esigara

E-sigara Çin’de 2003 yılında patentinin alınmasıyla hayatımıza girdi ve 2012’den sonra sigara endüstrisinin kazancı haline geldi. E-sigaranın zararlarıyla ilgili Dünya Sağlık Örgütü ülkeleri uyarıyor ve pazarlamasına bir dizi sınırlandırma getirmeleri çağrısında bulunuyor.

Yeşilay Dergisi’nde yayınlanmıştır. Telif hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir.

Elektronik sigara Çin’de Lik Hon adlı kişinin patent almasıyla hayatımıza girdi ve 2004 yılında ilk olarak yine bu ülkede satışa sunuldu. 2006 yılında ABD ve ABD pazarlarına giren e-sigara bazı ülkede “tedavi amaçlı ürün” bazı ülkelerde ise “tütün ürünü” olarak düzenlendi.

ABD’de Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) yapılan başvurularda e-sigara Tütün Kontrol Yasası kapsamına alındı. ABD’de tütün yasasına göre tütün ürünü “tütünden meydana gelmiş ya da tütünden türetilmiş ürünler” olarak tanımlıyor. Elektronik sigaralardan içinde nikotin bulundurmayanlar ise Sağlık ve Beşeri Hizmetler Sekreterliği’nin uyarısıyla FDA tarafından düzenleme altına alınmıştı. Elektronik sigara belli yaşın altındakilere satılmayacak, eğer içinde nikotin varsa elektronik sigara nikotin değerine ilişkin uyarılar taşımakta zorunlu tutulacaktı.

Çok geçmeden bu ürünü tütün endüstrisi keşfetti ve 2012 yılında tütün endüstrisi alanında faaliyet gösteren kurumlar e-sigara şirketlerini satın almaya başladı. Böylece e-sigara sigara endüstrinin kazanç aracına dönüştü.

Sigarayı bırakmak için reklam aracı
2014 yılında e-sigaranın bir sigarayı bırakma aracı olarak reklamları yapılmaya başlandı. Bunun üzerine Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ülkelere e-sigara konusunda daha sıkı yasal düzenlemeler getirme çağrısında bulundu. DSÖ devletlere yaptığı düzenleme çağrısında şu ilkelere yer veriyordu:

• Sigara içicisi olmayan bireylere e-sigara tanıtımının engellenmesi
• E-sigaranın, kullanıcı olanlar ve olmayanlar için potansiyel sağlık risklerini en aza indirmek
• E-sigaralarla ilgili kanıtlanmamış sağlık iddialarının, ticari amaçla kullanımının yasaklanması
• Mevcut tütün kontrol çabalarının, tütün endüstrisinin ticari ve diğer çıkarlarına karşı korunması
• E-sigara reklamcılığı, tanıtımı ve sponsorluğunun kısıtlanması
• E-sigaraların kamuya açık alanlarda ve işyerlerinde kullanılmamasına yönelik yasal adımların atılması
• Çocuk ve ergenleri korumak için meyve, şeker ve alkollü içecek aromalı e-sigaraların yasaklanması
• Sigara bırakma amacıyla e-sigara kullananlara, e-sigara yerine daha önceden onaylanmış tedavilerin önerilmesi.

Peki, Avrupa Birliği konuya nasıl yaklaşıyor? Avrupa Birliği’nde elektronik sigaralar ilk olarak 2014 yılında oluşturulan Tütün Ürünleri Yönetmeliği’nde düzenlendi. Bu yönetmelikle elektronik sigaranın tütün mamulü olduğu belirledi ve tüketiciyi aydınlatıcı nitelikteki bilgileri üreticilere zaruri kıldı. Ayrıca elektronik sigaraların barındırabileceği maksimum nikotin seviyesi de belirlendi. E-sigara içindeki maddelerin içerik denetimi AB ve ABD gibi yasal olarak düzenleme konusu yapılan ülkelerde var; düzenleme yapılmamış olan ülkelerde ise denetim ne yazık ki yapılamıyor.

Dünya elektronik sigaraya nasıl yaklaşıyor?
DSÖ Tütüne Karşı İnisiyatif Programı tarafından farklı ülkelerin katılımıyla yapılan ankete göre 24 ülke e-sigaraları “tütün ürünü” olarak düzenlemiş. (bkz. Tablo 1) Buna karşın 12 ülke e-sigarayı “tedavi amaçlı ürün” kategorisine değerlendirmiş. (bkz. Tablo 2)

Oysa Temmuz 2019 Dünya Tütün Raporu’na göre e-sigara insan sağlığını çok da olumlu etkilemiyor.
Rapor bu konuda bazı öneriler sıralıyor:

• E-sigaralar kanser riskini azaltmıyor.
• Bu ürünlerin tütün salgınına yönelik “zarar azaltma” yaklaşımı olmasına rağmen bugün gelinen noktada “zarar azaltma” bile sorgulanıyor.
• Sigarayı bırakma araçları olarak reklamlarının yapılıyor, ancak bunu kanıtlayan bilimsel zeminden yoksun.
• Bu ürünlerin marihuana, kokain, MDMA ve eroin gibi diğer uyuşturucu ve uyarı maddelerin de kullanılabileceği mekanizmalar olarak tasarlanıyor.

Yeşilay’ın e-sigaraya nasıl yaklaşıyor?
Ülkemizde 4207 sayılı Kanun’un ikinci maddesine 2013 yılında yapılan eklemeyle, tütün mamulleri tanımı her türlü aromatik nargile ve elektronik sigaraları da kapsayacak şekilde genişletildi. 2013 yılından bu yana, hammaddesinin kısmen ya da tamamen tütün yaprağı olan mamullerin yanı sıra, “tütün içermeyen ancak tütün ürününü taklit eder tarzda kullanılan her türlü nargile ve sigara” da tütün ürünü olarak kabul ediliyor.

Yeşilay bu nedenle “tütün kontrol mevzuatında benimsenen her türlü koruyucu önlem elektronik sigaralara da uygulanmalı” görüşünü savunuyor.

Tütün endüstrisinin yeni ürünü olan elektronik sigaralar dumansız hava sahası uygulamalarını sekteye uğratıyor. Her ne kadar bu ürünler üreticiler tarafından içeriğindeki yoğun su buharı ve ayarlanabilir nikotin seviyesi özellikleri sebebiyle sigara bırakma aracı olarak lanse ediliyorsa da, Yeşilay böyle bir algının yerleşmesini büyük tehlike olarak görüyor. Yeşilay tüm bu söylemlerin bilimsel temelden yoksun pazarlama stratejileri olduğuna dikkat çekiyor. Söz konusu ürünlerin su buharı değil kimyasal parçacıklarla yüklü aeorosollerden oluştuğunun altını çiziyor.
Yeşilay, bu ürünlerin marihuana, kokain, MDMA ve eroin gibi diğer uyuşturucu ve uyarı maddelerin de kullanılabileceği mekanizmalar olarak tasarlanması topyekûn yasaklanması gerektiğini vurguluyor.

Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Erkan Ceylan, e-sigaranın Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı’nca önerilmeyen, zararlı olarak bildirilen, ülkemizde ruhsatlandırılmayan ve kanunsuz şekilde satılan bir ürün olduğunu söylüyor, “E-sigara ilaç değil. Nikotin bağımlılığını ortadan kaldırmadığı gibi bağımlılık yapıcı bir ürün. Sigara kullanımı büyük oranda psikolojik bağımlılıkla ilişkilidir. Sigara bırakmada davranışsal tedavi yaklaşımları çok önemli. Bu dönemde sigarayı hatırlatan davranışlardan kaçınılmalı. E-sigara, sigara içme davranışını taklit ettiğinden, nikotin bağımlılığını pekiştiriyor. E-sigara ile sigara bırakma denemeleri, nikotin replasman (yerine koyma) tedavisine göre başarısız bulunuyor. E-sigaranın sigarayı bıraktırdığına dair yayınların tütün şirketlerince desteklendiği saptandı. E-sigarayı ilaç firmaları ya da sağlık sektörü değil sigara firmaları üretip pazarlıyor. Bu firmaların ana amacı, daha fazla satmak ve yeni müşteriler bulmak. Bu da, daha fazla insanı bağımlı yapmaktan geçiyor.”

E-sigara yeterince tanınmıyor
Ceylan, “Beş kişiden biri sigaradan daha az zararlı olduğunu düşündüğü için e-sigara kullandığını belirtiyor. E-sigaraya başlayanlara sorulan ‘içeriğinde ne olduğu’ sorusuna katılımcıların yüzde 66’sı sadece aroma, yüzde 13.2’si nikotin cevabı verirken yüzde 13.7’si e-sigaranın ne olduğunu bilmediğini belirtiyor. Bu da; kullananların önemli bir kısmının e-sigarayı tanımadığını gösteriyor.” Diyor ve ekliyor, “Sigaranın uzun dönem zararlarını 20 yıla yakın bir süre saptayamadık. Bu nedenle sigara firmaları satışlarını zararsızmış gibi pazar kazanarak devam ettirdi. Bunun sonucunda milyonlarca insan sigaranın etkilerinden dolayı öldü. E-sigara şirketleri aynı kimyasal maddelerle, sadece farklı bir yüzle karşımıza çıktı.”

Sektörün hareket alanı daraldı
Ceylan sigaranın pazarlama stratejisini ise şöyle özetiyor, “Sigaranın sağlık için zararlı olmadığını ilk kez 1954’te 14 tütün şirketi gazete ilanları ile kamuoyu önünde açıkça iddia etti. Yakın zamanda ‘light’ sigaralar kamuoyunda ‘hafif, zararsız, kanser yapmıyor, güvenle içebilirsiniz’ algısı oluşturuldu. Dünyada tütün kontrol çalışmaları sonucu sektörün hareket alanı daraldı. E-sigara, bu alanı genişletmek için sigaraya alternatif yeni ürün arayışının somut bir örneği. E-sigara, sigaranın yerini alan ve nikotin bağımlılığının devamını sağlayan bir ürün. Sigara satışı yapılamayan gençlerin erken yaşta nikotin bağımlısı olmasını sağlayarak, sigaraya başlamaları için basamak görevi görüyor. E-sigara toplumda sigarayı normalleştirerek karşıt tepkilere karşı dalgakıran işlevine sahip.”

Gençler potansiyel müşteri
Üretici firmalar kimi hedef aldıysa o kitlenin e-sigarayı tercih ettiğini, bunun da üreticilerin başarısını gösterdiğini kaydeden Erkan Ceylan şöyle konuşuyor: “Yaşlılar ideal müşteri olabilir mi? Hayır. E-sigara endüstrisi, gençleri mükemmel yedek müşteri olarak görüyor. Onların, ürünlerine bağlanabilecek kapasitede olduğunu biliyor ve gelecek yıllar boyunca müşteri olmaları için çabalıyorlar. E-sigaranın ürün çeşitliliği modaya uygun ve çekici görüntülerde sunuluyor. ‘Nikotine and Tobacco Research’ dergisinde yayınlanan araştırmaya göre; Amerika’da hiç sigara içmemiş çocukların e-sigara kullanımı 2011’de 79 binken 2013’te 263 bine ulaşarak iki yıl içinde üç kat artmış. Gençlere, ‘Kanser yapmıyor. Daha güvenli’ imajı veriliyor ve onlar da ‘zararsız’ düşüncesiyle e-sigaraya başlayıp daha sonra sigaraya geçiyorlar. Araştırmaya göre; eskiden beri sigara içenler de zarar azaltma seçeneği ile e-sigara kullandı ama tekrar sigara içmeye döndü. Bir kısmı ise hem sigara hem de e-sigara içmeye başladı.”

E-Sigara tütün ürünüdür diyen ülkeler

E-Sigara tedavi amaçlı üründür diyen ülkeler

Kasaba.works Digital Agency