Yahudi soykırımı çeşitli vesilelerle bazen gündeme oturur. Ancak Nazilerin gerçekleştirdiği tarihin en büyük soykırımının temelleri 1930’larda atılıyordu. Bundan beş-altı yıl önce “Schindler’in Listesi” filmiyle yahudi soykırımını gündeme getiren ünlü yazar Thomas Keneally bu soykırımın bir Yahudi sorunu değil Avrupa’nın sorunu olduğunu söylüyordu.
Ortaçağ Avrupası’nda görülen yahudi düşmanlığı çoğu zaman ırkçı özelliğe sahip değildi. Yahudi ırkını değil, tek tek Yahudileri hedef alıyordu. Ortaçağda Yahudi olmak değil, Hristiyan olmayı reddetmek suçtu. Antisemitizm akımının başlamasıyla ise yahudi olmak suç oldu. 19. yüzyılın sonlarında şekillenmeye başlayan antisemitizme göre bir Yahudi ne yaparsa yapsın bağışlanamazdı. Bu teoriyi hayata geçiren kişi ise Hitler oldu. Yahudi ırkını topyekün imha etmeye kalktı.
Ortaçağ Avrupası’nda da Yahudiler, Hristiyanlığı kabul etmediklerinde kötü muamele görmüştü; ama bu Yahudi ırkını ortadan kaldırmaya yönelik bir hareket değildi. Nitekim çeşitli nedenlerle yahudileri ülkelerinden kovan Avrupa kralları ihtiyaçları olduğu zaman onları tekrar geri çağırmışlardı.
Antisemitizm ya da yahudileri ırk olarak hedef alan teoriler ise 19. yüzyıl Avrupası’nda ortaya çıktı. Antisemitizm sözcüğü, ilk olarak 1879 tarihinde Wilhelm Marr adlı bir Alman tarafından kullanıldı.
Irkçılığın 19. yüzyılda ortaya çıkmasının sebepleri var kuşkusuz. Sanayi devrimi çalkantılara yol açmış; insanlar ürünlerine yabancılaşmış, yeni bir sınıf ortaya çıkmıştı. Bu değişimler toplumda güvensizlik ve gelecek kaygısı yarattı. Bu belirsizlik ortamında bir ideoloji, güvensizlik ve ekonomik belirsizlik ortamından sorunlu olan bir suçlu bulmak gerekiyordu. Politikacılar da suçlunun yahudiler olduğuna kanaat getirdiler. Bunu bilimsel temellere oturtanlar bile çıktı. Fransız Kont Artur de Gobineau, İngiliz Houston Stewart Chamberlain, Rus rahip Sergei Nilus ve Nazilerin ideoloğu Alfred Rosenberg; insanlık tarihinin en büyük soykırımına giden yolu açmakta öncülük yaptılar.
Kont Gobineau 1853’de yazdığı “Irkların eşitsizliği” adlı kitabında uygarlıkların çöküşünün temel nedeninin Aristokratların temiz kanının, sıradan insanların kanı ile karışması olduğunu öne sürdü. Rus Çarı II. Nikola tarafından yahudilere yapılan baskıyı haklı göstermekle görevlendirilen rahip Sergei Nilus, yazdığı kitapta Yahudilerin dünyayı ele geçirmeyi planladıklarını bilimsel (!) olarak kanıtlamaya çalıştı. Rusya hemen önlemlerini almalıydı.
Nazilerin ideoloğu Alfred Rosenberg ise 1930’da yayınlanan “20. Yüzyıl’ın Efsanesi” adlı kitabı ile Auschwitz, Dachau, Belsen toplama kamplarındaki gaz odalarına giden yolun taşlarını döşüyordu. Rosenberg’e göre Almanya yeniden kurulmalıydı.
Naziler bu ideoloji ile beş milyonu yahudi, yedi milyonu da Rus, Macar, Ruman, Çingene, PolonyalI, Yugoslav gibi “aşağı ulus ve ırklar”dan olmak üzere 12 milyon insanı öldürdüler.
Yahudi soykırımı Naziler 1933’te iktidara geldiklerinde Yahudi dükkanlarının yağmalanması ve Yahudi mallarına boykot eylemleri ile başladı. Ardından 1935 yılında “Nuremberg yasası” kabul edildi. Nuremberg yasası yahudilerin seçimlerde oy kullanması yasaklandı. Bu yasa çerçevesinde Yahudilerin işyerleri ve meslekleri ellerinden alındı. 1939’da ilk defa Yahudiler toplu halde tutuklanmaya başladı. 1940’ta ise tüm Alman ve Avusturya Yahudileri, Polonya’da oluşturulan özel gettolara gönderildi ve 1941 yılı “nihai çözüm” geldi. Milyonlarca Yahudi gaz odalarında “Zyklon-B” gazı ile öldürüldü.