Cengiz Han’ın “bin yılın adamı” olduğunu söyleyen Türkler ya da Moğollar değil, bin yılın adamını seçmede erken davranan Amerika’nın en etkili gazetelerinden biri olan Washington Post. Üstelik Marko Polo ve Kristof Kolomb gibi rakiplerine rağmen. Gazetenin kriterleri ise; “dünyayı küçültme, insanları ve teknolojiyi yeryüzünde dolaştırma ve gezegende insan egemenliğini arttırmak”tı.
Asya bozkırlarında yaşayan küçük göçer grupların, kısa ömürlü ancak tarihteki en güçlü ve büyük imparatorluklardan biri haline gelişi Cengiz Han sayesinde oldu. Moğollar sürekli yer değiştiren gruplar halinde yaşıyor ve avcılığa dayalı ilkel bir yaşam sürüyorlardı.
1100’lü yılların ortalarında Moğollar arasında önde gelen kişilerden biri olan Yesugai’nin oğlu olarak dünyaya gelen Cengiz Han’a, “Çelik” anlamına gelen “Temuçin” adı verildi. Henüz dokuz yaşındayken babasının akrabalarından birinin on yaşındaki kızı Borte’yle nişanlandı.
Bu nişanlanmanın gereği olarak Borte’nin yanında kalan Temuçin, babası geri dönüş yolunda konakladığı bir Tatar grubunca zehirlenerek öldürülünce annesi ve kardeşlerinin yanına döndü. Babasının lideri olduğu grup ölüm haberini alınca, Temuçin’i kardeşlerini ve annesini gruptan dışlayarak yalnızlığa mahkum ettiler.
Böylece geleceğin hükümdarı sağlıksız ve güvensiz bir yaşam sürmeye başladı. Akrabaları tarafından kaçırılıp öldürülmek istenen Temuçin, kaçıp tutsaklıktan kurtulmayı başardı. Han soyundan geldiği için bazı haklarını koruyabildi. Daha önce bir kez görüp ayrıldığı Borte’yle evlenmesine izin verildi. Bu arada, atlarını çalan bir klandan onları geri aldı ve hayatı boyunca en iyi iki dostu olacak insanlardan biri olan Boorçu’yla tanıştı.
Güç toplama ve klanını yeniden bir araya getirme düşüncesinde olan Temuçin, Boorçu’yla birlikte babasının dostluk kurduğu Kereitlerin reisi Onglan’ı ziyaret etti. Babasının arkadaşı olan bu liderden yardım istedi. Onghan yardıma söz verdi. Ancak Temuçin henüz tanınan ve kabullenilen bir güç değildi. Babasının, annesini ellerinden kaçırdığı Merkitler; Temuçin’in evini basıp karısını kaçırdılar.
Temuçin kaçırılan karısını Merkitlerin elinden kurtarmak için Tooril-Onghan ve Camuha’nın verdiği destekle harekete geçtiğinde, ilk askeri başarısını kazanmış oldu. Bu zafer Temuçin’in klanına birçok grubun katılmasına neden oldu. Katılan grupların reisleri toplanıp Temuçin’i “yenilmez savaşçı” anlamına gelen Çinggis Han (Cengiz Han) adıyla hükümdar seçtiler.
Cengiz Han “Büyük Han” ilan ediliyor
Bu aşamadan sonra Cengiz Han peş peşe zaferler kazandı. Bütün rakiplerini birer birer yendi. En büyük mücadelesini de Tatarlarla yaptı ve çoğunu kılıçtan geçirdi. Bozkırlardaki gücünü iyice pekiştiren Cengiz Han, kendisine ihanet eden eski arkadaşı Camuha’yı da öldürttü. 1206’da yapılan Büyük Kurultay’da bütün bozkır kabilelerinin ortak kararıyla Büyük Han ilan edildi.
İşte Cengiz Han asıl başarısını bu tarihten sonra elde etti. Ancak fethettiği toprakların yanı sıra, Moğolların büyük bir güce dönüşmesinde siyasal ve sosyal reformları etkili oldu.
Cengiz Han altıncı kardeşine: “Bütün halkı kendi adlarına göre ayırarak, analarımıza, bize, kardeş ve oğullarımıza taksim et; öyle ki keçe çadırda oturanlarla tahta kaplı evlerde oturanlar ayırt edilsin” dedi. Bununla halkın hükümranlık hakkını elinde bulunduranlar belli olacak ve imparatorluk sınırları içindeki etnik oluşumların profili ortaya çıkacaktı. Bir diğer isteği de alınan kararların bir deftere yazılmasıydı. Bu da bir hukuk sisteminin doğuşuna işaret ediyordu.
Cengiz Han, Moğolları tek bir yönetim altında toplamasıyla başarı kazandı. Fetihler sırasında göçebe Moğollar, yerleşik kavimlere karşı acımasız davranışları, yağmacılık ve yıkım hareketleri ile “barbarlık” sözcüğünün tarihe geçmesine neden oldular. Batılılar, Moğolları böyle tanıdı.
Cengiz Han 1227 yılında öldüğünde torunlarına neredeyse bütün Asya’yı miras bıraktı.