Türkiye Devleti’nin kurucusu ve Türk milletinin gurur kaynağı Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurabilmek ve yaşatabilmek için canı pahasına mücadele etti. Pek çok savaşa katıldı, savaş sonrasında da bir politikacı olarak yeteneğini ispatladı. 2000’e girerken yüzyılı aşan tek lider oldu.
1881 yılında Selanik’te doğan Mustafa Kemal, ilköğretime mahalle mektebinde başladı. Küçük yaşta babasının ölümü üzerine annesi Zübeyde Hanım ile Selanik yakınlarındaki bir çiftlik evi sahibi olan dayısının yanında büyüdü. Bir süre dayısının yanında kaldıktan sonra Selanik’teki teyzesinin evine yerleşip, okuluna devam etti.
Selanik Askeri Rüştiyesi düzenli eğitim aldığı ilk yerdi. Başarılı bir öğrenciydi. Özellikle matematik dersinde oldukça iddialıydı. Öğretmeninin dikkatini çekmişti. Matematik öğretmeninin ismi de Mustafa’ydı. Öğretmeni karışıklık olmaması için Mustafa’ya, Kemal adını da kullanmasını önerdi ve adı böylelikle Mustafa Kemal oldu. Askeri Rüştiye’nin ardından 1895 yılında Manastır Askeri İdadisi’ne yazıldı. Bu okulu da başarıyla tamamladı ve 1899’da İstanbul’daki Harp Okulu’nun piyade sınıfına girdi.
Mustafa Kemal, 10 Şubat 1902 tarihinde Harp Okulu’nu bitirip teğmen oldu. Ardından da Harp Akademisi’ne başladı. 1905’te Harp Akademisi’ni kurmay yüzbaşı rütbesiyle bitirdi.
Subaylık yılları
Mustafa Kemal staj için Şam’daki 5. Ordu’ya bağlı, 30. Süvari Alayı’na atandı. Şam’daki görevi nedeniyle ülkenin sorunlarını yakından görme fırsatı yakaladı. 1906 yılında Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu. Görev icabı gittiği Kudüs, Hayfa ve Yafa’da örgütü yaymaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Bunun üzerine Selanik’e geçerek örgütün Selanik kolunu kurdu.
1907 yılında kolağası olan Mustafa Kemal, 5. Ordu genelkurmayında görevlendirildi ve aynı yıl İttihat ve Terakki saflarına katıldı. 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesinden hemen sonra “Hürriyet Kahramanı” ilan edilen Enver Bey ile aralarında sürtüşme başladı. Cemiyete ters düşen fikirlerini açıklayınca Trablusgarp’a gönderildi. 1913’te Sofya’ya Askeri Ataşe olarak atandı, 1914 yılında da yarbay oldu. Aynı yıl Birinci Dünya Savaşı patlak verdi ve savaş kısa sürede tüm Avrupa’yı sardı.
1915 yılında Tekirdağ’da 15.Tümen’i kuran Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri’nin askerlerini Arıburnu’nda durdurdu. Haziran 1915’te albaylığa terfi etti. Aynı yılın Ağustos ayında Anafartalar Cephe Grubu komutanı olarak İngiliz ve Fransız donanmalarını Çanakkale Boğazı’nda durdurdu. Çanakkale Savaşları sırasında komutanlık yeteneğini kanıtladı; yurt içinde ve dışında büyük ün kazandı.
Bir yıl sonra Edirne’de 16. Kolordu komutanı oldu ve tuğgeneralliğe yükseltildi. Daha sonra 7. Ordu Komutanlığı’na atandı ancak bu komutanlıktan ayrılarak İstanbul’a döndü. 1918 yılında ikinci kez Filistin’de bulunan 7. Ordu Komutanlığı’na atanan Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Grubu Komutanı oldu.
19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a ayak basarak meşhur Amasya Genelgesi’ni açıkladı. Aynı yıl, 3. Ordu müfettişliği görevinden ve askerlikten çekildi. Erzurum Kongresi’ne ve daha sonra da Sivas Kongresi’ne başkanlık etti.
7 Kasım 1919 tarihinde Erzurum’dan milletvekili seçilen Mustafa Kemal, Heyet-i Temsiliye ile birlikte Ankara’ya geldi.
İmparatorluktan cumhuriyete uzanan süreç
29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in ilan edilmesi süresine kadar Sakarya Savaşı’nı, Kocatepe’den Büyük Taarruz’u yöneten ve Dumlupınar’da Başkomutanlık Meydan Savaşı’nı kazanan Mustafa Kemal, Cumhuriyet’in ilan edildiği gün Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.
1922 yılında saltanatın kaldırılmasını Meclis’e önermesi üzerine 1 Kasım 1922 tarihinde saltanat kaldırıldı. İki yıl sonra 1924’te de halifeliğin kaldırılması kabul edildi. Ardından şapka yasası, uluslararası takvim ve saat kabulü gibi yenilikler gerçekleştirildi. 1927 yılında ikinci kez, 1931’de de üçüncü kez Cumhurbaşkanlığına seçildi.
Devrimler birbirini izliyor
Latin harflerinin kabulü, Türk Tarihi ve Türk Dili Tetkik Cemiyetleri’nin kurulması ve Soyadı Kanunu’nun çıkması gibi devrimler birbirini izledi. Soyadı Kanunu’nun çıkması ile 24 Kasım 1934’te Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verildi.
Son nefesine kadar ülkesi için mücadele veren Atatürk, ölümünden bir yıl önce Hatay’ın bağımsızlığının Milletler Cemiyeti’nce kabul edilmesini sağladı.
Atatürk, tüm dünya devletleri tarafından da övgüyle söz edilen bir kişi oldu. 10 Kasım 1938 tarihinde İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda son nefesini verdi fakat devrimleri hala geçerliliğini koruyor.