Dreyfus davası çok tartışılan ve yüzyılın en önemli davalarından biridir. Dava 1894 ile 1914 arasında Fransa’yı karıştıran siyasi bir skandaldı ve ünlü yazar Emile Zola’nın hapsine bile sebep olmuştu.

Fransız Haber Alma Servisi’nin Paris’teki Alman ateşesinin çöp sepetinde, ulusal savunmaya ilgili imzasız bir not bulması üzerine; Yahudi asıllı Fransız subayı Yüzbaşı Alfred Dreyfus’ün bu notu yazmakla suçlanması Dreyfus Davası’nın başlangıcı oldu. Dreyfus kendisine bildirilmek istenmeyen, hatta savunması sırasında bile gösterilmeyen belgelere dayanılarak yargılandı ve Aralık 1894’te mahkum oldu.

Kardeşi Mathieu Dreyfus ise A. Dreyfus’un suçsuzluğuna inanıyordu ve bunu ispat etmeye kalktı. Bu çaba Fransa halkını ikiye böldü.

Diğer taraftan Haber Alma Servisi’nin yeni şefi binbaşı Picquart, çok müsrif ve borç içinde bulunan ve Macar asıllı bir subay olan binbaşı Esterhazy’e hitaben Alman askeri ateşesinin bir mesajını ele geçirince suçlunun Dreyfus değil Esterhazy olduğunu ortaya çıkarttı. Ancak yine de senato başkan yardımcısı S.Kestner hükümetten davaya yeniden bakılması kararını çıkaramadı.Esterhazy kendi isteği ile Har Divanı’nın önüne çıktıysa da beraat etti ve böylece davanın yeniden gözden geçirilmesi imkansızlaştı.

Dönemin en ünlü yazarlarından Emile Zola da Dreyfus’u savunanlar arasındaydı. Zola bir gazetede cumhurbaşkanlığına hitaben yazdığı “Suçluyorum” başlıklı yazısıyla bir yıl hapse ve üç bin Frank para cezasına çarptırıldı.

Yıllarca süren mücadele sonunda, 1906 yılında Fransız siyasetçi Jean Jaures’in girişimleri ile A. Dreyfus tekrar yargılandı; suçsuz bulundu ve tekrar orduya alınarak Legian d’honneur nişanı ile ödüllendirilerek tarihi bir hata önlendi.

Kasaba.works Digital Agency