunu belirtenlerin %90,7’sinin cep telefonunda internet bağlantısı var. Öğrencilerin cihaz kullanım sıklıklarına baktığımızda %16,2’sinin bilgisayarı, %12,5’inin tableti, %3,7’sinin oyun konsolunu ve %56,6’sının cep telefonunu her gün kullandığını tespit ettik. 2015 yılında internet kullananların oranı %90,4 idi, 2018 yılında bu oran % 97’ye çıktı.
Öğrencilerin;
Günlük ortalama cep telefonu kullanım süresi 1 saat 26 dakika,
Televizyon izleme süresi 1 saat 29 dakika,
Öğrencilerin internet kullanım süresi 2 saat 13 dakika,
Dijital ortamda günlük oyun oynama süresi 1 saat 16 dakika.
Öğrencilerimizin günlük ortalama ders çalışma süresi ise 1 saat 30 dakika olarak belirlendi.
Bu verilerden açıkça görülüyor ki, ortaokul öğrencilerimiz okul haricinde yeni medyanın adeta bağımlısı durumunda.
Araştırmamızda medya araçları tercihleri ve önem düzeylerini de irdeledik. Buna göre, öğrencilerin %66’sı cep telefonunu, %44’ü bilgisayarı, %30’u tableti, %31’i televizyonu önemli görüyor. Araştırmaya katılan öğrencilerimizin yarısı interneti her gün kullanıyor.
Araştırmamızın dikkat çeken sonuçlarından biri, öğrencilerin %59,6’sının internete bağlandığında tek başına olması, çevrimiçiyken hoşlanmadıkları kişi veya içerikle yani siber zorbalıkla karşılaşma oranının %44,2 olması.
Çocuklar için medyanın dili nasıl olmalı ve bilinçli medya kullanımı nasıl sağlanmalı sizce?
Üst Kurulumuz görevini yerine getirirken aileye ve çocuğun korunmasına özel önem veriyor. Çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine karşı tedbirlerimizi kararlılıkla alıyoruz. Ancak, yeni medya araçları olarak adlandırılan akıllı cihazların hayatımıza girmesiyle, yayınların takip edilme şekilleri de farklılaştı. Çocukların Medya Kullanım Alışkanlıkları ve Siber Zorbalık Araştırması bu yüzden çok önemli. Çocuklarımız interneti ne sıklıkta kullanıyor, yayınları bu araçlardan nasıl takip ediyor? İnternet kullanırken tehditler neler gibi pek çok soruya cevap arayan araştırmamızın bulgularını paylaşırken, ortaya çıkan sonuçlara göre medya okuryazarlığının önemine dikkat çekiyoruz.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak çocuklarımızın bilinçli medya tüketicileri olmaları ve bu konuda yapılan Medya Okuryazarlığı eğitimlerinin tüm aile fertlerinin faydalanabileceği ölçüde geliştirilmesinin önemini biliyor, bu çerçevede düzenleyici ve denetleyici kamu otoritesi olarak öğrencilerimize, ailelerimize ve eğitimcilerimize rehber olmayı hedefliyoruz.
Çocuklar bilinçli medya tüketmeli ve yayıncılarımız gençlerin ruhsal ve fiziksel gelişimlerine olumsuz etki edebilecek içeriklere yer vermemelidirler. Çocuklara izlediklerinin kurgu olduğunun anlatılması lazım. Örneğin televizyonda bir film ya da dizi izlerken çocuk, gördüklerinin bir öyküsel kurgu olduğunun bilincinde olmalı. Bu gözle izlenilirse, ondan etkilenme oranı hem farklı olur hem de asgariye düşer. Genelde ekranlardaki film ve dizileri eğlence maksatlı izleriz. Bir macera filmine belgesel gözüyle bakmamak gerekir. Çok izlenen Hollywood filmleri hoşça vakit geçirmek için hazırlanmıştır.
Çocuklar teknolojiyi ilk olarak TV üzerinden keşfediyor. RTÜK’ün bu noktadaki fonksiyonu ne?
Evet, evlerimizin başköşesindeki televizyonlar halen en popüler eğlence aracı. Yayın şekilleri farklılaşsa da günümüzde televizyondan vazgeçmek mümkün değildir. 2018 İzleyici Eğilimleri Araştırmamıza göre, ülkemizde günlük ortalama TV izleme süresi 3 saat 34 dakika. Azımsanamayacak bir süre ekran karşısındaysak oradan verilen mesajlara dikkat etmek şarttır. Düzenleme ve denetleme kaçınılmazdır. Herkes her istediği gibi yayın yapamaz.
Görsel ve işitsel medya alanını düzenleme ve denetleme görevimizi 24 saat esasına göre yerine getiriyoruz. 6112 sayılı Kanun’un bize verdiği yetkiyle görevimizi yerine getirirken, amacımız, milli ve manevi değerlerimiz ışığında yayıncılık alanını sağlıklı zemine oturtmak. Aileyi, kadını ve çocuğu görmezden gelen yayınlara ‘dur diyen’ RTÜK, aslında kutsal bir vazifeyi yerine getiriyor. Devletimize ve aziz milletimize olan sorumluluğumuzla “korumak için” varız.
Özgürlükleri korurken aynı zamanda değerlerimizi de güvence altına alıyoruz. Ekranlarımızda terör içerikli yayınlara fırsat vermiyoruz. Şiddet görüntüleri ve argoya geçit veremeyiz. Tütün, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığıyla mücadele etmek zorunluluktur. Halk sağlığını hiçe sayan sahte ürünlerin pazarlanmasına izin veremeyiz.
Elde edilen verileri analiz ettiğinizde çocuklara, gençlere, velilere ve öğretmenlere tavsiyeniz ne olur? Raporu hangi uzmanların ne şekilde kullanmasını tavsiye edersiniz?
Ortaya çıkan bulguların sektörümüzün yeni yol haritasının belirlenmesinde önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Aileler, veriler ışığında daha bilinçli hareket edebilirler. Çocukları sıkmadan yeni medya kontrolünden taviz vermezlerse önemli bir koruma sağlanmış olur. Akademik camianın, iletişim fakültelerinin bu araştırmayı çok dikkatli ele almalarını bekliyoruz.
RTÜK 25. yıl nedeniyle bir kamu spotu yayınladı. Bu spottan yola çıkarak RTÜK’ün varlık nedenini, kullanılan akıllı işaretleri, Netflix gibi dijital platformlarla ilgili düzenlemeleri aktarır mısınız?
İnternet radyo ve televizyon yayınlarının düzenleme ve denetleme görevinin Üst Kurulumuza verilmesinin ardından çıkardığımız yönetmelikle isteğe bağlı yayıncılık alanında lisanslama çalışmalarımız başladı ve devam ediyor.
Süreç içinde yerli ve yabancı yayın platformlarıyla sıkı bir diyalog süreci başlattık. Milli ve manevi değerlerimiz başta olmak üzere aileyi önceleyen hassasiyetlerimizi muhataplarımıza titizlikle aktardık. Yaptığımız çalışmaların özgürlükleri kısıtlamayı değil bilhassa kayıt dışı olan bu alanı düzenleyerek herkesin özgürlüğünü sağlamayı amaçladığını anlattık. Bu kapsamda isteğe bağlı yayıncılık yapan platformların yöneticileriyle yaptığımız görüşmelerde pek çok noktada hem fikir olduğumuzu görmek bizi ziyadesiyle memnun etti.
Ülkemizin milli güvenliğiyle genel ahlaka aykırı ve çocuklarımızın ruhsal ve fiziksel gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine dair gösterdiğimiz tavrı aynı hassasiyetle karşılayan yayıncılarımıza teşekkür ediyoruz. İnternetin özgürlük alanı olduğunu bilen RTÜK, aziz milletimizin talep ve beklentilerini yerine getirme konusunda ivedilikle önlemlerini almaya devam edecektir.