25eylul

Eskiden sadece televizyon vardı. Şimdi ise bilgisayar, tablet, cep telefonu derken maruz kaldığımız ekran sayısı da arttı. Çocuklar yaşamlarının büyük bölümünü ekran karşısında geçiriyor. Ekranlar çocuklarımızı nasıl etkiliyor? Ebeveynler nelere dikkat etmeli?

Hayatımıza konfor ve eğlence getiren ekranlar bütünüyle zararsız görünebilir. Oysa ekranların çocuklarımızın sağlığına ve gelişimine bire bir etkisi var. Gelişen teknolojilerle değişime uğrayan gündelik yaşantımızı iyi yönetmeliyiz ki yararlı olan bizim için zararlı hale gelmesin.

Yeşilay Genel Başkan Vekili, Klinik Psikolog Dr. Mehmet Dinç, “Çocukların hayatını, ekranların çevirdiği bir çağda yaşıyoruz. Çocuklar anne babalarından, en sevdikleri arkadaşlarından hatta oyuncaklarından çok, ekranları görmeye başladılar. Çocuklar ekranların kuşatması altında bir hayat yaşıyor. Bu ister istemez hayata bakışlarını, kendilerini algılayışlarını, hayatta kendini konumlandırışlarını, insanlarla ilişkilerini etkiliyor. Ekranın verdiğine göre hayatını şekillendiriyorlar” diyerek ekranın çocuğun hayatındaki önemine dikkat çekiyor.

Dinç’e göre çocuklar ekranı hayatının merkezine alıp ekrandan bağımsız bir hayat düşünememeye başlıyor. Dinç, “Yani erken yaşlardan itibaren ekranın hayatımızda olması, hayatımızı kolaylaştırması açısından iyi bir şey ama ekranın merkezde olduğu, başka kaynakların beslemediği hayatlar, insanların insan olarak yaşamalarına, kendilerini geliştirmelerine, hayatlarını anlamlandırmalarına, uzun vadede ciddi anlamada sıkıntı verebilir” diyor.

Ekran ile sağlıklı bir ilişki için…
Çocukların ekranla sağlıklı ilişki kurabilmesi için anne babanın yönlendirmesine ve bu konuda bilinçli hareket etmesine çok ihtiyaç var. Dinç, “Çocuğa ne kadar ekran karşısında kalma izni verilmeli? Sürekli ekran karşısında olmak istiyorsa nasıl başka şeylere yönlendirilmeli?” sorusunda şöyle yanıt veriyor; Çocukların sürekli ekran karşısında olmak istemesi doğal bir şey değil çünkü onlar keşif duygusu ile doğuyorlar. Daha fazla şey görmek, öğrenmek, daha fazla şey yaşamak istiyorlar. Bu fıtri bir şey, içlerinde var. Bu merak duygusu gerçek hayatta tatmin edilmiyorsa, bu duygusunu tatmin edeceğini vaat eden ekranlara yönelebilirler.

Çocuk ekrana sağlıksız bağlanma gerçekleştirdiyse, bu alternatifsizlikten, çaresizlikten ileri gelmiş olabilir. Çocuk ekranla sağlıksız ilişki kurduysa, ekrandan kopamıyorsa ilk başta üzerinde ısrarla durulması gereken şey kesin, kati yasaklar koymaktan ziyade, hayatını zenginleştirebileceği daha cazip alternatifleri, çocuklara sunmak ve ekransız bir hayatı yaşamayı öğrenene kadar onlara rehberlik etmek. Onunla paylaşımlarda bulunmak ve ona el yordamıyla değil, rehberlik yordamıyla bu hayatı öğretmeye çalışmak olmalı.

Sosyal medya ve çocuk ilişkisi
Çocukların sosyal medyada yer alması her ailenin farklı yaklaştığı konulardan biri. Bazı aileler bunda sakınca görmeyip doğal karşılarken bazı aileler yasak getiriyor. Dinç bu konunun en tartışmalı konulardan biri olduğunu dile getiriyor. “Çocuklar sosyal medyayı yer almalı mı, alacaksa ne zaman kullanmaya başlamalılar?” sorusuna ise şöyle yanıt veriyor, “Akran grubu içerisinde sosyal medyaya girmek bir norm haline gelmişse, çocuğu sosyal medya dışına atmak onu normun dışına çıkarmak oluyor, bundan olumsuz etkilenebilirler. Sosyal medyadan çocukları uzak tutmak olumsuz etkiye neden olabilir.

Ancak en azından 13 yaşına kadar sosyal medyaya kayıt yaptırmamalarını, hatta hiç girmemelerini sağlamak gerek. Bu yaşlardan sonra ergenliğin başlamasıyla birlikte norm haline geldiği için kullanmaları gerekebilir. Bu noktada yine, ‘Kullanma’ demekten ziyade, nasıl kullanacağı konusunda bilgi vermek, kullanımı konusunda rol model olmak, anne-babanın yapması gereken şeylerden biri. Öğretmenlerin de bu konuda bilgi vermeleri, çocukları yönlendirmeleri, doğru örnek olmaları önemli.”

Anne babanın ekran bilinci
Çocukların ekran karşısında zaman geçirmesinde en önemli faktör aile fertleri. Anne babaların veya çocuğun çevresindeki fertlerin bu konuda nasıl bir bilinç taşıması gerektiğini soruyoruz Dr. Mehmet Dinç’e… “Anne babaların bilinçlenmeyi istemesi ve böyle bir dert taşıması gerekli. Bunun niçin de anne-babalara yönelik anlayabilecekleri, somut olarak uygulayabilecekleri materyallerin oluşturulması, bu kaynakların ulaşılabilir hale getirilmesi ve farklı mecralarda sunulması lazım. Anne-baba bu malzemeyi gördüğü zaman, ulaşabileceği bir yerde ise alır, kullanır. Ancak farkındalığı yoksa bu bilginin arayışı içerisinde değilse o zaman bilgiden ziyade, bilinç geliştirmeye dönük farkındalık çalışmaları yapılması gerekiyor.”

Bir diğer nokta reklamlar. Dinç, “Çocuklar onları cezbeden reklamlara maruz kalıyorlar. Bu sefer üç tane sıkıntı ortaya çıkıyor. Birincisi ihtiyaçları olmayan şeylere ihtiyaç duymaya başlayıp tüketim çarkına girmeleri. İkincisi kendileri için zararlı materyalleri istemeleri… Ailelerini maddi anlamda zora soktukları gibi kendilerini de gelişimlerini etkileyecek malzemeye maruz bırakıyorlar. Mesela fast food tarzı zararlı gıdalarla beslenmek ya da yanlış boyalarla boyanmış oyuncaklara talep göstermek gibi… Üçüncüsü ise doğal gelişimleri içerisinde geliştirmeleri gereken şeylere mani olması… Yani çocuğun yaratıcı zekasını geliştirmesi için doğal hayatta bir şeyler üretmesi lazım, doğal malzemelerden oyun kurabilmeli. Doğal süreç içerisinde arkadaşları ile takım oluşturabilmeli. Ancak oyuncaklar buna izin vermediği noktada başka insanların zihnindeki yapıya bire bir uymalarını beklediği için, çocukların doğal süreç içerisinde gelişmesi gereken becerileri gelişmeyebiliyor. Dolayısıyla çocuklar bu noktalar üzerinden zarar görebiliyor.”

Tüm anne babaların ekranlar konusunda önce bilinçlenmesi, sonra da çocuklarını yönlendirecek kadar bilgi sahibi olmasında yarar var.

Sosyal medyayı güvenli kullanmak
Facebook, Twitter, Instagram, Pinterest, Google + (Google Plus), Snapchat, Periscope gibi sosyal medya mecralarında 13 yaş sınırı var. Yani teoride bu yaşın altında bir hesapları olması mümkün değil. Gel gelelim hesap açma kullanıcı bildirimini esas aldığı için pratikte durum farklı olabiliyor. Mesela Facebook 13 yaşın altında birisi hesap açmışsa, bunu bildirmenizi istiyor. Ayrıca ebeveynleri eğitmek için de ebeveyn ipuçları yayınlıyor. Çocuğunuz hesap açmadan öce bu bilgileri okumanızda fayda var.

Linkedin için yaş sınırı Çin’de 18, Hollanda’da 16, ABD, Kanada, Almanya, İspanya, Avustralya ve Güney Kore’de 14, diğer tüm ülkelerde 13 olarak kabul ediliyor. WhatsApp kullanmak için 16 yaşına kadar beklemek gerekiyor. YouTube, Foursquare, Swarm, WeChat ise 13-18 yaşları arasındakiler için aile izni istiyor.

Kasaba.works Digital Agency