Batının ve Hristiyanlığın geleneksel din, ahlak ve felsefe anlayışlarını temelden eleştirdi. Kendine özgü bir üslupla ortaya koyduğu yoğun ve çarpıcı düşünceleri en etkili modern düşüncelerden biri oldu. Ancak son on bir yılında çıldırdı ve hiçbir şey yazamadı. Çıldırmasının nedeni, yıllar önce öğrenciliği sırasında aldığı üçüncü derecede bir frengi mikrobuna bağlandı.
Nietzsche, Röcken’de (Almanya) 1844 yılında dindar bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası ölünce ailesiyle birlikte Naumburg’a yerleşti. 1858’de burs kazanarak Almanya’nın önde gelen Protestan yatılı okulu Schulpforta’ya yazıldı. Bu okulda Eski Yunan ve Roma klasikleri üzerine temel bir eğitim aldı. 1864’te mezun olunca ilahiyat ve klasik filoloji okumak ve aile geleneğine uyarak papaz olmak için Bonn Üniversitesi’ne gitti. Fakat üniversitede müzik ve felsefeye duyduğu ilgi ağır bastı. Leipzig’de kaldığı yıllarda Schopenhauer’ın felsefesini inceledi; Richard Wagner ile tanıştı ve müziğine hayran kaldı.
1869’da Leipzing Üniversitesi’nin sınav ve tez koşulu aramadan yalnızca yazılarına dayanarak doktor unvanı verdiği Nietzsche Basel Üniversitesi’ne öğretim görevlisi olarak atandı. Ertesi yıl İsviçre vatandaşı oldu ve öğretim üyeliğine yükseldi. Fransız-Alman Savaşı başlayınca üniversiteden izin alarak Ağustos 1871’de gönüllü sıhhiye eri olarak cepheye gitti ama dizanteri ve difteriye yakalanınca Ekim’de Basel’e döndü. Daha 1871’de sağlığı bozuk olduğu için ağır öğrenim yükünü taşıması güçleşti. 1876’da bir yıllık izin aldı ve 1879’da görevinden ayrıldı. Basel Üniversitesi’nden emekli sayılarak maaş bağlandı.
Nietzsche profsörlüğü sırasında, klasik filoloji çalışmalarından uzaklaşarak felsefeye yöneldi. Müziğin Özünden Tragedya’nın Doğuşu adlı ilk kitabı, klasik filoloji bilgilerine dayanan bir sanat felsefesi yapıtıydı. Coşkulu tutkuları simgeleyen Dionisos ile onun etkilerini dengeleyen Apollon’un bir araya gelmesiyle, Eski Yunan tragedyasının doğduğunu; bunun da klasik Yunan kültürünün dünyanın anlamsızlığını bile bile, çare olarak geliştirdiği trajik dünya görüşüne dayandığını ileri sürdü. Bu ölümü ve yokluğu kabullenerek yaşamı bir oyun gibi kavrayan ve müzikle beslenen bir dünya görüşüydü. Nietzsche, Wagner’e adadığı kitabın son bölümlerinde; şiirsel bir dille bu görüşün çağdaş dünya için taşıyabileceği anlam üzerinde dururken besteci dostunun müziğini ele aldı. Ancak ilerleyen dönemde fikir ayrılıkları yüzünden dostlukları sona erdi.
Nietzsche 1873’te Zamana Aykırı Düşünceler başlığıyla dört küçük kitaplık bir dizi yayınlamaya başladı. İlk kitap David Strauss, İtirafçı ve Yazar sert bir uyarıydı. İkinci kitap Tarihin Yaşam İçin Yararları ve Sakıncaları adını taşıyordu ve tarih felsefesine yeni bir boyut getirdi. Tarih yazma biçimi ve tarihe bakış açıları üzerinde durarak sonradan geliştireceği perspektivizm görüşünün ilk biçimini ortaya koydu. Nietzsche’nin üçüncü kitabı Eğitimci Olarak Schopenhauer ve dördüncü kitabı Richard Wagner Bayreuth’da kendisini çok etkileyen iki kişiyi ele alıyordu.
Nietzsche’nin zihinsel yaşamının son 10 yılı yalnız ama yoğun bir düşünsel çaba içinde geçti. Wagner’den koptuktan sonra Schopenhauer’ın düşüncelerini eleştirmeye başlaması klasik filolojiden tümüyle uzaklaşarak kendini felsefeye vermesi bu dönemde oldu. Başyapıtı, Böyle Buyurdu Zerdüşt’ü de bu dönemde yazdı.
Bu yapıtından sonra kaleme aldığı İyiliğin ve Kötülüğün Ötesinde, Ahlakın Soykütüğü yer yer aforizma üslubu, yer yer de daha uzun düşünsel zincirler içinde olgun düşünceleri dile getirdi. Bu kitaplarda ahlak sorunu üzerinde durdu. İki temel ahlak biçimi ayırt etti; efendi ve köle ahlakını dünyaya bakışın iki biçimi olarak yorumladı, bunların temelindeki değerler sistemini çözümledi.
Sağlığı iyice bozulan ve yalnız kalan Nietzsche yazın İsviçre dağlarında, kışın İtalya kıyılarında yaşadı. Baş ağrıları ve uykusuzluk için aldığı ilaçlar sağlığını daha da bozdu; ama yazmaya inatla devam etti. Son yazdıklarının anlaşılmaz hale gelmesi yayıncılarla arasını bozdu. 1889’un ilk günlerinde zihinsel yetilerini tümüyle yitirdi. Bir iki eski dostuna yazdığı çılgın mektuplar sayesinde Torino’da olduğu saptandı ve bakım altına alındı. Çıldırmasının nedeni, yıllar önce öğrenciliği sırasında aldığı üçüncü derecede bir frengi mikrobuna bağlandı. İzleyen 11 yıl boyunca bitkisel denebilecek bir yaşam sürdü, hiçbir şey yazmadı. 25 Ağustos 1900’de Almanya’da Veimar’da öldü.