Leyla Umar ona “asrımızın Jeanne D’Arc’ı” diyor. Eski Pakistan başbakanı olan Benazir Butto oldukça fırtınalı bir hayata sahipti. Babası Zülfikar Ali Butto idam edildi, kardeşi politik bir cinayete kurban gitti ve eşinin yolsuzluk iddiaları yüzünden başbakanlığını kaybetti. Şimdilerde ise İslam dünyasının Meryam Ana’sı sanki…

Benazir Butto toprak sahibi olan son derece zengin bir ailenin dört çocuğundan ilkiydi. Annesi Begüm Nusret çok güzel bir İran kadınıydı. Babası Zülfikar Ali Butto ise Berkeley ve Oxford mezunu bir politikacıydı. İslami sosyalizm görüşünü hedef olarak benimseyen; Pakistan Halk Partisi’nin kurucusu olan Zülfikar Ali Butto ölümünden sonraki on bir yıl boyunca demokratik seçimlerle iktidara gelmiş son başbakan olarak kaldı.

Benazir Butto, Karaçi’nin en iyi kolejlerinden mezun oldu. On altı yaşına geldiğinde eğitimini tamamlamak için önce Amerika’da Harvard’a, sonra da Londra’da Oxford’a gitti. Oxford’da felsefe diplomasını almaya hak kazandı. Sekiz yıl sonra 1977’de ülkesine döndüğünde, babasının sağ kolu oldu. Çünkü Amerika’da bir yandan ekonomi ve milletlerarası hukuk öğrenimi görmüş bir yandan da ülkesi için hayli yabancı olan feminizm ve barış hareketleri konusunda kendini yetiştirmişti.

1971’de iktidara gelen babası, altı yıllık görevi süresince alışılmadık reformlara imza attı. 1977 yılının 5 Temmuz gecesi Pakistan Silahlı Kuvvetleri, General Ziya ül Hak liderliğinde gerçekleştirdiği ani bir darbeyle Butto’yu devirdi. Darbenin ardından Zülfikar Ali Butto’nun hapse atılması ailede sıkıntılı günlerin başlangıcı oldu.

Zülfikar Ali Butto, Benazir kendisini ziyaret ettiğinde sayılı günleri olduğunun bilinciyle kızını bu sona hazırlıyor; bu arada çağdışı olarak nitelediği rejimle savaşması için onu ikna etmeye çalışıyordu. Oysa Benazir, politikaya uygun bir insan olmadığını düşünüyordu. Zülfikar Ali Butto ise kızına: “Beni öldürmeye kararlılar, bunu da en kısa zamanda yapacaklar. Bir gün bu rejimi ortadan kaldıracağına dair bana yemin etmelisin.” diyordu ve aynı yılın 4 Nisan’ında pek çok dünya ülkesinin yoğun baskısına, kurtarma operasyonuna rağmen asıldı.

Hemen ardından Butto ailesi için sürgün yılları başladı. Beş yıl süren göz hapsi, tutuklamalar ve cezaevi yaşamı… İki metre karelik bir alandan ibaret, susuz, havasız, zaman zamanı ısısı 50 dereceyi bulan hücrelerde yaşadı Benazir Butto. Bunun hemen ardından da Londra sürgünü geldi.

Bunlar yetmiyormuş gibi, Paris’te Benazir’in erkek kardeşi Newaz politik bir cinayete kurban gitti. Bu olayda Nawaz’ın karısı Rehana’nın parmağı olduğu söylendi. Prenses Rehana Fransız mahkemeleri tarafından iki yıl hapis cezasına çarptırıldı; ancak kısa süre sonra Amerika’ya kaçarak ardında uzun zaman çözülemeyecek bir esrar perdesi bıraktı.

1986 yılında ülkesine dönen ve adeta milli bir kahraman gibi karşılanan Benazir, milyonları peşine taktı. İlk anda diktatörün günleri sayılı gibi gelebilirdi ancak ordu duruma müdahale etmekte gecikmedi. Butto uzun süre göz hapsinde tutuldu; cezaevine kondu, gözetlendi. Bunlar Benazir’i yıldırmadı ve azmiyle muhalefetin bir numaralı ismi oldu. Bu arada muhafazakar kesimi de arkasına almak için tüm özel yaşamını düzenlemeye karar verdi.

Görev gibi evlilik

Benazir, pek az tanıdığı ve ailesi tarafından seçilmiş olan zengin bir iş adamıyla evlenmeyi kabul etti. İslam geleneklerine göre yaptığı evliliğiyle Benazir, fanatik müslümanları kendi tarafına çekti. İki bin kişinin davetli olduğu düğünü yedi gün yedi gece sürdü. Balayı yapmaya yanaşmayan ve eşininin soyadını almamayı şart koşan Benazir, düğünün hemen ardından muhalefet çalışmalarına dört elle sarıldı. Benazir’in hamileliği ise dünya basınında bomba etkisi yaptı. Onun hamileliğinden yararlanmak için seçim tarihini hayli öne alarak kendisine şans tanımak istemeyen Ziya ül Hak’a dişli bir rakip olduğunu; bebeğini sezeryanla erken bir tarihte dünyaya getirerek gösterdi.

Benazir Butto’nun, Müslüman olduğunu ispatlama savaşı o kadar güçlüydü ki neredeyse Batı terbiyesi aldığını bile unutturacaktı. Bunun için hiç aşık olup olmadığını soran bir gazeteciye: “Müslüman bir toplumda yaşayan, Müslüman bir kadınım. Burada Müslüman kadınların konuşmaktan bile kaçınacakları bazı konular vardır. Bu da onlardan biri” diyordu.

Benazir zor doğumunun ve geçirdiği böbrek iltihabının yıpratıcı etkilerini kısa sürede atlattı ve seçimlere gece gündüz hazırlandı. 17 Ağustos’ta Ziya ül Hak’ın, bir uçak kazasında yaşamını yitirmesi ile seçimleri zorlanmadan kazandı.

Ancak ülke sorunlarının yanında Butto’yu en çok yıpratan, eşi hakkında ortaya atılan rüşvet iddiaları oldu. Bu iddialar yüzünden Benazir Butto başbakanlık görevini kaybetti. 15 Nisan 1999’da Benazir Butto ve kocası, beşer yıl hapis ve 8.6 milyon dolar para cezasına mahkum oldu. Pakistan’ı terk etmek zorunda kaldı ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentine yerleşti.

2002 yılında Pervez Müşerref, Butto’yu hedef alarak başbakanların en fazla iki dönem görev yapabilecekleri yolunda bir anayasa değişikliği yaptı. Böylece 2007 yılında Butto’nun yeniden başbakan olma olasılığı doğdu.

Seçim çalışmalarına katılmak için Pakistan’a dönüş kararı alan Butto’ya karşı, El Kaide örgütünün saldırı tehdidinde bulunması üzerine; Müşerref, Butto’nun dönüşünü ertelemesini ve yüksek mahkemenin kendisiyle ilgili af istemine ilişkin kararını beklemesini istedi. Bu isteğe uymayan Benazir Butto, 18 Ekim 2007 gecesi, Pakistan’a geri döndü. Yandaşlarının sevgi gösterileriyle karşılanan Butto, aynı gün bombalı bir suikast girişimine hedef oldu. Saldırıda 130 kişi öldü. Butto bu saldırıda yara almadan kurtuldu.

Ancak 27 Aralık 2007’de Ravalpindi’de gerçekleştirilen bombalı saldırıdan kurtulamayarak yaşamını yitirdi. Gerçekleştirilen suikasti El-Kaide üstlendi.

 

Kasaba.works Digital Agency