mutluluk

Açken sinirli mi oluyorsunuz? Bazen üşengeçliğiniz tutuyor, yerinizden bile kalkmak istemiyor musunuz? Depresif ruh haline giriyor, kendinizi güvensiz mi hissediyorsunuz? Hemen kendinizi suçlamayın. Belki de sebebi mutluluk hormonlarınızın eksikliğidir.

Yeşilay Dergisi’inde yayınlanmıştır. Telif hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir.

İnsanoğlu yüzyıllardır farklı şekillerde mutluluğun formülünü arıyor. Bilimsel ya da kişisel tavsiyeler, okuduklarınız, duyduklarınız, hatta hayat tecrübeniz mutlu olmanıza yetmiyorsa, kendiniz de dahil çevrenizde tanıdığınız kronik mutsuzlar varsa, ortada sadece psikolojik bir sorun var gözüyle bakmak yerine fiziksel sorunları da göz ardı etmemelisiniz. Bu noktada bilim insanları devreye giriyor ve mutlu olmak için salgılamamız gereken dört hormondan bahsediyorlar bize; serotonin, dopamin, oksitosin ve endorfin. ‘Mutluluk hormonlarınız’ salgılanmıyorsa endişe etmeyin, beslenme ve bazı aktivitelerle salgılanmalarını sağlayabilir ve çok daha mutlu birine dönüşebilirsiniz.

Hormonların şahı serotonin
Serotonin ve neşe için birbirinin en yakın arkadaşı diyebiliriz. Mutluluk hormonlarının özü sayılan serotonin, neşeli, canlı ve zinde hissetmeyi sağlıyor. İştah, seksüel enerji ve düzenli uyku için de gerekli olan bu hormonun eksikliğinde depresif, karamsar ve öfkeli biri olup çıkıveriyoruz. Ruhsal olarak dibe vurduğumuzda, depresif ruh halinde, özgüven eksikliğinde ve çok fazla strese girdiğimizde serotonine daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Herhangi bir belirti vermeyen mide ve bağırsak rahatsızlıklarında, ülserde, ağrı eşiği düştüğünde ve migren ataklarında da işimize yarayan ve beslenmeden ‘tek’ etkilenen bu nörotransmitter, beyin hücrelerinde bulunan triptofan proteini sayesinde artıyor.

Serotonini yükseltmek için güneş ışınlarından faydalanmak, egzersiz yapmak, düzenli uyumak ve triptofan içeren gıdalar tüketmek gerekiyor. Çikolata, peynir, yumurta, muz, yulaf, peynir, fındık, süt, yumurta, bal, bakliyat ve meyve yiyerek bu mutluluk hormonunu salgılamanız mümkün! Mutlu olmak için çikolata yiyenler haksız değil anlayacağınız…

Keyiflenmek için dopamin
Gelelim dopamine. Bu hormon beynin ön bölgesinde bulunan ve şizofrenide rol oynayan bir çeşit kimyasal bağı içeriyor. Sebepsiz yere moraliniz bozuksa ve durduk yere canınız sıkılıyorsa anlayın ki vücudunuzda dopamin eksik!

Ruh halinin sıfırı tüketmesi dopamin eksikliğinin kesin göstergesi sayılıyor. Nörologlara göre bu madde olmadan elimizi bile kıpırdatamıyoruz çünkü herhangi bir şeyi yapabilmek için dopamine ihtiyaç duyuyoruz.

Sizi motive eden bu önemli kimyasal keyifli, hayata bağlı ve kendinize güvenli hissetmenizi sağlıyor. Eksikliğinde ise üşengeç, unutkan ve canı sıkkın birine dönüşüyorsunuz. Kendini önemsiz ve yararsız görmek, başarı konusunda güven eksikliği hissetmek, yoğunlaşma ve hafıza sorunları da cabası…
Yok mu bunun hal çaresi derseniz en başta sizi mutlu eden hobiler edinmenizde fayda var. C vitamini tüketin, tirozin içeren (muz, salatalık, deniz balığı, fındık, fıstık gibi gıdalara beslenmenizde yer verin. Müzik dinlemek ve hareketli bir yaşam da dopamin hormonunuzu yükseltir. Aktiviteden aktiviteye koşmak, düzenli bir cinsel yaşam ve spor yapmak da dopamin üretimini artırıyor. Bir diğer formül de akşam erkenden uyumak. Gece yarısından iki saat önce en yüksek düzeyde salgılanan dopamine erken uyuyarak kısa yoldan kavuşmuş olursunuz.

Aşk hormonu oksitosin
Oksitosin hormonunun erkeklere sevgilisini çekici kıldığını biliyor muydunuz? Kadınlar siz siz olun yine de bu hormona güvenmeyip kendinize iyi bakın! Uzmanlar diyor ki kadın ve erkeklerin farklı ihtiyaçları olmasının kaynağını aslında hormonlar. En çok bilinen kadın hormonu östrojen iken, kadınların stresini azaltan önemli hormonlardan biri de oksitosin.
Bu hormon sevgi dolu, şefkatli, cömert ve paylaşımcı olmanıza etki ediyor. Yani ne kadar oksitosin o kadar mutluluk. Sevgi ya da aşk hormonu olarak adlandırılan bu kimyasalı özellikle kadınların daha fazla salgılaması için iyi bir ilişki yaşaması, partnerine güvenmesi, ondan ilgi, şefkat ve destek görmesi gerekiyor.

Oksitosin eksikliğinde kendimizi yalnız, sevgisiz ve huzursuz hissediyoruz. O halde ne yapmak lazım? Sevdiklerinize daha fazla sarılın çünkü mutlu olmanın en kolay yolu bu… Sarılmak oksitosini artırırken, hayaller kurmayı, en kolay ve harika terapi olan hayvan beslemeyi ve masaj yaptırmayı deneyin. Özellikle masaj kimi mutlu etmez ki! Değil mi?

Yemek yemeyince sinirli olmanızın sebebi endorfin eksikliği
İnsan açken endorfin ve serotonin hormonları vücutta daha az oluyor. “Yemek yemedim mi sinirli oluyorum” diyen iş arkadaşlarınızın toplantı ortasında bile yemeğe çıkma cesareti göstermesi işte bu yüzden. Keyiften adeta uçmak için ihtiyacınız olan endorfin, neşeli, rahat ve pozitif olmanızı sağlıyor. Vücutta üretilen en güçlü uyuşturucu olarak adlandırılan bu hormona ‘doğal afyon’ da deniyor. Kahkaha atınca, mutlu haber alınca, bayıldığınız bir tatlıyı yiyince ya da bir yeriniz acıdığında endorfin düzeyiniz yükseliyor. Sigara içenlerde salgılama işini bu kötü alışkanlık üstlendiğinden, vücut endorfinin salgılanmasında kontrolü kaybediyor. Bazılarımızın keyiflenince de dertlenince de sigara içmesinin sebebi olarak bu durum gösteriliyor. Çok fazla spor yapanlar da endorfin artışının verdiği hissi iyi biliyor; tıpkı umutsuzca âşık olanlar gibi…

Eksikliğinde stresli, gergin ve isteksiz hissederken dibe vurduğunuzda ve moralinizin yeniden yükselmesi gerektiğinde endorfine ihtiyaç duyuyorsunuz demektir. Mutsuz olmak bana göre değil diyorsanız aşık olun, düzenli yürüyüş yapın, eğlenceli videolar izleyin, acı biber yiyin ki vücudunuz hormon görsün.

Kısacası beynimiz tıpkı kimya laboratuvarı gibi… Doğru yiyecekler ve yaşam tarzıyla mutluluk hormonlarınızı artırmanız gayet mümkün. Yani mutluluk hormonlarınızın çalışmaması kaderiniz değil!

Kasaba.works Digital Agency