Herkes kırışıklıklarla göz torbalarına, alınan kilolarla sarkan bölgelere kafayı takıyor. Oysa bunlar kadar davranışlarımız da yaşımızı gösteriyor ve hatta davranışlarda yaşlanıyor. Yaşı ilerleyen insanların duruşu, bakışı, konuşması değişiyor, işte yaşlanma davranışları ve başa çıkma yöntemleri…
Hayatım Mis dergisinde yayınlanmıştır. Telif hakları DBR’ye aittir.
Yaşımız ilerledikçe hepimiz daha düzenli besleniyor, spor yapıyor, düzenli bakım uyguluyoruz. Bunlar hepimizin daha genç görünmesine yol açıyor fakat bir de göz önünde olmayan yaşlanma belirtileri var. Cildimiz 11e kadar güzel olursa olsun ya da vücudumuz ne kadar güzel görünürse görünsün bazen tavırlarla, davranışlarla yaşımızı belli ediyoruz. Peki, bunun etkilerini nasıl azaltırız?
Menüyü çaktırmadan okuyabilsem
40’lı yaşlardasınız… Bir restorana gidiyorsunuz, yanınızda çok çekici biri var. Mönüyü size uzattı. İşte zor anlar… Genç görünüyorsunuz, güzelliğinizden de eminsiniz ama bir de şu mönüdeki yazıları okumayı başarabilseniz. Yaş ilerledikçe göz kaslarının zayıflaması gözlerde odaklanma problemlerine yol açıyor. Eğer miyopsanız harika, zira numaranız düşecek, bir süre daha idare edeceksiniz ama gözünüz bozuk değilse artık bir okuma gözlüğüne ihtiyaç duyabilirsiniz.
ÇÖZÜM: Göz kaslarının da spora ihtiyacı var Resme başlamak lazım. Uzaktaki bir heykeli, bir doğayı kağıda ya da tuvale aktarmaya çalışmak muhteşem bir egzersiz.
Unuttum…
Beyin hücrelerin deki geri sayım 20 yaşında başlıyor. 40 yaşından sonra günde ortalama 10 bin beyin hücresi yok oluyor. Bu da zihnimizi, belleğimizi ve beyin fonksiyonlarımızı etkiliyor. Karşılaştığımız insanların ilk anda ismini hatırlayamama, kimin ne dediğini, biraz önce söyleneni hatırlayamama… Depresyon, yoğun çalışma, stres gibi nedenler de unutkanlığa neden oluyor.
ÇÖZÜM: Stresten, alkolden uzak durun, dinlenmeye zaman ayırın, hobiler edinin, müzik dinleyin, gönüllü çalışmalara katılın. Düzenli egzersiz, fındık, ceviz, kuru üzüm, yeşil sebze, balık gibi besinlere sofranızda yer açın. En önemlisi kendi kıymetinizi bilin ve kendinizi iş için çok yıpratmayın.
Efendim?
Şimdi siz 60 yaşındakilerin ellerini sürekli kulaklarına götürüp “Efendim?” dediğine tanıklık ediyorsunuz ya, insan 60’ına geldiğinde başlamıyor bu tavırlara… Her şeyi duyarken bazen “Ne dedin, pardon?” ile başlayıp “Hııı?” diye devam edip. sonra da yaş ilerledikçe “Efendim?” demeye başlıyoruz. Yavaş yavaş duyma kaybının da dozajı artıyor. Yaş ilerledikçe ses titreşimleri daha az algılanıyor ve beyne tanı uyarı gönderilemiyor. Biz de elimizi kulağımıza götürüp, başımızı sesin kaynağına doğru uzatmaya başlıyoruz farkında olmadan…
ÇÖZÜM: Kulağa çok nazik davranmak lazım. Kulak çubuğu ile haşin hareketlerle temizlemeye çalışmak, hızlı karıştırmak kulağı zedeliyor. Kulaklıkla yüksek sesle müzik dinlemek veya yüksek sesin olduğu ortamlarda çalışmak da… Kulak çınlaması gibi sorunlar ya da hissedeceğiniz en küçük rahatsızlıklar bile hemen tedavi edilmeli. Bir de sigarayı bırakmalısınız, hemen!
Bu ses benim mi?
Ara ara konuşurken sesinizde değişiklikler mi fark etmeye başladınız? Yaş ilerledikçe kadın sesi boğuklaşırken, erkeklerin sesi inceliyor. Ses yorgunluğu, zayıflığı, titremesi, kısıklığı, gerginliği, çatallaşma, yutma güçlüğü… Hepsi zamanla başımıza gelebilecek sıkıntılar. Öğretmenlik, çağrı merkezi çalışanı olma gibi sesin çok kullanıldığı mesleklerde, sigara içilen ya da kirli havası olan yerlerde çalışanlarda, nörolojik bozukluklarda ya da fizyolojik rahatsızlıklarda ses değişiklikleri iyicebelirginleşiyor.
ÇÖZÜM: Sorun patolojik ise önce bunu gidermek gerekiyor. Tabii sigara da içmemek lazım.
Kaşınma… Esneme…
Kronikleşmiş hastalıkları ihmal ediyoruz. Mesela öksürmeye başladıysak doktora gitmiyoruz, belimiz veya boynumuz ağrıyorsa elimizi oraya götürüp kendimizi rahatlatmaya çalışıyor ve geçiştiriyoruz ya da romatizmamız varsa dizlerimizi, el bileklerimizi ovuşturmaya başlıyoruz. Ovuşturma, esneme istekleri gibi davranışlar ya da sürekli gırtlak temizleme, öksürme gibi durumlar zamanla davranış kalıplarına dönüşüyor.
ÇÖZÜM: Tüm hastalıklara daha başlangıcında müdahale etmek gerekiyor. Düzenli egzersiz yapmak da rahatsızlıkları bir nebze olsun azaltıyor.
Uyuyakalmışım
Gece mesaiye kalıp sabahladığınızda 1-2 fincan kahve hiç uykunuzun gelmemesini sağlayabiliyorken şimdi dost sohbetlerinde tatlı bir uyku bastırıyor ya da öğlen yedikleriniz şekerleme ihtiyacı doğuruyorsa bunlar da yaşlılık alameti sayılabilir. Yaşla birlikte kilo aldıysanız, fazla yemek tüketiyor ve iştahınızı kontrol edemiyorsanız bunlar da gün içerisinde uyuklamanıza, televizyon karşısında içinizin geçmesine neden olabilir.
ÇÖZÜM: Tiroid yetmezliği, diyabet, hipoglisemi, anemi, depresyon gibi faktörler uyuklamanıza neden olabilir. Bu konuda mutlaka doktora danışmalısınız.
Bunlara da dikkat!
• Hareketleriniz yavaşlar. Bol oksijen alacağınız yerlerde yürüyüş iyi gelir.
• Sağlık sorunlarınızla ilgili sürekli mızırdanmayın. Herkesin kendince sağlık sorunları var.
• Kuruyan cilt kaşıntıya neden olabilir. Cildinize iyi bakın.
• Kemik ve kas yoğunluğunu kaybetmek boyu kısaltır. Yoga, pilates gibi sporlar daha dik durmanızı sağlar.
• Tiroide dikkat! Kuru cilt, kırılgan saçlar, kabızlık, yorgunluk, titreme, metabolizmada yavaşlamaya neden olur. Düzenli tiroid ilacı kullanmak vücudunuzu yeniden düzenler ve tavrınızı bile etkiler.
• Asabi tavırlar insanı daha yaşlı gösteriyor. Güler yüzlü, neşeli, esprili insanlar hangi yaşta olursa olsun daha çok seviliyor, aranıyor.
• Yaş ilerledikçe fazla makyaj yapmaya başlamak veya genç kızlar gibi giyinmeye çalışmak sizi daha genç göstermez. Bunun yerine tarzınıza daha uygun, doğru kombinleri uygulayın.
• Teknolojik aletleri kullanmakta zorlanıyorsunuz değil mi? Teknolojik gelişmeleri göz ardı etmeyin, sürekli kendinizi yeniliklere açık tutun.