Altın arayıcılığı müthiş bir serüvendi. Fakirlikten bıkan ya da kendine daha iyi bir yaşam hayalleri kuran birçok insan; zengin olma ümidiyle altına hücum etti. Kimisi başarılı oldu kimisi ise büyük hayal kırıklığı yaşadı. Altın üretimi genişleyen ABD ekonomisine gelir sağlarken, ABD’de ve dünyanın başka yerlerinde kullanılan teknolojik ilerlemeleri de hızlandırdı.
19.yüzyılda Kaliforniya’ya altın arayıcıları hücum etti. ABD’de altın 1830’ların sonlarında, Batı Georgia’da çıkarılmaya başlandıysa da ABD tarihinde “altına hücum” diye adlandırılan en büyük hareket; 24 Aralık 1848’de Kuzey Kaliforniya’da, Sutter’s Mill’de altın bulunmasıyla başladı. Haberin San Francisco’ya ulaşmasıyla, bu kentten ve Kalifornia’nın öbür kesimlerinden binlerce kişi bölgeye üşüştü.
Ancak gerçek “altına hücum” 1849’da başladı. Kaliforniya’nın nüfusu 1848 sonlarında yaklaşık 14 binken, 1850’de 100 bine yükseldi. Bu sayı 1852 sonlarında 250 bine, 1860’ta 380 bine çıktı. Göçmenlerin büyük çoğunluğunun Amerikalı olmasına karşın, 1849 göçmenleri ayrıca Çin’den Avustralya’dan, birçok Latin Amerika ülkesinden ve Avrupa’nın her yerinden gelen altın arayıcıları, Yreka, Spanisti Barr, Grose Valley vb. kurulmuş kampları doldurdu.
Bunu izleyen on yılda, Kaliforniya’da üç madencilik bölgesi gelişti. Bunlardan birincisi Sutter Mill’den güneyde Mariposa’ya kadar uzanan Sierra Nevada yönetim bölümünün kuzey kesimindeydi. Üçüncüsü, Sahasta’nın batısındaki kuzey kıyı sıradağları bölgesiydi; fakat burası engebeli toprakları yüzünden hiç bir zaman tam olarak işlenemedi.
İlk madenciler altını toz, pul ve külçe halinde elde ediyorlardı. Akarsu yataklarında ve eski ırmakların taşmış oldukları kumlu çakıllarda bulunan bu tür altın çabucak tükendi. Bunun üstüne madenciler daha çok işbirliği, incelik ve harcama gerektiren başka yöntemlere yönelmek zorunda kaldılar.
Sonuçta altın yataklarını ortaya çıkarmak için derin madenler kazıldı. Kaya binbir zahmetle yüzeye çıkartılıyor, parçalanıyor ve değerli tozu dışarı dökmesi için gerekli işlemler yapılıyordu. Ancak bu iş bol miktarda sermaye gerektirmekteydi. Böylece bireysel araştırmacılar ya ücretli işçi olarak çalışmak ya evlerine dönmek ya da Colorado, Nevada, Idaho, Montana ve Arizona gibi altına hücum hareketlerinde oradan oraya koşturmak zorunda kaldılar. Avusturalya’daki (1886), Klondike’daki (1896) ve Alaska’daki (1898) “altına hücum”larda da benzer olaylar yaşandı.
Altına hücum yalnız servet avcılarını değil, aynı zamanda tüccarları, esnafı ve çiftçileri de ABD’nin batı kesimine çekti. Bu patlama zamanla araba yollarının ve demiryollarının yapımını özendirdiği gibi, önemli ölçüde de yabancı sermaye çekti. Altın üretimi, genişleyen ABD ekonomisine gelir sağlarken, daha sonra ABD’de ve dünyanın başka yerlerinde kullanılan teknolojik ilerlemeleri de hızlandırdı.