Çin’de İmparatorluk rejimi yıkılmaya mahkumdu. Mançu sülalesine düşmanlığa, aydın çevrelerde cumhuriyetçi fikirlerin yayılması eklendi ve birleşmiş modern bir Çin yaratmak için milli bir uyanış başladı.

Sun Yat-Sen’in kurduğu milliyetçi, demokratik ve sosyal akım gittikçe güçlendi. 1911 Ekimi’nde Yang-Cou vadisinde, büyük kargaşalıklar meydana getirdi. Bunları yatıştırmak üzere sarayın görevlendirdiği Yuen Sı-kay imparatora tahttan vazgeçmesini öğütledi. (1912) Bu ise Mançu  sülalesinin sonu demekti. Bunun üzerine Sun Yat-Sen, Nankin’de toplanan bir milli mecliste generali cumhurbaşkanı seçtirdi.

Yuen, milletlerarası bir konsorsiyumdan sağladığı (1913) mali yardıma dayanarak birçok güçlüğe rağmen ölünceye kadar (1916) tutundu. Guomindang’ın dağılmasına yol açan ayaklanmalar; Japonya’nın sonu gelmeyen istekleri (21 istek, 1915)… Bunların bir kısmını yerine getirmek zorunda kaldı. Bunun üzerine şahsi yetkilerini arttırdı ve ölümünden az önce, kendi yararına monarşiyi yineden kurmayı düşündü.

Ölümünden sonra, cumhuriyetin yöneticileriyle generaller arasında karma karışık bir mücadele patlak verdi. 1918 başlarında ihtilalcilerin ellerinde bulunan Güney Çin (Yang Cou’nun güneyi) Pekin hükümetinin yönetimindeki Kuzey Çin’e karşı çıktı. Pekin hükümeti, 1914’te Almanya’nın Asya’daki tesislerine (Tsingtao) el koymuş olan Japonya’nın mali desteğinden faydalandı. Ama 1911 öncesinden 1927’ye kadar Mançurya genel valisi Çang Dzo-lin Hristiyan general Fing Yuy-hsiang, Çili valisi Tsao Kun ve Vu P’ey-fu gibi derebeyi generallerin kardeş kavgaları yüzünden parçalandı.

Güneyde önce devrilen sonra da tekrar, Kanton’da (1917) generallerin yardımı ile iş başına gelen Sun Yat-Sen, Guomindang’ı, 1923’te yeniden teşkilatlandırdı. Kendisini tutan (Borodin misyonu) Sovyet Rusya’ya ve komünistlere yaklaştı. Çin Komünist Partisi 1921’de kurulmuş ve 1922’de Komintem’in Çin şubesi olmuştu.

Bu parti 1920’de Şangay’da aydınlarla emekçiler tarafından kurulmuştu. Bu işçiler 1914 savaşında çalışmaya gittikleri Avrupa’dan dönmüşler; sendikacılığı benimsemişlerdi. Sun Yat-Sen’in ölümü, (1925) partisinin ikiye bölünmesine yol açtı. Bir yanda aralarında Vang Cing-vey ile Sun Yat Sen’in dul karısı Sung Çing-ling’in bulunduğu radikaller ve öte yanda Çankayşek ile işbirliği eden ılımlılar vardı.

Zaferi kazanan Cankavsek, Kanton’daki komünist ayaklanmasını şiddetle bastırdı (1927). Sovyet misyonu ile ilişkisini kesti, Hankou. Şanghay (bu şehirde partisi Çin kapitalizmine yaklaştı) sonra Nankin’i aldı ve milliyetçi Çin hükümetini burada kurdu.

Çankayşek, bundan sonra Fing Yuy-hsuang’ın yardımı ile kuzeye yürüdü. 1928 Haziran’ında Çang Dzo-lin’in boşalttığı Pekin’e girdi. Fakat partisinden ayrılanlarla, baş kaldıran generallerle, komünistlerle uğraşmak ve Japon isteklerine karşı koymak zorunda kaldı.

1931’de bazı küçük olayları bahane eden Japonlar Mançurya’yı Çang Hsüe- liang’ın zayıf ordusunun elinden aldılar ve Mançuguo adlı görünüşte bağımsız ve Mançurya’nın son imparatoru Puyi’nin sözde idaresinde Mançu devletini kurdular. Çin buna karşılık Japon mallarını boykot etti. Bunun üzerine Japonlar Şanghay’a saldırdılar. (1932) Cemiyeti Akvam’ın kararı durumu değiştiremedi. Japonlar 1932’de Kuzey Çin’e girdiler, fakat az sonra Büyük Çin Seddi’nin güneyindeki toprakları boşaltmayı kabul ettiler. Bununla beraber 1935’te bu sınırı aşıp Pekin bölgesine sızdılar. Çin hükümeti Japon genişlemesine karşı koyacak güçte değildi. Belli bir amacı yoktu ve komünistlerle savaşmaya çalışıyordu. 1927’de komünistler yeraltı faaliyelerine itilmekle beraber şefleri sayesinde yeniden teşkilatlanmışlardı. Kiangsi’de kuvvetli bir orduya dayanan bir Sovyet Cumhuriyeti kurdular ve bir toprak reformu teşebbüsüyle kendilerine çektikleri köyüler arasında propagandalarını yoğunlaştırdılar.

Kasaba.works Digital Agency