Radyumu buldu. Sorbonne Üniversitesi’nde ders veren ilk kadın oldu, 1903’te eşi Pierre Curie ve Henri Becquerel ile birlikte Nobel Fizik Ödülü’nü aldı. 1908’de profesörlüğe yükseldi ve 1911’de ikinci defa Nobel ödülü alan ilk kişi olma onuruna erişti.
Eski İngiltere Başbakanı Margret Thatcher radyumu bulan Marie Curie için şunları söylüyordu; “Bu yüzyılın başında, sessiz ve çekingen bir PolonyalI kadının yaptığı buluş, dünya tarihin yönünü değiştirdi.”
Thatcher sözlerine şöyle devam ediyordu: “Marie Curie, güçlü bir element olan radyumu keşfederek radyoaktivite biliminin öncüsü oldu. İki kez Nobel Ödülü’nü kazanan Curie’nin çalışmaları atomu anlamamıza temel oluşturacak bilgileri sağladı. Ayrıca, kanser hastalığı için yeni bir tedavi yolunu açtı. Ama Marie’nin öyküsü yalnızca parlak bilimsel araştırmaların öyküsü değildir. Bireyin çabalarını, tüm insanlığa hizmet edebileceğine tutkuyla inanan ve eğitim görmesi engellenen bir kadının zorluk içinde verilen kararlı çabalarının öyküsüdür.
Marie Curie, inancı ve yürekliliğiyle, bize öyle bir miras bıraktı ki, buluşu yalnızca hastalıkların tedavisinde işe yaramakla kalmıyor, aynı zamanda yaşamımızın her alanının da etkiliyor.”
Polonyalı bir fizik ve matematik profesörünün kızı olan Marie Sklodowska Varşova’da doğdu. 1891’de Paris’e giderek Sorbonne Üniversitesi’nde fizik ve matematik eğitimi gördü. 1895’te Fransız kimyacı Pierre Curie ile evlendi. Pierre Curie 16 yaşındayken Sorbonne’a girmiş, iki dalda diploma alarak aynı üniversitede asistan olmuştu. Kristallerin ısıyla elektriklenmesini araştıran ve kristallerin basınçla elektriklenmesi olgusunu bulan Pierre Curie’nin bazı kristallerin titreşince elektrik ürettiğini ve elektrik verilince titreştiğini bulması kristallerin radyolarda kullanılmasının yolunu açtı.
Marie ve Pierre Curie evlendikten sonra bilimsel araştırmalarını birlikte sürdürdüler. Fransız fizikçi Henri Becquere Fin 1896’da uranyum elementinde varlığını ortaya koyduğu ve sonradan radyoaktiflik olarak adlandırılan olguyu incelemeye başladılar.
Marie Curie toryumun da uranyum gibi rayoaktiflik özelliği gösterdiğini buldu. Çeşitli maddelerin yaydığı radyasyonu karşılaştırmak için özel bir elektroskop geliştirdi. Curie’ler uranyumu, ayrılmış tonlarca peklebend artığı üzerinde araştırma yaparak bu çok radyoaktif maddeyi cevherden ayırmak için çalışmaya giriştiler.
Eski bir barakada çok güç koşullar altında yürüttükleri ve sık sık para sıkıntısıyla engellenen çalışmalarında, birçok kez yineledikleri kimyasal işlemler sonunda 1898’de cevherdeki radyoaktif maddeyi ayırmayı başardılar. Tonlarca peklebend kullanarak çok az miktarda elde edebildikleri ve radyoaktifliği uranyuma oranla binlerce kez fazla olan bu madde iki elementten oluşuyordu. Bunlardan birine Madam Curie’nin anavatanı olan Polanya’dan esinlenerek polonyum adı verildi; öbürüne ise radyum. Ama Madam Curie’nin saf radyumu elde etmesi 1910 yıllarını buldu.
Curiler bu arada radyumdan yayılan radyasyonu da incelediler. Curie’lerin bu çalışmaları daha sonaki nükleer fizik araşıtrmalarının temelini oluşturdu.
Marie Curie Radyoaktif Maddeler Üzerine Araştırmalar (Recherches sur les substance s radioactivies) adlı teziyle 1903’te doktora derecesi aldı. Aynı yıl eşi Pierre Curie ve Henri Becquerel ile birlikte Nobel Fizik Ödülü’nü aldılar.
Talihsiz Kaza ve ilkler
Üç yıl sonra Pierre Curie bir yük arabasının çarpması sonucu Paris’te yaşamını kaybedince Marie Curie kendisini tümüyle araştırmalara adadı. 1906’da Pierre’nin ölümüyle boşalan Sorbonne Üniversitesi fizik kürsüsüne atandı ve Sorbonne’da ders veren ilk kadın oldu. 1908’de profesörlüğe yükseldi ve 191 l’de ikinci defa Nobel ödülü alan ilk kişi oldu.
Marie Curie, I. Dünya Savaşı sırasında Fransız hastanelerinde radyoloji servisleri kurulması için çalıştı. Daha sonra da Paris Üniversitesinde kurulmasına öncülük ettiği Radyum Enstitüsü’nün araştırma bölümü başkanı oldu. 1922’de Tıp Akademisi üyeliğine seçilen Madam Curie radyoaktif maddelerin tıptaki kullanım olanakları konusunu araştırmaya yöneldi.
Curie’ler kazandıkları paralarının çoğunu gerekli aygıt ve gereçleri almak amacıyla harcadıkları için yoksul mahallelerde yaşadılar. Çoğu zaman yeterince yiyecek bulamadılar; rüzgara ve yağmura karşı yeterince korunmamış bir barakayı laboratuvar olarak kullandılar. O günlerde radyoaktif maddelerin insan sağlığı için yarattığı tehlikeler hiç bilinmiyordu. Marie Curie radyum bileşkenleri ile çalışırken oluşan yanıklar yüzünden çok acı çekti ve radyoaktif ışımanın neden olduğu kan kanserinden öldü.
Bu iki büyük öncünün anısına, bir radyoaktiflik birimine “Curie” adı verildi. Büyük kızları irene Joliot Curie de radyoaktiflik konusunda araştırmalar yaptı ve Nobel Kimya Ödülü’nü aldı.