sidney14

Arabanızı Woollahra, Sidney’e doğru sürdüğünüzde doğu banliyölerinde birinde karşınıza çıkan bu ev, yarı tropikal bahçesi ve 1950’lerden kalma mimarisiyle dikkat çekiyor.

Fotoğraf: Michael Wee/ bureaux.co.za Prodüksiyon: David Harrison/ bureaux.co.za
Derleyen: Mürsel Çavuş 


EvBahçe Dergisi’nin Ekim 2013 sayısında yayınlanmıştır. Telif hakları DBR’ye aittir.

Sahiplerinin art deco çizgileri vurgulamayı sevdiği ev, samimi dekorasyonu kadar beyazın ve doğal ışığın yoğun kullanımıyla da yuva hissini eve giren herkese yaşatıyor.

s22

Bir evden tam olarak ne beklersiniz? Hayaliniz büyük odalar, daha çok ışık, huzur veren bir bahçe ve daha çok mahremiyet mi? Dee ve Johns Bates çiftinin aradığı tam olarak buymuş.

sidney2

Dee Bates, “Eski evimizde sürekli merdivenlerden inip-çıkmak zorunda kalıyorduk ve büyük kızımız Jade için de bir alan yaratmak zorundaydık” diyor taşınma kararıyla ilgili… Aslında yaptıkları değişiklik büyük bir değişiklik de olmamış, çünkü sadece bir banliyö öteye, Woollahra’ya taşınmışlar. Oturdukları Victorian tarzı evlerine veda etmek aileye burukluk yaşatsa da, geniş bir eve taşınmak herkese konforlu gelmiş.

“Bu evle birlikte inziva hayatına adım atmış gibi olduk. Bununla ilgili bir derdimiz yok ama bu evin en zor tarafı Sydney’den buraya gelirken yolun aşırı dar ve dik oluşu” diyor Bates.

sidney1

Evi ilk gördüklerinde eski evlerinin aksine yatay bir plana sahip olması çok hoşlarına gitmiş. 1950’lere inşa edilen ev, 1980’lerde tepeden tırnağa yenilenmiş. “Yenilenmiş olmasına rağmen yerlerdeki hardal sarısı zemin, koyu maviye boyalı yatak odası, kırmızı boyalı çocuk odalarından kurtulmak epey zamanımızı aldı” diyor Bates. Yaptıkları ilk iş bu renkleri yok edip, evin daha çok doğal ışık alabilmesi için geniş panjurlar taktırmak olmuş, böylece ışığın içeri akmasına izin vermişler. “Koyu renkler evi küçük gösterse bile, evin potansiyelinin çok farkındaydık ve yarı tropikal bir bahçe ile yakalayacağımız huzuru hiç bir şeye değişmezdik” diyor Dee Bates. Pencerelerin çevresinin zarif bir deco tarzında çelikle çevrelenmesinden, basit yatay çizgilerden ve çağdaş bir yaşam alanı yaratmak için yapılan her dokunuştan keyif almışlar. Bununla da kalmamış beyaz boya ve beyaz depolama üniteleri ile evin ferahlığını daha da arttırmışlar. Bu değişimlerden mutfak ve banyo da nasibini almış tabii… Banyo soluk taş mozaikle kaplanmış, mutfak ise basit ve işlevsel ünitelerle ‘boşluk’ hissini vurgulayacak şekilde modellenmiş. “Mutfakta krem-beyaz Caesarstone tezgah üstü malzemesi kullandık, bu hem modern bir görünüm sağladı, hem de ucuz ve hızlı bir çözüm oldu” diyor Bates.

sidney8

Bir medya ajansının CEO’su olan John, eşi Dee için, “İç dekorasyonla her zaman çok ilgiliydi ve sürecin her aşamasıyla ilgilendi. Birçok alternatifimiz vardı ve her detay için Dee ile konuştuk. Fakat itiraf etmeliyim ki Dee’nin vizyonu evin görünümü konusunda kesin çizgilere sahipti” diyor. Evin tarzı konusunda yapılan uzun tartışmaların sonucunda, günlük mobilyalar ve değişik dönem parçaları ile evi harmanlamaya karar vermişler.
Dee ve John çifti Avustralyalı sanatçıların koleksiyonlarını yapmayı seviyor fakat Dee’nin Sidneyli sanatçı Joshua Yeldham’ın hemen giriş kapısının karşısında asılı duran ve eve gelenlere ‘hoş geldin’ diyen baykuş eserine özel bir düşkünlüğü var.
Bali’yi ziyaret ettiklerinde orada evlenen çift, Bali tarzından çok etkilendiği için evlerinde Bali yaşamının esintilerini de taşımış. Dolayısıyla koyu ahşap zeminler ve balık tuzağını andıran sarkıt aydınlatmalar Bali etkisiyle evdeki yerini almış.

sidney10

Tabii evi anlatırken Dee Bates’in en sevdiği obje olan 100 yıllık George Steck & Co piyanoyu da unutmamak lazım. Piyano heykelsi duruşuyla salona zenginlik katıyor. “Piyano o kadar cüsseliydi ki altı kişilik bir ekiple yatak odasının penceresinden içeriye zor soktuk” diyor Dee ama piyanosuna bakarken ona gururlu bir bakış atmayı ve gülümsemeyi de ihmal etmiyor.

sidney7

Evin bahçesinin bir vahaya benzediğini söylemekse abartı değil. Çocuklar için oluşturulan oyun evi, 11 yaşındaki Ruby ve yedi yaşındaki Jade’in korsancılık oyunlarına ev sahipliği yapıyor. Kısmen çardakla kaplanan havuz ve etrafındaki bambu standları da bahçenin tropikal etkisini arttırmış. “Çocuklar havuzdan saatlerce çıkmıyor” diyor Dee… “Korsan oyununa takıntılılar, kılıçlar, tabancalar, güverteden emir veren korsanlar gündelik hayatımızın doğal bir parçası haline geldi!”
Her ne kadar şehrin dışında bir inziva evi olsa da, bu ferah ve geniş ev Bates ailesinin adeta huzur tapınağı haline gelmiş, hatta eve gelen misafirler için bile öyle…

Bir cevap yazın

Kasaba.works Digital Agency