BBC’nin internet anketinde milenyumun en büyük düşünürü seçilen Karl Marx, karısının gözünde koca bir çocuk olsa da herkes tarafından komünizmin fikir babası olarak bilindi. Peygamberlerden sonra en çok tanınan kişi oldu ve hala dünyayı değiştirmeye çalışan devrimcilerin gözdesi.

Karl Marx Prusya’da Trier’de ( Almanya) doğdu. Yıl 1818’di. Musevi olan ailesi, 1824’te Hristiyanlığı kabul etti. Marx ortaöğrenimini Trier’de tamamladıktan sonra önce Bonn sonra da Berlin üniversitelerinde hukuk, tarih ve felsefe öğrenimi gördü. Bu arada Hegel’den etkilendi ve üniversitedeki Genç Hegelciler’e katıldı.

1841’de felsefe üzerine hazırladığı doktora tezi Jena Üniversitesi tarafından onaylandı. 1842’de Köln’de demokrasiyi savunan bir gazetenin yazarlığını ve daha sonra yayın yönetmenliğini yapmaya başladı. Yazılarında gitgide ülkenin ekonomik ve toplumsal sorunları üzerinde Genç Hegelciler’den farklılaşan görüşlerinin yer aldığı yazılar yazdı. Gazete 1843’te Prusya hükümetince yasaklandı.

Marx evleniyor

Bu arada Marx evlendi. Jenny Marx’ın çocukluk arkadaşıydı ve birliktelikleri bir ömür boyu sürdü. “Trier şehrinin en gözde kızı” olan Jenny, aynı zamanda Almanya’nın en soylu ailelerinden birinin kızıydı ve bu yüzden gizlice nişanlanmayla başlayan bu evlilik, Jenny’nin Karl’a verdiği bağlılık vaadine hep sadık kalmasıyla sürdü.

Evlendikten sonra karısı, çalışmaları kadar önemli bir yer tuttu Marx’ın hayatında. Jenny her zaman Marx’ın bitmek bilmeyen dergi, gazete gibi projelerine maddi, manevi varlığı ile destek oldu. Bu arada günlük hayatın sorunlarıyla da (çocuklara bakmak, ev tutmak gibi) Jenny ilgileniyordu. Jenny ile Marx’ın yedi çocukları oldu; ancak bunların dördü küçük yaşlarda öldü.

Marx “Engels ikinci yarım”

Marx’ın yaşamındaki en önemli ikinci insan ise “diğer yarım” dediği Engels’ti. Engels’le Paris’te tanışan Marx benzer düşünceleri taşıyordu. Birçok siyasal eylemde birlikte yer aldılar ve Marksist kuram üzerinde birlikte çalıştılar. Marx Paris’te bulunduğu yıllarda ekonomiyle ilgilendi, Fransız ve Alman işçi örgütleriyle ilişkiye girdi. 1845’te siyasal görüşleri nedeniyle Paris’ten sürülünce Brüksel’e geçti. Bu dönemde kaleme aldıkları yazılarla Marksist kuramın oluşturulmasında önemli adımlar attılar. 1847’de Komünistler Birliği adlı örgütün kurulması çalışmalarına katılan Marx,  bu örgüt için Engels ile birlikte yazdığı ünlü Komünist Manifesto’yu 1848’de tamamladı.

Aynı yıl Avrupa’da krallıklara karşı ekonomik çöküşün, işsizliğin ve siyasal baskıların yarattığı devrimler patlak verdi. 1848 devrimleri sırasında önce Paris’e ardından Engels ile birlikte Almanya’ya geçen Marx, burada bir yıl süreyle bir gazete çıkardı. Bu ülkeden de sürülmesinden sonra önce Paris’e gitti. 1849’da ise yaşamının geri kalan yıllarını geçireceği Londra’ya yerleşti. Marx’a parasal destek veren Engels’in durumunun düzelmesinden sonra biraz daha rahat bir yaşamları oldu.

Marx, Londra’da zamanının çoğunu kütüphanede geçiriyordu. Komünist Birliği’nin dağıldığı 1852’de I.Enternasyonal’ın toplandığı 1864’e kadar siyasal etkinliklerden uzak durdu. Günlerini ekonomi çalışmalarına adayan Marx’ın, Das Kapital’i bu dönemin ürünü olarak 1867’de yayınlandı. Ömrünün son yıllarını da Kapital’in ikinci ve üçüncü cildini yazmakla geçirdi. Öldüğünde kitapları henüz tamamlanmamıştı; ama Engels bu kitapları yayıma hazırladı ve kitaplar 1885 ve 1894’te yayımlandı.

İşçi sınıfı Marx’ı ne zaman okudu?

Tarih ilginç paradokslarla dolu… 1848’de yayınlandığında işçi sınıfından çok entelektüel çevrelerce okunan Komünist Manifesto proleteryanın beşiği sayılan İngiltere’de yayınlanışından 148 yıl sonra best-seller oldu. Komünist Manifesto’nun 1,5 asır sonra en çok okunan kitaplar arasına girmesi Marx’ın öngörülerinin aksine, piyasa yasalarının işlemesinden kaynaklandı. Rekabet yasası kitabın ucuz bir fiyatla kitlelerin eline ulaşmasını sağladı.

Kasaba.works Digital Agency